BBC deyince aklınıza ne gelir ?
Daha doğrusu, dünyada radyo haberi, TV belgesel ve haberciliği deyince ilk ne düşünürsünüz ?
İngilizlerin “Old Aunty” yani “Yaşlı Teyze”diye adlandırdıkları , haber denince akla ilk gelen ismi BBC, dünyanın en saygın , haberine en güvenilen yayın kurumu değil miydi ?
“Miydi” diyorum..
Çünkü BBC adı, bugünlerde ard arda gelen skandallarla çalkalandıkça çalkalanıyor..
“Dürüst” ve “Doğru” haberle adı adeta bütünleşen BBC, son günlerde çocuk programlarındaki yalan ve halkı yanlış yönlendiren yayınlarıyla iyice zor durumda..
Önce büyüklere yönelik çeşitli radyo ve TV kanallarındaki yarışma programları,
Ardından da minicik çocuklara hazırlanan programlarda yalan-dolana başvurulması, halkı çileden çıkarmaya yetti de arttı..
Halktan alınan lisans ücreti ile idare edilen, binlerce çalışanı ile İngilizlerin övünç kaynağı kurumlarından biri haline gelen BBC’nin adı üzerindeki lekeyi temizlemesi, zaman alacağa benziyor..
Haberleri hala doğru, hala dürüst..
Ancak hem radyo hem TV programlarındaki yayıncılıkta, yalan üstüne yalan, BBC’nin başındakileri de çileden çıkardı..
“Blue Peter” adlı, çocuklara yönelik en uzun ömürlü programda, sırf bir kedi adı yüzünden yaşanan son olay, bardağı taşırdı..
BBC Genel Müdürü Mark Thompson, çocukların kandırılmasının affedilir olmadığını, güvenlerinin sarsılmasının feci sonuç doğurduğunu açık açık itiraf etti..
Ve BBC’nin en üst yöneticileri, başta çocuklar olmak üzere tüm izleyici ve dinleyicilerinden özür diledi...
Blue Peter programında ne mi oldu ?
Öğleden sonra yayınlanan ve geniş bir izleyici kitlesine sahip Blue Peter’de, sunucuların kucağında oturan şirin mi şirin, güzel mi güzel kediye, isim bulmaya kalkışıldı..
Verilen numaraya telefon edenler, bu kediye isim önerdiler..
Ve en fazla oyu “Cookie” ismi aldı...
Ancak, Blue Peter yapımcıları, sanki yarışma kediye isim bulma için değilmiş gibi, kendi bildikleri ismi , “Socks”u bu güzel kediye verdiler..
Yani telefonu eline alıp, tarifesi normal telefondan yüksek olan bu hattı arayanların, fikri, zamanı, parası “hiç” sayılmış, adeta çocuklarla dalga geçilmişti..
Konu orada kalmadı..
Çünkü çocuklar üzüldü, anne-babalar durumu öğrendi, şikayetler de ayyuka çıktı..
Sonunda BBC, Blue Peter’in editörlerinden birini işten çıkarmaya mecbur kaldı..
Ardından da çocuklardan özür dilendi..
49 yıllık Blue Peter tarihinde, bundan kötü skandal yoktu..
BBC, konuyu ana haber bültenlerinde de duyurarak, biraz da olsa kendi pisliğini temizleme yoluna gitti..
Ancak olan olmuş, en masum kitle çocuklara hitap eden bir programda bile , böyle bir yalana başvurulması, BBC’deki “yalan üzerine” dayalı politikayı bir kere daha gözler önüne sermeye yetmişti..
Dünyanın dört bir yanında örnek alınan, habercilik derslerinde anlatılan,
belgeselleri, spor, çocuk, dramalarıyla liderliği kimseye kaptırmayan , adeta Britanya adasının sembollerinden biri haline gelen BBC, hem radyo hem TV’sinde dertlerle başbaşaydı..
Radyonun ünlü sunucularından Liz Kershaw’un showunda, kurumda çalışanların , dinleyici gibi telefon etmeleri;
BBC 6’da bir yarışma programına yeterli katılım olmamasına rağmen, yalandan bir ismin kazandığının açıklanması;
TV’nin en fazla seyredilen ve 20 yıldır düzenlenen Children in Need adlı, yardıma muhtaç çocuklara milyonlarca sterlinin toplantığı programlardaki yarışma programında , olmayan isimlerin kazanması,
Yine benzeri bir dalaverenin TV programlarından birinde yapılması
BBC’nin doğruluk-dürüstlük ünvanlarını lekelemeye yetecek örneklerden sadece birkaçı..
4 kişi tarafından, 1922 yılında 10 shilling’e kurulan, daha sonra da Postanenin (Post Office) finans ettiği BBC, bugün dünyanın dört bir yanındaki şubeleri, muhabir , editör, yayıncıları ile yayın dünyasının amiral gemisi..
Ancak son yıllarda yaşlı çalışanlarını çıkartıp, genç, özellikle güzel görünümlü kadınları almasıyla şimşekleri üzerine çeken BBC, şimdi daha tehlikeli sularda çırpınıyor..
Britanya adasının en güvenilen, sağlam kurumu , doğruluk-dürüstlüğünü kaybederse nasıl ayakta kalır ?
Halktan alınan lisans parasıyla geçimini sağlayan BBC, herşeyden önce kamuya karşı sorumlu..
Halkın seçtiği bir kedi ismini kabul etmeyip, kendi istediğini koymak, belki çok küçük bir olay gibi görünebilir..
Ancak, halktan aldığı parayla dönen BBC, bu eylemiyle halka karşı sorumluluğunu tam yerine getirmemiş oldu..
Şimdi belki, birkaç genç yöneticiyi, editörü çıkartmakla işi halletmiş gözükebilir..
Ancak, bugün bir kedinin adı, yarın daha büyük bir konuda halkı yanıltmanın sonucu, çok büyük gelebilir..
BBC, bugünlerde adını temizlemekle meşgul..
İşe, yarının umudu, geleceğin yetişkinleri çocuklardan özür dileyerek başladı bile..
Şimdi herkesin, gözü, kulağı BBC’de..