Galip gelen mutluluk ve saygı

Bunca yıllık seyahatlerimde ilk kez Pegasus Hava Yolları ile uçuyorum. Yan koltuklarda dünya tatlısı iki bayan. Derin sohbetlere dalıyoruz uçağa binişimizle birlikte. Benim Fahriye Özay olmam kendilerini son derece mutlu etti. Onlarla birlikte seyahat etmek benim için de ayrı bir zevkti.

Bunca yıllık seyahatlerimde ilk kez Pegasus Hava Yolları ile uçuyorum. Yan koltuklarda dünya tatlısı iki bayan. Derin sohbetlere dalıyoruz uçağa binişimizle birlikte. Benim Fahriye Özay olmam kendilerini son derece mutlu etti. Onlarla birlikte seyahat etmek benim için de ayrı bir zevkti.

Sabah uçağı ile uçtuğum için evden kahvaltı yapmadan çıktım. Uçak personelinden bir su, bir kahve ve sandviç rica ettim. 6.50 sterlin! Ödedim. Ne yazık ki sandviçleri bayattı, üzülerek yazıyorum içerisinde bir dilim kırmızı biber, bir dilim yeşil biber, bir dilim beyaz peynir tatsız tuzsuz, buna rağmen yolculuğum son derece rahat ve keyifliydi..

Sabiha Gökçen Havalimanı’nda rötarlı bir şekilde bekledik. İstanbul yolcuları uçağa gecikmeli geldiler. Yanımda oturan yolcular; “Bu kadar gecikeceğimizi bilseydik börülce, molohiya ayıklardık!” esprileri başladı. Eğlence gırla, muhabbet zevkli. İstanbul’da havalimanının floresanları altında, tam iki saat! soğuk demir banklar üzerinde uyuşan ayaklarımızın verdiği rahatsızlıkla bekledikten sonra. Londra’ya doğru uçmaya başladık. Havadayken, uçağın özgürlük hakimiyetinin çıkarttığı muhteşem sesi, keyifli bir melodi gibi geliyordu kulağıma! Bayanlar kendi elleri ile yapmış oldukları Kıbrıs’a has zeytinli çörek ve pilavunaları benimle de paylaştılar. Ben de dünya tatlısı bu iki bayana kahve ikram ettim. Tanrım! Ne güzel bir duygu paylaşım, paylaşmak ve hayatın tatlarından zevklerinden birlikte haz duymak! Bu arada, ben uçakta başladığım kitabı okumaya çalışıyorum. “Yüreğim Seni Çok Sevdi” yazarı; Canan Tan. Çok akıcı ve zevkli bir kitap.

Uçak ilerledikçe.. inanılmaz bir duygu seli yüreğime, gönlüme, bulutlar tarlası bana, içimdeki hayat dolu benliğime ilham vermeye başladı. Kalemimden güzel bir şiir döküldü sonra. En derin duygularla yaşanıyorsa, en derin hayallerle yaşıyorum hayatı. Zaman zaman uçağın penceresinden aşağılara baktıkça, yemyeşil doğayı, nehirleri, ülkeleri. Dağların yamaçlarını ve hayat dolu Dover Boğazı’nı kucakladığımı hissettim! Oturmuş tüm bu hayatı izlerken, bir anda; bir zamanlar ailemle birlikte Avrupa’yı kendi arabamızla kucakladığımız günler geldi gözlerimin önüne. Film şeridi derler ya, işte o misal, zaman ne çabuk akıp gitti! Mutlulukla yüklü günler ah ahh!
Londra’yı kucaklamak, yeşille iç içe olmak ne güzel bir duygu. Hasretle özlediğim çevreciliği, yeşili, disiplini ve beni en çok etkileyen; Londra’da engellilere gösterilen saygı, ilgi, özveri! Ablam ve yeğenim ile Londra’da, 1988 yılıdan günümüze kadar hizmet veren “Toff” adındaki balıkçı restoranına balık yemeye geldik. Tekerlekli sandalyede yaşamını sürdüren dünya iyisi, dünya tatlısı Türkay.

Dört otobüs değişerek geldik buraya! Türkay’ın kaldığı semt çok çok uzak restorandan. “Muswell Hill” semtinde gördüklerimi siz değerli okuyucularımla paylaşmak istedim. Bizler, bir taksi ile de gelebilirdik buraya. Amacım; burada engellilere gösterilen ilgiyi görmek ve yaşamak hissetmekti. Her otobüs şoförü büyük bir saygı ile otobüsü kaldırım kenarına çekip, otobüsün iniş-biniş kapısının hemen altından açılan bölmeden aşağıya hemen kaldırımın üzerine bir rampa indiriyor, bu hamle direksiyonun yanında bulunan tek bir tuş ile yapılıyor. Kaldırımla birleşen kapılar açıldıktan sonra bütün yolcular büyük bir saygı ile tekerlekli sandalyenin otobüse yerleşmesini bekleyip, yerlerini alıyorlar. Bu inanılmaz bir saygı, özveri ve insan sevgisi!

Her şeyden önce Türkay’ın benim için bu kadar uzak ve kaliteli bir yerde beni ağırlaması büyük bir incelik. Restoranın sahibi bir Rum. Buraya gelen kişiler elit ve ünlüler. Duvarlarda imzalı resimleri asılı. Benim anlatmak istediklerim. Londra’da yani İngiltere’de insanlığa gösterilen saygı, ağaçlara, hayvanlara, çevreye ve doğanın nimetlerine, bize sunduğu yaşanılacak bu güzel paylaşımına gösterilen saygı. Dünyanın dört bir yerinden gelen insan seline karşılık dünyanın bu yakasında, İngiliz yasalarına son derece büyük saygı ile uyum sağlıyorlar. Rengarenk güzelliklerle yaşıyorlar hayatı.

Önümüzdeki hafta İngiltere’nin bir başka kasabasını anlatmaya çalışacağım sizlere. Daha sonra da, Hollanda’yı! Buralardan sizleri, nerelerde olursanız olun, dünyanın her neresinde hangi köşesinde olursanız olun her birinizi ayrı ayrı ve tüm yüreğimle kucaklıyorum. Kocaman Öpüyorum. İngiltere’den sevgiler.
Bu haber 3710 defa okunmuştur

:

:

:

: