Öğretmenlik mesleği geri dönüşümü olağanüstü olaylarla süslü mesleklerdendir. Çünkü işimiz İNSAN yetiştirmektir.
Hayatınızın odak noktasında duran ÖĞRENCİLERİNİZDİR. Önce siz onların hayatına dokunursunuz; bir bakarsınız içlerinden biri ansızın karşınıza çıkıverir ve bu kez o sizin HAYATINIZA DOKUNUR…
Tam altı yıl önce üniversitenin birinde bir ŞİİR AKŞAMI sonrası, aydınlatılmamış bahçede düşüp hem kolumu hem galiba ayağımı kırmıştım.
Ayağıma burkulma dendiği için de 6 ay resmen tekerlekli sandalye, üçgen vs. ile sürünmüştüm…
Sonunda yine öğrencim olan ortopedist Cenk SOYDAN’ın uyarısı ile acil olarak Türkiye’de kemik hastanesi aramıştık.
Ankara’da yine öğrencim olan ( Kulu Lisesinden) İlknur Genç de oğlu Barış KUZUCA’nın asistanı olduğu Prof. Berk GÜÇLÜ’yü bulmuştu.
Altı ay boyunca çektiğim acıları sona erdiren, tekerlekli sandalye ile girdiğim ama bir hafta tedaviden sonra yürüyerek çıktığım UFUK Hastanesinin Başhekimi Ortopedi ve Travmatoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. BERK GÜÇLÜ’ye ve tüm EKİBİNE çalışanlarına sonsuz teşekkürlerimle… Elbette şimdi Tekirdağ - Çerkezköy Devlet Hastanesinde görev yapan çocuğum Dr. Barış KUZUCA’yı da unutmuyorum. Haklarını ASLA ödeyemem.
Ayrıca hastanenin fizik tedavi bölümünde Prof. Dr. Saime Ay hocamıza ( hastaneden ayrılmış) ve sevgili fizik tedavimi yıllardır yapan güleryüzlü oğlum Orhan AYDOĞAN’ın emeklerine sağlık diyorum.
Sağ ayak bileğimde 6 ay boyunca meydana kıkırdak doku kaybı ve ufalanmaları ( bir çeşit hücre nakli gibi ) kan ve kemik tozu karışımıyla destekleyen doktoruma HAYATIMA KATTIĞI YAŞAMA SEVİNCİ için müteşekkirim.
Her yıl SENEDE BİR GÜN misali Ufuk Üniversitesi Tıp Fakültesi
Dr Rıdvan Ege Hastanesinde bir hafta kalıyorum; oğlum Berkçiğim aynı işlemi yapıyor. Bu işlem benim bir yıl rahatça yürümemi sağlıyor.
Gitmişken hangi konuda şikayetim varsa göz, kulak vb. onların da bakımı yapılıyor.
Artık tüm çalışanlar beni tanıdı. Oğlum herkesi benim için seferber ediyor. “ Aman öğretmenime çok dikkat edin, o benim kıymetlim” diyor. “ Öğretmenim her sabah 10.30’da kahvesini içer, unutmak yok!” diye hemşireleri ve kat görevlilerini uyarıyor.
Gitmeden her şey saati saatine ayarlanıyor, uçaktan iner inmez ben ameliyathaneye alınıyorum. Oradaki tüm görevliler oğlumun sevincine ortak olup “ HOŞ GELDİNİZ, nasılsınız” sözleriyle karşılıyorlar.
Berk Güçlü asistanlarıyla tam takım yatağımın etrafında…
Kimler yok ki!
Prof. Dr. Berk GÜÇLÜ’nün asistanları:
Dr. Gizem PEKMEZCİ
Dr. E. Buğra SOYUPEK
Dr. Alperen Kaan YAMAN
Dr. Ömer Faruk YILDIRIM
Dr. S. Talha Sarıoğlu
Sorumlu Hemsire Defne Aktürk
Sorumlu hemşire Figen Köse
Prof. Dr. Hikmet Süer veya
Prof. Perihan Ekmekçi ( anestezi ve reanimasyon kürsüsünden) birinden biri başucumda bekliyor. Biliyorum hayatım hiç bu kadar EMİN ELLERDE olmadı.
Operasyon sonrası da tüm çocuklarım sık sık her şey yolunda mı diye bakıyorlar. Bir şey ister miyim diye gece gündüz kontrol ediyorlar. Özellikle gece nöbetteki İREM Hemşire ( İREM Koparan) ilk gece saat başı kontrol ediyor, başımdan ayrılmıyor.
Yola çıkmadan tüm ekip tarafından nasıl karşılandıysam öyle SEVGİYLE ve SAĞLIK DİLEKLERİYLE uğurlanıyorum.
Hastalandığımızda en büyük ŞANSIMIZ en iyi DOKTORU BULMAKTIR.
Çok teşekkür ederim BERK GÜÇLÜ ve ekibi…
Hepinize MİNNETTARIM…
BERK GÜÇLÜ kimdir?
Kendisinden dinleyeli.
1975 yılında Lefkoşa’da doğdum.
Baf (Güney KIBRIS) kökenli anne ve babanın ikinci oğulları olarak doğdum.
Sevgi dolu bir ailede büyüdüm. Sevgi saygı çerçevesinde 80 li yıllarda çocukluğumu Lefkoşa’da geçirdim. Her zaman babamın ve annemin sağladığı çerçevede ağabeyim (ki hep destekçim ve idolüm olmuştur) ile birlikte büyüdük.
Sonrasında annemin işyerine yakın olması nedeniyle (eski ecza deposu- önceden lefkoşa hastanesi) Maarif Anaokuluna başladım.
Sosyal adaptasyon zorluğu veya evdeki oyuncaklarımdan ayrılma korkusu; belki de başlangıç endişesinden dolayı anaokuluna çok severek devam etmedim.
Annemin, babamın ve nenemle dedemin destekleri çok oldu.
Ağlamaklı geçen anaokulu sürecim sonrasında Gelibolu ilkokuluna başladım. O yıllarda ilkokul 6 yıllık bir eğitim dönemi idi. Ne yazık ki yine ağlamalı ve çok istemeden o okula devam edip bitirdim.
Gelibolu ilkokulunda ben ilk sene başladığımda ağabeyim izzet GÜÇLÜ 6. Sınıftaydı. Bana çok destek oldu.
Berkçiğim seninle TMK’da buluştuk. çalışkan bir öğrenciydin. İlk notunla beni çok şaşırtmıştın. Sessiz ama demek ki çok dikkatliydin.
Evet öğretmenim. İlkokul sonrası 1987 yılında Türk Maarif Koleji sınavına girdim ve kazandım. Yine çok sessiz olduğumu hatırlıyorum. Derslerim çok iyiydi.
Çok güzel arkadaşlıklar kurduk elbette. Orta birinci sınıfa başladığım yıl, Ayşe Hocamla ( sizinle ) tanıştık. Bizim Türkçe öğretmenimizdi. Bize dilimizi yaşımıza uygun bir şekilde nasıl kullanacağımızı, kendimizi ifade etmeyi o öğretti. Her derste tahtaya konuya uygun resimler çizerdi. Bizlere kitap okumayı, doğayı, insanı, tüm canlıları sevmeyi öğreten kişidir.
Her zaman gülümseyen yüzüyle sınıfa giren öğretmenimiz ile çok
güzel derslerimiz ve anılarımız olmuştur.
Gelecek hayallerinde neler vardı oğlum?
Kolej yıllarında hep yurt dışında belki AMERİKA’da veya İNGİLTERE’de okuma hayalleri kurdum. Sınavlarda da başarılı olmuştum.
Ancak son yılımda ağabeyim İzzet GÜÇLÜ Ankara Bilkent Üniversitesinde okuduğundan aklım Türkiye’ye kaymıştı.
Zaten annem İstanbul Eczacılık Fakültesinden, babam da Ankara Üniversitesi İktisat mezunuydu. Aslında BABAM olaylar başlayınca üniversiteyi bırakıp ERENKÖY’e çıkanlardan Hocam… Eğitimine iki yıl ara verip tekrar gidip tamamlamış…
Her şeye rağmen bu azim ve başarısı biz çocuklarına büyük ÖRNEK oldu elbette… Her fırsatta bize öğrencilik anılarını o kadar tatlı anlatıyordu ki ben de Türkiye’de okuyabilirim düşüncesi ortaya çıktı.
Yurt dışından vazgeçince Türkiye’deki üniversite sınavlarına girdim. Derken kendimi Trakya - EDİRNE Tıp’ta buldum 1993-1999...
( Bak ne tesadüf oğlum ben de liseyi Edirne Kız Öğretmen Okulunda okudum.)
Çok güzel 6 yıl geçirdiğim Trakya Üniversitesinde de birçok candan dostluklar kurdum.
Tıbbiyenin son 3 yılı klinik derslerde içtenlikle söylüyorum Ben mutlaka eklem sağlığı, spor ve cerrahi içeren bir branş kısacası ortopedi ye yöneldim.
Etkilendiğin hocaların mutlaka vardır. Mesela kimler sende iz bıraktı?
Öğrenciliğimde İstanbul ÇAPA’dan gelen hocamız rahmetli Prof Dr. MİŞEL KOKİNO ve eşi Prof Dr. SİRENUŞ KOKİNO Hocalarıma burdan rahmet ve minnetlerimi sunarım....
Onların eğitimi ve yol gösterici etkileri çok olmuştur bana…
2000 yılında ise uzmanlık sınavı ve Ankara Üniversitesi serüvenim başlamış oldu; halen de devam etmektedir.
2006 yılında ise sevgili eşim Prof. Dr. Çiğdem GÜÇLÜ ile evlendim. 2009 yılında ise tamamen bir KIBRIS AŞIĞI olan oğlum Mehmet Salih GÜÇLÜ doğdu.
Kaç yıldır bu hastanedesin?
Akademik süreç olarak 2006 yılından beri Ankara UFUK Üniversite Hastanesinde görev yapmaktayım. Son 2 yıldır ANA BİLİM Dalı Başkanlığını sürdürmekteyim.
Benim mesleki ilgi alanım dışında spor ve gezmek, gezerken de öğrenmek en başta gelen yan uğraşlarımdır.
Genel olarak HANGİ hastalıkların TEDAVİSİNDE ve CERRAHİSİNDE görev yapıyorsun?
Mesleksel anlamda
KAS- İSKELET hastalıklarının
gerek cerrahi dışı- biyolojik tedavileri ve
gerek cerrahi(artroskopik- açık) cerrahileriyle ilgileniyorum.
Son 10 yılda bu konuda oldukça yol kat ettiğimiz biyolojik tedaviler var. Özellikle günlük pratiğimizde seçilmiş olgularda titizlikle uygulamaktayız...
Uyguladığımız biyolojik tedaviler KIKIRDAK ve ÇEVRESİNDEKİ dokuların yenilenmesi ve rahatlatılması konularında bize çok YÜZ GÜLDÜRÜCÜ sonuçlar vermektedir.
Bana yaptığın tedaviyi kısaca özetlersen ne anlatırsın?
Hocam size tıp dilinde ( Platelete rich growth factor) denilen
Trombositten zengin büyüme faktörü demektir.
Bu İŞLEM
Metabolizmamızın iyileştirici ve onarıcı hücrelerini artırmaktadır
Kendinden olan ile iyileştirmek demektir. Kanınızı alıyoruz, kemik tozuyla karıştırıp / özel bir makinada/ sizin bileklerinize tekrar veriyoruz.
Canım oğlum bana ÖZENLE baktığın ve TEDAVİ ettiğin için sana ne kadar teşekkür etsem azdır.
İyi ki VARSIN…
Hep HAYATIMDA VAR OL…
Ayşe TURAL