Her fırsatta insan ilişkilerinin eskisi gibi olmadığından şikâyet ederiz. Aile bireyleri arasında başlayan, toplumsal bağı oluşturan ilişkiler, günden güne erozyona uğruyor bu bir gerçek. Zamana göre değişen insan ilişkilerinde artık samimiyet, sıcaklık ne yazık ki yerini çıkarcılığa ve menfaate bırakmış durumda. Artık aile bireyleri dahi eskisi gibi bir araya gelemiyor. Bunda mutlaka ki hayat şartlarının da etkisi vardır. Ama bir vesile ile mutlaka unutulmaya yüz tutmuş, aile ortamını, arkadaş, dost ortamını, hiç olmazsa çok küçük şeyleri, mesela belli bir zaman dilimini paylaşarak korumaya çalışmalıyız. Bunlar birleşerek toplumu oluşturur. Belki de kapalı bir toplum olmanın en iyi yanı insani ilişkilerimizi canlı tutmaktır. Şimdi insan ilişkilerini, bireysellikten, aile ilişkilerinden daha ileriye götürüp, genel olarak topluma yayarsak. Yani insan ilişkilerinin oluşturduğu, toplumsal ilişkileri ele alırsak karşımıza çıkacak olan gerçek; Günden güne zayıflayan, adeta pamuk ipliğine bağlı saygı ve sevgi seviyesinin yerlerde süründüğü insan ilişkileridir. Bu konu ile ilgili yaşanmış birkaç örnek vererek anlatmak istediğim noktaya gelmek istiyorum. Başkent Lefkoşa’nın Surlar içi bölgesinde iki çocuğa çarpan aracın sürücüsü arkasına bile bakmadan kaçtı. Yani bu nasıl bir vicdan ben anlamıyorum. Geçen hafta yaşanan başka bir olay; Çocuğunu tedavi ettirmek için gerekeli parayı borçlanan bir baba, çocuğunun tedavi parasını hastanede düşürüp kaybediyor. Bu çaresiz baba günlerce çağrı yaptı. Lütfen çocuğumun tedavi parasını bulan getirsin diye ama nerde, bu nasıl insanlık. Biz, yıllarca birçok zorluğa sırt sırta vermiş bir toplum olarak nasıl bu kadar değiştik. Bu bencil ve tamamen bireysel çıkara dayalı noktaya biz nasıl geldik. Tabi ki hepimiz ayni durumdayız iddiasında değilim. Mutlaka toplumun geneli benim gibi düşünüyor. Ama bu tür olaylar günden güne artıp, günlük yaşamımıza yerleşip sıradanlaşıyor. İşin özünde en büyük tehlike budur.
Hepimiz her gün bu tip olayları yaşıyoruz. Trafikte cebelleşirken, birbirimize olan saygısızlığımızın, saygının çok, çok önüne geçtiğini söylememe gerek yok. Şahit olduğum bir olay; Trafik ışıklarında duran araçlar, vakit öğlen vakti, trafiğin durumu malum. Trafik ışıkları yeşile döndüğü anda hızlanan bir sürücü öndeki araca çarpıyor. O ne hız ki çarpan araç tali yoldan kaçıyor. Şimdi bu noktada insan ilişkilerini ve insani ilişkilerin geldiği bu aşamayı görmezlikten gelebilir miyiz? Öncelikle bu konuyu sorgulamalıyız. Her toplumda insan ilişkilerini sağlamlaştıran, paylaşmayı, ortaklığı pekiştiren önemli ve özel günler vardır. Dini ve milli bayramlar bu günlere birer örnektir. Ve bayramlar insanları bir araya getiremeye en güzel vesiledir. Yarın ramazan bayramını kutlayacağız. Bu fırsatı iyi değerlendirelim, uzun zamandır görüşmediğimiz akraba, eş, dost arkadaşlarımızla bir araya gelip bayramın anlamını yaşayalım ve yaşatalım. Herkese iyi bayramlar.