Türkiye, Rusya, Kıbrıs

Türkiye coğrafik konumu, Asya ile Avrupa arasında bir köprü olması, zengin doğal kaynakları ve sahip olduğu daha başka birçok özellik nedeniyle tarih boyunca tüm devletlerin ilgisini çekmiştir.

Türkiye coğrafik konumu, Asya ile Avrupa arasında bir köprü olması, zengin doğal kaynakları ve sahip olduğu daha başka birçok özellik nedeniyle tarih boyunca tüm devletlerin ilgisini çekmiştir. Nitekim Almanya ile beraber girilen 1.Dünya savaşını kaybeden ülkeler arasından sadece Osmanlı imparatorluğu bölüşülmek istenmiştir. Galip devletler yarışırcasına hazırladıkları haritalarla yaklaşık yarım yüzyıl dünyaya hükmeden Osmanlıyı paylaştı. Tabi istedikleri gibi olmadı. Türk halkının direnişi, savaşlar, anlaşmalar bu günkü Türkiye’nin sınırlarını belirledi. Gelişme yolunda büyük ilerlemeler kaydeden Türkiye globalleşen dünyaya ayak uydurmak için AB üyeliğinde ısrarla, Avrupalıların kapısını çaldı. AB üyeleri kendi içinde Türkiye’nin üyeliğine, tam üyeliği kabul edenler, imtiyazlı ortaklık önerenler ve üyeliğe her koşulda hayır diyenler diye bölündü. Türkiye’nin AB üyeliğinde engel olarak önüne hep Kıbrıs getirildi. Ayni AB Kıbrıs’ı bölünmüş olarak üyeliğe kabul etti.

Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne üyelik süreci 1963 yılında birliğin o günkü üyeleri ile Ankara anlaşmasını yaparak başladı. Kırk yılı aşkındır Türkiye Cumhuriyeti AB ile tam üyelik konusunda anlaşamıyor. Yapılan birçok atılım, çıkarılan yasalar AB ülkelerini tatmin etmedi.1963’den buyana değişen ve büyüyen AB, Türkiye ile hiçbir kriterde kıyaslanamayacak birçok ülkeyi bünyesine aldı. Özellikle Fransa ve Almanya Türkiye’nin AB üyeliğine çok katı tepkiler verdi.

Türkiye AB ilişkisi son zamanlarda oldukça durgun. Aralık ayında Türkiye’nin ilerleme raporu açıklanacak. Bu rapordan kimsenin olumlu bir beklentisi yok. Türkiye bu noktada elbette bazı atılımlar yapmalıydı. Öylede oldu. Türkiye Rusya Federasyonu ile bazı anlaşmalar imzaladı. AB ve ABD’nin Rusya ile olan ilişkileri, her zaman soğuk olmuştur. İşte bu noktada Türkiye ilerleme raporunun açıklanmasına aylar kala, dünyada yankı uyandıran anlaşmalar imzaladı. Hem de AB ve ABD’nin diplomatik yönden soğuk olduğu Rusya Federasyonu ile Rusya Federasyonu ile 20 anlaşmaya imza atan Türkiye AB’ye mesaj göndermiş oldu. Bu noktada AB’nin tavrı henüz belli değil. Bu ileriki günlerde belli olacak. Rusya Federasyonu ile imzalanan anlaşmalara kısaca bakarsak, başta enerji ile ilgili işbirliğini geliştirici protokoller imzalandı. Gaz konusunda imzalanan protokolle 2011 yılında bitecek olan doğal gaz alım anlaşmasının süresi uzatılacak. Güney akım projesinin ülkeden geçmesi için Rusya’nın istediği
Araştırma izni Türkiye tarafından verilecek. Enerji alanında ikinci protokol Samsun-Ceyhan
Petrol boru hattına Rusya’nın petrol vermesine ilişkin. Şu ana kadar Rusya petrol vermediği için proje hayata geçemiyordu. Bu boru hattı, boğazlardaki tankerlerle petrol geçiş trafiğini hafifletecek. Nükleer güç alanında da iki ülke anlaşmalar imzaladı. Bu anlaşmalara Türkiye’deki bazı tepkilere gerçekten çok şaşırdım. Özellikle Rusya’ya Karadeniz de araştırma yapma izni verileceği için Osmanlıyı bitiren Mondros ve uygulanmayan Sevr anlaşması ile imzalanan bu anlaşmaların eşleştirilmesi gerçekten oldukça ilginç. Türkiye ve Rusya Federasyonunun imzaladığı bu anlaşmalar Kıbrıs’ı etkiler mi? Eğer düşündüğüm gibi AB ve Türkiye arsında buzlar erimez Türkiye istediğini almazsa etkiler. Çünkü AB’nin üyelik için Türkiye’ye Kıbrıs’ı şart koştuğunu biliyoruz. Rusya ile anlaşarak bir anlamda AB’den umudunu kestiğini gösteren Türkiye’nin Kıbrıs’ta bir çözüm için istekli olmayacaktır. Bu noktada Rusya Başbakanı Putin’in söylediği şu cümle oldukça önemlidir “Rusya olarak hem güney hem de kuzey Kıbrıs’la ilişkilerimizi ilerleteceğiz”.Yani AB’nin Kıbrıs’ta yapmadığı açılımları Rusya yapmayı taahhüt ediyor. Türkiye, Rusya arasında imzalanan 20 anlaşma Kıbrıs içinde önemlidir ve önümüzdeki dönemde yeni gelişmelerin habercisidir.
Bu haber 586 defa okunmuştur

:

:

:

: