Değişen bir şey yok

Bu gün “Objektif” isimli köşemde okuyacağınız bu yazı, daha önce yayınlanmış bir yazımdır. Pek alışkanlığım değildir daha önce yayınlanmış bir yazımı yayınlamak.

Bu gün “Objektif” isimli köşemde okuyacağınız bu yazı, daha önce yayınlanmış bir yazımdır. Pek alışkanlığım değildir daha önce yayınlanmış bir yazımı yayınlamak. Sebebi ise bunu, üretmeye ters bulmamdır. Bu yazı bir yıl önce yayınlandı. Başlığından da anlayacağınız gibi bir şeyleri düzeltme adına maalesef bir katkı sağlayamadı. Umarım Bir yıl önce yayınlanan ve bir yanlışı düzeltemeyen bu yazı, bu kez birilerinin dikkatini çeker.

ÖZÜRLÜ MAZARET
Daha önce birçok ortamda dile getirdim defalarca yazdım, defalarca söyledim ama maalesef değişen bir şey olmadı. Özürlü vatandaşlarımıza, özürlü çocuklarımıza karşı biraz anlayış ve onları topluma kazandırmak için biraz çabaydı tek derdim. Bu konu ne parti ne şahıs meselesi, ne de Kıbrıs konusu kadar zor ve karmaşık. Daha önce özellikle Türkiye’de bu konulara yönelik yapılan çalışmalardan bizzat gözlemlediğim örnekleri anlatmıştım. Aslında esas konum şu insanların evine gönderilen rencide edici, küçük düşürücü, aslında utanması gerekmeyenleri utandıran ve üzerinde “ÖZÜRLÜ YOKLAMA BELGESİ” yazan kâğıt parçası ile ilgili.
Bu belgeler sadece saçma sapan bir mazeret nedeniyle, açık herkesin görebileceği şekilde insanların adresine gönderilmesi. Konuya ilham olan vatandaş uzak bir köyde yaşıyor. Doğru dürüst yolu olmayan sadece seçim zamanları hatırlanan bu köyümüzde her hangi bir vatandaşa mektup veya benzeri bir belge geldiği zaman postacı olmadığından bu belgeler köy bakkalına bırakılıyor. Vatandaş’a haber geliyor, bakkalda “ÖZÜRLÜ YOKLAMA BELGEN”
var. Yani elbette kimse bu kötü kaderden utanmaz. Bu kimsenin seçimi değil ama hiç olmazsa devlet bunu yapmasın bu kötü kaderi bu insanlara her defasında hatırlatmasın. Vatandaş bu duruma o kadar üzülüyor ki soluğu çalışma dairesinde alıyor. Bir yetkiliye durumu anlatıp bu belgelerin hiç olmazsa bir zarf içinde gönderilmesini istiyor. Yetkilinin cevabı aynen şöyle “Bu kadar belgeyi kim zarflayacak” evet yanlış okumadınız cevap aynen bu, doğruya devlet dairelerinde personel kıtlığı var. Sonra zarf ücretleri de pahalı devlet bu masrafın altından kalkamaz.

Devlet her vatandaşının hakkını korumak her vatandaşa eşit ve adil davranmak zorundadır. Bu sosyal devlet anlayışının gereğidir. Çok merak ediyorum bu belgelerin bu şekilde hazırlanmasına karar verenlerin ailesinde özürlü insanlar var mı? Bu insanların duygularını anlayabiliyorlar mı? Çözüm çok basit bu belgeler belli sürelerde insanlara gönderiliyor ve bunları zarflamak o kadar da zor ve külfetli değil. Yeter ki biraz sağduyu olsun, ben ilgili bakanlığa ve ilgili bakanımıza da bu yanlışın düzeltilmesi için buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Lütfen bu insanlarımıza sahip çıkalım, onların istediği sadece, toplumda kabul edilmek.
Bu haber 591 defa okunmuştur

:

:

:

: