Daha önceleri de cezaevi konusunda yazılar yazmıştım. Bu konuda öncelikle suçun ve suçlu sayısının günden güne arttığının, olayların kontrolden çıkmak üzere olduğunun kabul edilmesi gerek. Şahsen ben bu konuda ciddi şekilde çalışma yapan, konunun çığırından çıkmak üzere olduğunu kabul eden bir yetkili göremiyorum.
Daha önceleri de cezaevi konusunda yazılar yazmıştım. Bu konuda öncelikle suçun ve suçlu sayısının günden güne arttığının, olayların kontrolden çıkmak üzere olduğunun kabul edilmesi gerek. Şahsen ben bu konuda ciddi şekilde çalışma yapan, konunun çığırından çıkmak üzere olduğunu kabul eden bir yetkili göremiyorum. Oldukça rahat ve olağan bir durum var. Sanki konunun hassasiyetini sadece medya dikkate alıyor. Kimse suç işlemek ve hayatı boyunca suçlu damgasını taşımak istemez. Birde gerçek var ki bu yola giren insanlar kolay kolay vazgeçemiyor ya da vazgeçmelerine izin verilmiyor.
Bu yazının konusu, sadece son günlerde cezaevinde yaşanan olaylardan dolayı gelişmedi. Yazının ilk başında da belirttiğim gibi, bu konu ile ilgili daha önce de yazılar yazmış ve bu yazılarımda da mutlaka, cezaevi kapasitesini artırmaktan çok suçun gelişimini, artışını, bunların sebeplerinin bulunması ve radikal kararlar alınması gerektiğine vurgu yapmaya çalıştım. Yine ısrarcı olduğum bir başka nokta da çocuk mahkûmların diğer mahkûmlardan ayrı bir cezaevinde ıslah edilmesidir. Ayni zamanda diğer suçluların da işledikleri suça göre cezaevine yerleştirilmeleri gerekmektedir. Bunlar bu konunun çözümü için yeterli mi tabi ki hayır. Ülkemizin tek cezaevi olan Merkezi Cezaevi son yıllarda adeta sorunlar yumağı. Öncelikle bu sorunlar içinde özveri ile görev yapan cezaevi personelini ayrı bir kefeye koymak istiyorum. Tabi ki beş parmağın beşi de bir değil, mutlaka arada düzeni bozacak olanlar olacaktır. Nitekim böyle bir hata içine girmiş bir gardiyan, yaptığı yanlışı daha fazla gizleyemedi. Bildiğim kadarıyla gardiyan alımları içişleri bakanlığı kanalıyla münhal ilan edilerek yapılıyor. Aranan özellikler normal memur alımı gibi yazılı ve sözlü sınavlarla yapılıyor. Başarılı adaylar gardiyan adayı olarak belli bir süre eğitim alıyor. Alınan bu eğitim yeterli mi? Bence sorgulanmalı. Bu zor ve riskli meslekte mutlaka eğitim kusursuz olmalı. Polis alımları gibi kesin kriterleri olmalı. Yine polis adayları gibi belli bir süre mesleğe yönelik eğitim almalı. Yıllarca bu mesleği icra edecek bu insanlar bu işin zorlukları karşısında fiziksel ve psikolojik olarak hazırlanmalı.
Son günlerde cezaevinde yaşanan olaylar, yani bir gardiyanın mahkûmlara cep telefonu ve uyuşturucu temin etmesi, soruşturmanın boyutunun bir çeteye dayanması, bu elbette önemli ve üzerinde durulması gereken bir konudur. Ama ayni hassasiyet cezaevi personelinin güvenliği konusunda da gösterilmelidir. Gardiyanların güvenliği, emniyeti için gerekli teçhizat mutlaka sağlanmalıdır. Bir gardiyanın jiletli saldırıya uğraması asla kabul edilemez. Bu noktaya gerekli özen tüm kesimlerce gösterilmelidir. Cezaevi sadece olay olduğu zaman hatırlanacak bir yer değildir ve yaşanan olaylarda çözüm, sadece personelle bitmiyor bu konuda ilgisi olan herkesin gerekli özeni göstermesi gerek. Mesela avukatlar, onlarla ilgili ki hepsini ayni kefeye koymuyorum, önemli iddialar var. Gardiyanlar birliği başkanı olaylarla ilgili yaptığı açıklamasında bir avukatın cezaevinde bulunan bir mahkûma cep telefonu getirdiğini ve bu avukatı bizzat kendisinin yakaladığını söylüyor. Olayın boyutunu düşünebiliyor musunuz? Sorun çok fakat çözülebilir. Yapılması gereken cesaretle ve bir an önce çözüme yönelik adımların atılması. Bu adımları atacak erk de devlet erkidir. Devlet sorun çözme erkini, geç olmadan, daha kötü olaylar yaşanmadan kullanmalıdır.