Bugün 30 Ağustos..
Türkiye Cumhuriyet tarihinin en önemli, anlamlı tarihlerinden biri..
Büyük Taarruzla 26 Ağustos 1922’de başlayan , 9 Eylül’de İzmir’in kurtarılmasıyla sonuçlanan bu süreç, “ 30 Ağustos Zafer Bayramı” olarak 87’inci yıldönümünü kutluyor bugün..
Bu savaş Atatürk’ün başkomutanlığında yapıldığı için Başkomutanlık Meydan Muharebesi olarak adlandırılıyor. Ve bir anlamda Türkiye’nin düşmandan temizlenmesinin de son noktasını koyan bir savaş.. Oldukça önemli bir tarih 30 Ağustos..
Bulunduğum Bodrum, son bir haftadır al bayraklarla donanmış durumda.. Resmi binalardan, okullardan bayrağımız dalgalandığı gibi, minicik köy evleri, Bodrum’un bembeyaz evlerinin begonvil, sarmaşık sarılı camlarından da sallanıyor , nazlı bir gelin gibi..
Sokaklar adeta al bayrağa bürünmüş.
Meydanlar, bugün yapılacak törenlere, şölenlere hazır..
Bu önemli tarih, yazın son günlerine rastladığı için açık havada adeta bir festival, görkemli bir şölen tadında kutlanıyor..
Türkiye Cumhuriyetinin en önemli zaferlerinden birinin kutlanışını dört gözle bekliyorum.. Bir karnaval coşkusunda, gurur içinde kutlanan bu günlerin gençler üzerindeki etkisini kestirmek zor.. Bodrum yarımadasında belediye meydanlarındaki gündüz resmi törenlerin ardından gece de halka açık konser, folklor gösterileri herkesi coşturmaya yeter..
Bodrum’da bu yazın farklı geçtiğini yazmıştım.. Bir durgunluk heryerde belirgin şekilde gözle görülüp, hissediliyor..
Bodrum yarımadası denince akla ilk gelen eğlence’dir..
Yıllardır barlar sokağıyla eğlencenin adresi haline gelen Bodrum, kültürel çalışmalarıyla son yıllarda oldukça çıkış yapan bir belde..
Uluslararası Bodrum Bale Festivali, Torba ve Gümüşlük’deki biennaller, kültür geceleri, sanat sergileri , antik dönemin Halikarnas’ını bir sanat merkezi haline getirmeye yetmiş gözüküyor..
Antik Tiyatrodaki konserler artık bitti.. Ve son konser Sezen Aksu’nun konseriyle kapandı.
Bodrum Kale’sindeki etkinlikler ise Bale Festivali ile devam ediyor..
Ayrıca, yazdan kalan son sıcak günlerin, geceleri serinleştirdiği ağustos sonunda, sararan yapraklar gibi kışlıklara dönüşler de başladı..
Herkes bu yazın çok kısa geçtiği görüşünde.. Haziranda yaza hazırlanan işyerleri, tatil beldeleri, ruhlarımız, ağustosun ikinci yarısında, kışa hazırlık dönemine geçiveriyor.. Kıbrıs’ta hava daha sıcaklığını koruyor... Ancak Ege ve Akdeniz’in birçok yerinde geceleri serinledi.. Hırkasız, şalsız pek dolaşılmıyor akşamları..
Eğlence yerlerinin sesleri, müşterileri azalmaya başladı..
30 Ağustos hem Zafer Bayramı şenliklerinin kutlandığı gün.. Hem de yazın resmi bitişinin son günü olduğu için, yazlıkçıların akın akın geldikleri yere dönme tarihi..
Turistik yerlerde bu tarih adeta bir ayrılık gününün simgesi..
Birkaç ay öncesinin “ Hoşgeldin” karşılamalarının yerini, “ Güle güle”ler aldı birkaç gündür.. Kavuşmalar ne kadar sevindiriciyse, ayrılıklar da o kadar hüzünlü..Evlerin ışık ve kepenkleri
kapanmaya, plajlardakilerin sayısında düşüşler görülmeye başladı artık..
Pazarlardaki yazlık kıyafetlerin yerini , okul önlükleri, formalar, kışlık kıyafetler alıyor.. Kırstasiye mağazalarında kitap, defter , çanta satışları çoktan başladı..
Çiçeklerin yaprakları sararıp, yerlerde uçuşuyor bir süredir.
Kışa giriş, sanki hiç yaşamamışız gibi herkese hüzün veriyor..
Sizi bilmem ama, ben bavulumu hazırlayıp, uçağa binmek üzere yola çıktığım anda yaz sezonunu kapatırım.. Film orada biter.. “ The End” yazısı yazılır.. Uçaktan indiğim anda da sanki hiç tatil yapmamış gibi bıraktığım yerden devam ederim..
Yazın o sıcak, bazan hızlı, bazan dingin günleri hiç yaşanmamış gibi unutulur, gider.. Yeni bir okul döneminde mis gibi kokan kitap, defter sayfalarının kokusu gibi , yeni günlerimizi yaşamaya başlarız..

Evet bugün 30 Ağustos.. Büyük Zafer’in yıldönümü..
Yaz tatillerini özgürce yapabildiğimiz, dünyanın en güzel sahillerinin tadına varabildiğimiz ülkemizin acılarla dolu tarihini hatırlamamız gereken bir gün.. Bugünleri bizlere bahşeden aziz şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyor, anıları önünde minnetle eğiliyoruz..