Kapalı Maraş’ta adım adım yürüyen açılım süreci, nihayet ete kemiğe bürünüyor.
Bir Türk’ün üç Rum otelinin mülkünü satın almak için girişimde bulunması, Güney’de büyük fırtınalar koparıyor.
Kapalı Maraş’ta adım adım yürüyen açılım süreci, nihayet ete kemiğe bürünüyor.
Bir Türk’ün üç Rum otelinin mülkünü satın almak için girişimde bulunması, Güney’de büyük fırtınalar koparıyor.
Bugüne kadar “Maraş açılamaz” diyen ve yapılan hazırlıkların göstermelik olduğunu öne süren içimizdeki bir kesim ise bu olan biten karşısında sessizliğini koruyor.
Öyle görünüyor ki, Rumlar bizim içimizdeki bu kesimlerden daha fazla Maraş’ı açılacağına inanmış vaziyette.
Aslında Rum devletinden farklı olarak Maraş’ta malı bulunan Rum hak sahipleri de gerçeği görüyor. Türkiye’nin açılımı politikası tam manasıyla bir kazan kazan projesi içeriyor.
Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Güney’deki hak sahiplerine çağrıda bulunarak, “Rumlar mülklerini KKTC yönetimi altında kullansınlar” çağrısı yaptı.
Bu çağrı Güney’de halk nezdinde büyük yankı ve destek buldu.
Mal canın yongası. Bunca yıl milyonlarca Euro değerindeki malını kullanamayan Rumların, bu çağrıya destek vermesi de gayet doğaldır.
Ancak bu olumlu hava öyle görülüyor ki, Rum yönetiminde tabiri yerindeyse tam manasıyla bir panik havası estirdi.
Elbette Türk yönetimi altında yaşamak istemeyen mallarını Taşınmaz Mal Komisyonu aracılığı ile satabilir.
Ancak görünen o ki birçok Rum malını kullanmak istiyor.
Rum yönetiminin tüm çabalarına rağmen halk bu açılım sürecini destekliyor.
Bu aşamadan sonra yapılacak olan bellidir.
Maraş’ta emin adımlarla yola devam etmek Kıbrıs Türk tarafının tartışılmaz politikası olmalıdır.
Maraş yıllarca olası bir çözüm senaryosunda pazarlık masasında tutulmuş olabilir.
Ancak o senaryolar artık rafa kalktığına göre, Maraş’ı müzakere masasında rehin tutmak en başta orada mülkü bulunan insanların insan hakları ihlali anlamına gelir.
Her fırsat hak ve hukuka en çok kendilerinin önemli verdiği savunan Avrupa da onun şımarık çocuğu Rum Yönetimi de bu gerçeği artık kavramalıdır. Bizden söylemesi…