Cumhuriyetinin, Cumhurbaşkanı Rum lider Makarios, onun yardımcısı ise Türk toplumu lideri Dr. Küçük oldu. Kıbrıs Cumhuriyeti hepimizin bildiği, malum sebeplerden dolayı sadece üç yıl yaşayabildi.
1974 yılından sonra bizler kendi yolumuzu seçerek KKTC’yi kurduk, 26 yıllık Cumhuriyette hala daha tartışılan Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapıldı. Sonuçta iki Cumhurbaşkanı devletin başı oldu. Güney Kıbrıs yönetimi ise Kıbrıs Cumhuriyetinin, meşru yönetimi olarak günümüze kadar geldi. Makarios’tan sonra altı Cumhurbaşkanı, sözde Cumhuriyeti yönetti. Makarios’tan sonra Cumhurbaşkanı olan Rum liderlerden hiçbiri, Makarios’tan farklı düşünmedi, Kıbrıs’ın iki sahibi olduğu gerçeğini kabullenmek yerine Kıbrıs Cumhuriyetini üniter bir devlet olarak dünyaya kabul ettirdiler. Bu tabi ki bir strateji ve siyaset başarısıdır. Günümüzde Kıbrıs konusu ile ilgili uzun yıllar hiç olmadığı kadar, hareketli dönemler yaşıyoruz. Hemen her gün sonu gelmeyen haberlere, görüşme süreci hakkında yorumlara ve birçok öneriye tanık oluyoruz. Kıbrıs sorununa çözüm aranırken, Güney Kıbrıs yönetimi başkanı Sayın Hristofyas dünya kamuoyuna göre, masaya Kıbrıs Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı, sıfatı ile oturuyor. KKTC Cumhurbaşkanı Sayın Talat ise toplum lideri. Bu zihniyet bu anlayış değişmediği sürece bizim istediğimiz gibi bir anlaşmanın olması zordur. Eşitlik gerçeğinin kabulü, iki toplum arasındaki en önemli sorun ve kalcı bir anlaşmanın en zor kısmıdır.
Kıbrıs’ta, Cumhurbaşkanı olmak çok zor. Bu her iki kesimde de bu göreve soyunan insanlar için geçerlidir. Hem içteki dengeyi sağlayacaksınız, hem dış baskılara katlanacaksınız, hem de sırtınız da kırk yıldır çözülmeyen bir sorunun ağırlığı olacak. Atacağınız her adım, söyleyeceğiniz her söz, imzalayacağınız her belge, yıllardır süren bir mücadeleyi bambaşka boyutlara götürebilir. Kıbrıs’ın her iki tarafında da Cumhurbaşkanlığı makamına, ayni zamanda toplum lideri, görüşmeci görevi de yükleniyor. Dünyanın birçok ülkesinde Cumhurbaşkanlığı seçimleri yapılıyor. Birçok ülkenin Cumhurbaşkanı isim olarak uluslar arası alanda bilinmiyor bile. Ama Kıbrıs için ayni şey geçerli değil. Bu gerçekte ülkemizdeki Cumhurbaşkanlığı seçiminin önemini bir o kadar daha artırıyor. Bu nokta da Türkiye’nin tavrı da önemlidir. Seçilen Cumhurbaşkanının, Türkiye hükümeti ile ayni dili konuşması esastır. Cumhurbaşkanı Sayın Talat ve Başbakan Sayın Eroğlu Ankara’ya davet edildi. Konunun, Cumhurbaşkanlığı seçimi, olduğu açık. Bu görüşmeye beraber davet edilmelerine rağmen Sayın Talat ve Sayın Eroğlu birlikte katılmıyor. Başbakan Eroğlu Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan’la görüşecek. Bana göre, bu görüşmeden sürpriz sonuçlar çıkabilir. Sayın Eroğlu’nun adaylığını açıklamak için bu görüşmeyi ve Türkiye Başbakanı Sayın Erdoğan’ın tavrını beklediği de akla gelebilir. Yani bu görüşme sonucunda Sayın Eroğlu adaylığını açıklarsa Türkiye’nin desteğini aldığı fikri güçlenebilir. Aksi bir durumda ise yani Sayın Başbakan Cumhurbaşkanlığı makamına, aday olmazsa Türkiye’nin tercihinin Sayın Talat’tan yana olduğu netlik kazanacaktır. Zaman daraldıkça siyasi havamız ısınıyor, daha birçok gelişme kapımızda. Bize düşen, bu gelişmeleri beklemek ve değerlendirmek.