Kötü kokunun tarifiyle mi başlamalıyım sizce, bilemiyorum. Hoş olmayan, mide bulandıran koku anlamındadır. İnsanın keyfini kaçırır, iştahını kapatır eğer bir yemek söz konusuysa...

Yok eğer sosyal değerler yönünden ele alınması gerekirse; o zaman da hemen, o konuda hazırlanan düzenbazlıklar, haksızlıklar ve adam kayırmalar, yasal olmayan hazırlıklar akla gelir. Tanımım yanlış değil değil mi? Çok çok eksik bile diyebilirsiniz...

Hükümetlerin değişmesi, aslında toplumda alışılagelen düzenin değişmesini sağlamaz. “Eski hamam eski tas” değişmez kuraldır. Her ne kadar meydanlarda, salonlarda “ Değiştireceğiz!... Düzen değişmelidir!... “ naraları atılırsa da , bunun sadece seçim dönemine ait sloganlar olduğunu hepimiz biliriz.. Ondan sonra yine kalındığı yerden aynen devam edilir. Hatta bununla da kalınmaz; taraflar diğerinden öc alırcasına kıyımlara, adam kayırmalara devam eder. 35 yıldır bu toplumun bir ferdiyim... Üstelik çok okuyan, anlamaya çalışan, tarafsız olmak için özen gösteren yazar çizer takımındanım. Basın ve yayın hayatında da neredeyse 15 yılım dolmak üzere... Bunları sözlerime inanmanız açısından söylüyorum elbette. Ve yine biliyorum ki sizler benden daha çok şey biliyorsunuz bu konularda ama, susuyorsunuz... Nedense demeyeceğim, çünkü her zaman kabak vatandaşın başına patlar...

Bu memlekette ne zaman bir iş başvurusu, bir sınav olsa, hangi bakanlığa ya da kuruluşa ait olursa olsun hemen ortalığa kötü kokular yayılmaya başlar. Hele bir de enti püften gerekçelerle bu sınav ertelenirse, hemen “ Bu işte bir bit yeniği vardır...” deriz ve bu ne yazık ki her zaman da doğru çıkar. Ardından yapılan hangi açıklama ne olursa olsun kimseyi de kandıramazsınız.

Milli Eğitim Bakanlığının çeşitli yönetim kademeleri (müdürlük, müdür muavinliği vs...) için hazırladığı sınavlar da yılan hikâyesine dönüyor anladığım kadarıyla... Sabah TV. deki açıklama sınav gününün erteleme gerekçesi konusunda doğrusu pek zayıftı. Ayrıca sendikanın sınavları şu gün istediği, ama devletin de şöyle bir günde.... açıklamaları özellikle bu sınava hazırlananlar açısından bence çok can sıkıcı... Doğrusu onların yerinde olmak istemezdim...

Bekleme, erteleme amaçları bizde bazı torpilliler için kılıf hazırlama anlamına gelir. Zaman kazanmak ve minareyi çalarken kılıfını iyi hazırlayalım ki kimse sesini çıkaramasın hikayesidir işin özü... Çok ayıp beyler... Çok ayıp... Kurallarınız ne ise: Deneyim, hizmet yılları, sertifikalar, masterler, ek özellikler... Asla bir başkasının hakkını yemeden, safınızda olanları kayırmadan, puanlarınızı kullanırken adam gibi tarafsız olarak bu işi yapın... Yapın ki vatandaş size güvensin. Bilirsiniz insanoğlunun güveni bir kez sarsıldı mı gerisi gelmez. Bence vakit varken ”Yalancı Çobanlık”tan uzaklaşın. Adınız bir kere çıkarsa, ben karışmam dokuza çıkan şey sekize inmiyor. Sonra çarşaf çarşaf gazetelerde yer alırsınız benden söylemesi...

Atalarımız “Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz” sözünü boşuna söylememişler. Doğru işler yaparsanız sizi doğru biliriz. Haberiniz ola...