Bu gizlilik neden?

Türkiye’nin Kıbrıs’la 1571’den buyana tarihi bir bağı var. Bu tarih itibarı ile Türk Milletinin Kıbrıs adasındaki varlığı başlamış ve bu günlere kadar gelmiştir.

Türkiye’nin Kıbrıs’la 1571’den buyana tarihi bir bağı var. Bu tarih itibarı ile
Türk Milletinin Kıbrıs adasındaki varlığı başlamış ve bu günlere kadar gelmiştir.
Adada yaşayan Kıbrıslı, Türk ve Rum toplumları, Rumların Yunanistan’a bağlanma hayalleri nedeniyle günden güne bölünmeye başladı. Rumların Yunanistan’a bağlanma isteği Türkiye için tehlike arz etmeye başlayınca Kıbrıs’ın önemi daha da arttı.
1960 yılında kurulan Kıbrıs Cumhuriyetinin, en önemli unsurlarından biride garantilerdi. Her ne kadar, Rum meclisi geçtiğimiz günlerde aldığı bir kararla Kıbrıs’ta bulunacak bir çözüm formülünde garantilerin olmasını reddettiyse de Kıbrıs Cumhuriyetinin garantör ülkeleri Türkiye, Yunanistan ve İngiltere idi. Kıbrıs, hiçbir zaman Türkiye için önemini yitirmedi. 1974’den sonra oluşturulan yapıda yine Türkiye’nin rolü etkin oldu. Ve bu gün, siyasi gelişmelerden, uluslar arası gelişmelere, ekonomiden, altyapı yatırımlarına kadar her alanda Kıbrıs’ın kuzeyinde Türkiye’nin rolü var.
Seçim havasına girdiğimiz bu günlerde, siyasiler tarafından Türkiye’nin siyasi merkezi Ankara’ya, yapılan ve adına çok gizli denen görüşmeler oldu. Önce, UBP eski genel başkanlarından uzun süre dışişleri bakanlığı yapmış Sayın Tahsin Ertuğruloğlu AKPA toplantılarına katılmak için gittiği Strazburg’tan, apar topar Ankara’ya geçip Sayın Erdoğan’la görüştü. Bu görüşme siyasi çevrelerce çok sıra dışı olarak tanımlandı. Sonrasında ÖRP Genel Başkanı Sayın Turgay Avcı, Ankara’da Kıbrıs işlerinden sorumlu devlet bakanı Sayın Cemil Çiçekle görüştü. Ve ikinci Ertuğruloğlu, Erdoğan görüşmesi. Bu görüşmelerin, özellikle Cumhurbaşkanlığı seçimleri ile ilgili olduğunu anlamak için medyum olmaya gerek yok. Yapılan açıklamalar tatminkâr değil. Dikkat çekici noktalarsa Ankara’ya davet edilen iki siyasinin de sağ parti mensubu olması.
Ankara görüşmelerinin özü Kıbrıs konusu ile ilgili fikir alışverişi olsa idi bu fikirlerin en sağlıklı alınabileceği adres Cumhurbaşkanlığı ve Sayın Talat’tı. Veya diğer sağ partilerin Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgili görüşleri, bu gizli görüşmelerin içeriğini oluştursaydı en başta bu yarışın içinde olan Başbakan Sayın Eroğlu veya diğer sağ görüşlü siyasi parti liderleri, bu görüşmelerde olabilirdi.
ÖRP Genel başkanı Sayın Avcı, Cumhurbaşkanlığı makamına aday olabileceğini daha önceden açıklamıştı. Sayın Avcı, bu isteğini mutlaka Ankara da dile getirmiştir. Sayın Ertuğruloğlu’da Eroğlu’nun Cumhurbaşkanı olması halinde UBP genel başkanlığına talip olduğunu daha önce dile getirmişti. Yani ilerideki günlerde siyasi gelişmelerin seyrine göre bazı gelişmeler yaşanacak ve bu gelişmeler şimdiden şekillenmeye başladı. Ya üçüncü bir Cumhurbaşkanı adayı çıkacak, ya da sağ siyaset, ortak bir aday arıyor. Türkiye’nin Kıbrıs’taki gelişmelere olan ilgisi sır değil.
Daha önceki dönemlerde de bu konu sıkça tartışıldı. Benim merak ettiğim, seçim arifesinde yapılan bu görüşmelerin içeriğinin neden açıklanmadığı. Herkes memnun, söylenen, sadece olumlu ve faydalı görüşmeler yapıldığı. İyide kimin için faydalı. Toplum için faydalı görüşmeler yapıldı ise neden açıklanmıyor. Bu gizlilik nedendir? İleriki günlerde yaşanacak gelişmeler, mutlaka ki bu görüşmelerin sonucunda belli olacak ve o zaman açıklanmayan düşünceler ortaya çıkacak.

Bu haber 603 defa okunmuştur

:

:

:

: