Başlıkta da dediğimiz gibi hukuk devleti olmak söylemle olunur mu gerçekten, yoksa söylemlerimizle yalnızca kendimizi mi aldatırız.

Yasa ve kanunlara bağlılık aslında hükümetler için, seçime seçim sandığına vede özellikle halka duyulan saygı olması özlenir. Benim nacizane fikrim şudur ki kimsenin kanun önünde ayrıcalıklı olmaması gerekir bu da savunduğumuz demokrasinin temel taşıdır aksi halde ne demokrasi nede adalet kavramları halk arasında hayat bulamaz.
Başbakan sn DERVİŞ EROĞLU geçen hafta Bakanlar kurulu ile birlikte basın açıklaması ile gazeteci arkadaşlarımızın sorularını yanıtladı ve hükümet oldukları günden itibaren bakanlıklardaki gerçekleştirdikleri çalışmaları özet olarak yazılı metinlerle basına dağıttılar. Tüm sorulan cevaplar zamanla üstü kapalı olsa bile cevaplandırıldı, halkımız medya aracılığı ile kısmende olsa bilgilendirildi. Şu andan itibaren halk o gün söylenenler hakkında icraat beklemektedir. Artık bu ülkede ülkenin geleceği demokrasinin benimsenmesi ve geliştirilmesi açısından halka söylenenlerin gerçekleştirilmesi elzemdir.
Sn EROĞLU açıklamaları ile sn SOYER hükümeti icraatlarında ciddi yolsuzlukların olduğunu ve makamların kullanılarak rant elde edildiğini iddia etmiştir, ve bunun gibi daha birçok iddia ortada gezmektedir bizim toplumumuz küçük olduğu için birçok olayların gizli kalmasıda mümkün olmamaktadır. Aslında söylenenler halkımızın dilinde gezmektedir esas olan bu iddiaların hukiki açıdan değeri var mı suç ve ihmal ile yandaşlara devlet imkanları peşkeş çekildi mi? İşte soru işareti bu.
Başbakan bunların tümünü isbat edip yargıya intikal ettirmelidir. Sade bir vatandaş en basit bir suçtan yargıya gidebiliyor ve yargılanıyorsa bu tür iddialarla devlet makamlarını kendi ve yandaş nam ve hesabına kullananlar niye yargı önüne çıkmasın belkide halkın en çok merak ettiği gelişme de bu olacaktır.
1990 yıllarda isminin önemli olmadığı bir bakanımız çeşitli iddialarla mahkemeye sevk edildi suçlu bulunup hapis de yattı, işte o zaman hukuk devleti olgusu çalışmış oldu. Bizim beklentimiz hukuk devleti olgusunu sn Başbakanın tesbit ettiği yolsuzlukların arkasını bırakmadan etkili bir şekilde takip etmesi ve her kim yetkili ise geleceğe örnek olacak şekilde yargı önünde hesap vermeleridir. O zaman hukuk DEVLET’i olgusu bir değer olarak halkın taktirini alır.
Benim hukuk devletine inancım hesap verirlilikle ölçülü bir dengedir. Bu dengeyi sağlamakta hepimizin görevi olmalıdır ve yapanın yanına kar kalır zihniyetinden derhal vazgeçilmelidir. O zaman gerçek demokratik yapıdan bahsedebiliriz. Gerçekte de KKTC’nin en büyük sorunuda yönetimde budur.
UBP hükümetinin tesbit ettiği yolsuzlukları takip etmesi üzerine gidip varsa suçluları yargı önüne hesap vermeye çıkarması halkın beklentisidir, CTP’de bu deşifre edilecek olası suçlulardan dolayıda rahatlayacak çünkü CTP’nin geçtiğimiz iktidar dönemindeki icraatlarından rahatsız olan çok dürüs partilileri vardır.
Amaç şu olmalıdır;
ŞEFFAF YÖNETİM
DÜRÜST İDARE
ADİL PAYLAŞIM
Çünkü değerli okuyucular araç DEVLET’tir.