Ülkede pek çok önemli sorun var. Bu sorunların çözümü için ise maddi kaynaktan daha çok, sadece kararlılık ve siyasi iradeye ihtiyaç var.
Örnek mi?
Yıllardır ülkede yaşanan trafik kazaları herkesin malumu.
Birer birer eksiliyoruz. Canlarımızı toprağa veriyoruz. Yarım asra yakın sürede trafik kazalarına kurban verdiğimiz insan sayısı, neredeyse Kıbrıs harekatında yitirdiğimiz insan sayısına yaklaşmış durumda.
Polis kayıtlarına göre KKTC'de yılın ilk 5 ayındaki ölümlü kaza sayısı, geçen yılın tümündeki sayıya yaklaştı.
Bu yıl Mayıs ayı sonuna kadar 20 ölümlü trafik kazasında, 20 kişi hayatını kaybederken, geçen yıl toplam 21 ölümlü kazada, 24 kişi yaşamını yitirmişti.
370 bin kayıtlı aracın olduğu ülkede, trafiğe yılda ortalama 13 bin yeni araç katılması karşısında bu sayı normal diyebilirsiniz.
Hayır, aksine hiç normal değil.
Trafik Müdürü İbrahim Ulusoy, ülke genelinde 120 sabit hız tespit kamerası ve seyyar araçlarla denetimler yapıldığını belirtirken, ölümlü kaza nedenlerinde aşırı sürat ve alkolün ilk iki sırada olduğunu belirtiyor.
Peki bu alkollü kazalar nasıl önlenebilir?
Polisten buna da bir öner var.
Bu kazaların önlenmesi için alkollü sürücüler sabit ceza yerine mahkemede yargılanmalı…
Böylelikle kimse alkollü bir biçimde direksiyonun başına geçemez.
Alın size ülkenin en önemli sorunlarından biri olan trafik kazalarına köklü bir çözüm.
Bu önlemi almak için maddi kaynağa mı ihtiyaç var. Hayır…
Sadece yasalarda bir düzenleme yapılmalı.
Şunu artık kabul edelim. 1950’den kalma İngiliz yasalarıyla bir yere kadar geldik. Ancak bu yasalar artık bu toplumun ihtiyaçlarına yanıt vermiyor.
1950’deki araç ve insan sayısı ile bugün arasında dağlar kadar fark var. Dolayısıyla o günün ihtiyaçlarına uygun olarak yapılan yasalar bugün artık ihtiyaca yanıt vermiyor.
Bu yeni yasaların yapılması için de hükümetin çok daha tempolu ve hızlı çalışması gerekiyor. Aksi halde hız çağından eller aya giderken, bu hızda biz yaya gideriz. Bizden söylemesi…