Cankurtaran yok mu?

Yaz mevsimini yaşadığımız ayları geride bıraktık. Şimdi sıra Eylül ayında, yani sonbaharda. Her yaz mevsimi KKTC’nin tartıştığı en önemli konulardan biri plajlardır.

Yaz mevsimini yaşadığımız ayları geride bıraktık. Şimdi sıra Eylül ayında, yani sonbaharda. Her yaz mevsimi KKTC’nin tartıştığı en önemli konulardan biri plajlardır. Plajlara girişlerde alınan ücretler, bu ücretin karşılığında verilen veya verilemeyen hizmetler ve tabi ki plajlarda meydana gelen talihsiz olaylar. Bu yazının sonbahara girerken yazılmasının, bir sebebi var aslında, bu güne kadar bu konuda birçok şey yazıldı, birçok şey çizildi günlerce tartışıldı. Ama sonuç ayni, her yaz mevsimi girişinde tartışılan plajlar sezon sonuna doğru gündemden düşer. Bu yılda böyle olur mu, diye bekledim ama maalesef haklı çıktım. Konu ayni, sorun ayni, sonuç ayni.
Ben yinede bu konu ile ilgili düşüncelerimi yeri gelmişken söylemek istedim. Öncelikle bir ülkenin vatandaşları yaşadıkları ülkenin kamuya açık her alanını özgürce kullanabilmelidir. Kamu malının kullanımında, tüm toplum kişisel ayrıcalık olmaksızın faydalanma hakkına sahip olmalıdır. Bu demokrasinin, sosyal devlet anlayışının, eşitlik ilkesinin topluma verdiği bir haktır.

Plajlar konusunda KKTC’de uygulanan düzenlemelerle ilgili olarak, KKTC Barolar Birliği ve Barolar Konseyi tarafından, bir süre önce yapılan açıklama ile genel olarak KKTC yurttaşlarının devlete ait plajlara girişinin serbest ve ücretsiz olduğu ve bu maksatla plajların üç başlık altında incelenebileceğine vurgu yapıldı. Buna kısaca bakacak olursak, bu üç başlık plaj ve plaja giden yolu özel mülke ait olan plajlar ki buralara serbest giriş yapılamaz, 5 Mayıs 1985 tarihinden önce yapılan sözleşmelere konu olan plajlar ve devlet ait plajlar şeklindedir. Sözleşmeli olarak işletmeciye verilmiş, plajlar da sözleşmedeki şartlara bağlı olarak belli hizmetler karşılığı işletmecinin belirlediği bir ücret olabilir. Yani araç park ücreti, şezlong kirası gibi. Devlete ait olup kiralanan plajlarda da belli bir hizmet karşılığı bir ücret talep edilebilir. Ancak bu ücreti Bakanlar Kurulu belirler. Görüldüğü gibi bu konuda, özellikle hukuksal birçok konuda olduğu gibi yeni ve günümüze uygun düzenlemeler getirilmesi şarttır. Sosyal hayatın, günden güne önemini yitirdiği, yaşam mücadelesinde ekonomik etkenlerin ağırlıkta olduğu ülkemizde, yaz aylarının vazgeçilmezi, hatta tek eğlencesi plajların, vatandaşın en makul şekilde girişinin ve alacağı hizmet kalitesinin en üst seviyeye çıkartılması yapılacak yeni düzenlemelere bağlıdır.

Yaz ayları boyunca, plajlarımızda hiçte hatırlamak istemediğimiz, üzücü olaylar yaşadık. Şansızlık, beklide ihmalkârlık yüzünden plajlarımızda hayatını kaybeden insanlarımız oldu. Bu olaylarda dikkatleri ister istemez plajlara yöneltti. Plajlara girişlerde ücret alınması, fakat güvenlik bakımından önlem alınmaması, birçok soruyu gündeme getirdi. Bu konuda eğitilmiş, bu işi meslek edinmiş, profesyonel kadroların özellikle bu sektörde önemli yere sahip işletmelerde dahi olmaması gerçekten büyük eksiklik. Hiç şüphem yok ki önümüzdeki yaz sezonunda da ayni sorunlar yaşanacak. Bizler yine köşemizden bu yazıları yazacağız. Ve maalesef yine değişen bir şey olmayacak. Ümit ederim ki, önümüzdeki yaz sezonu gelmeden bu konuda bazı adımlar atılır. Sorunlar yine sezonu sonunda unutulmaz. Bu konuda düzenlemeler yapılırsa, yurt içi turizm de canlanacaktır. Bu olumlu ortamdan hem vatandaş hem de ülke turizmi kazançlı çıkacaktır.

Bu haber 666 defa okunmuştur

:

:

:

: