Son günlerin, özellikle Türkiye’de en çok tartışılan kelimesi Darbedir. Ak Parti hükümetine yönelik, askeri darbe iddiaları, askeri kesimden insanların gözaltına alınması, olayları bambaşka boyutlara getirdi. Hükümetle askeri kesim arasında adeta soğuk savaş yaşanıyor. Ayni soğuk savaş, iktidar yanlısı basınla, iktidar karşıtı basın organları arasında da görülüyor. Devleti ve devletin kurumlarını bir bütün olarak düşünmeliyiz. Bu noktada devleti bir çarka bir mekanizmaya benzetirsek, çarkın iyi çalışıp olumlu işler yapabilmesinin en önemli unsuru, kurumlar arasındaki uyumun en üst düzeyde olmasıdır. Türkiye’de ciddi bir sıkıntı vardır. Devletin kurumları arasında, önemli derecede çatışma ortamına doğru bir gidişat söz konusudur. Özellikle, Ortadoğu da istikrarın simgesi olan Türkiye, bu durumdan zarar görebilir.
Türkiye’de her zaman için, askerle hükümetler arasındaki ilişkiler irdelenmiştir.
Zaman zaman hükümetle asker karşı karşıya getirilmiş, bu zıtlıktan Türkiye’nin huzur anlamında kaybının olması bazılarının ekmeğine bal sürmüştür. Hiç bir ülkede askeri kesimin Türkiye’de olduğu gibi tartışıldığına tanık olamazsınız. Son günlerin hatta son yılların en önemli iç gelişmelerini yaşayan anavatanımız, Ergenekon soruşturması ile başlayan kozmik oda, balyoz diye isimlendirilen ve AKP hükümetine darbe girişiminin hatta AKP’nin önemli isimlerine suikast yapılacağı iddiaları ile hükümette bir demokrasi kaygısı askerde ise bir rejim kaygısı başlamıştır. Türkiye’de içinde bulunulan zamanda, yargının bağımsızlığı, iktidarın yargıya müdahalesi, askerin etkinliği ve laiklik ile ılımlı İslam rejimi tartışılıyor. Bu gelişmeler demokratikleşme anlamında, olumlu adımların atıldığı anlamını da taşıyabilir. Türkiye’nin artık her şeyi, her kurumu tartıştığını görüyoruz. Bu noktada demokratikleşmeye çalışan bir sistemin siyasi parti kapatması, belli bir görüşü yasaklanması da ne kadar doğrudur, o da ayrı bir tartışma konusudur.
Darbe iddiaları ile ortaya çıkan fakat ortada önemli deliller olmadan yapılan suçlamaların sadece iddia olarak kalması, askeri kanadın önemli isimlerinin gözaltına alınması, Türkiye’de önemli derecede rahatsızlık konusu. Bu gelişmelerle ilgili olarak çok büyük bir tehlikede, AKP hükümetine askerden intikam alıyor yakıştırmasının yapılmasıdır. Bu tehlikeli düşünce bir AKP’li vekilin yaptığı açıklama ile gündemi daha da karıştırdı. AKP’li vekilin askerle ilgili olarak “Onlar bizi yıllarca, fişledi şimdi sıra bizde” demesi askerle hükümet arasındaki ipleri daha da gerdi.
Hükümetler, demokratik sistemin parçası olarak, topluma hizmet etmek, asker ise ülkenin huzurunu sağlamak için vardır. İki kurum bir birine bağlıdır. Ve uyum içinde çalışmak zorundadır. Ne hükümet askerle çatışmalı, ne de asker siyasete taraf olmalıdır. Türkiye askeri darbelerin ve bu darbelerin yarattığı travmaların bedelini çok ağır ödemiştir. Tarihe baktığımızda, Türkiye’de hemen her on yılda bir askeri darbe olmuş. Bunların sonucunda ilerleme anlamında kaybedilen zaman yanında, birçok insan hüküm giymiş, yasaklanmış hatta gözaltında iken kaybolmuştur ki hala bazılarının akıbeti bilinmiyor.
Gelişmekte olan her ülkede, zaman içerisinde bir takım olaylar yaşanabiliyor. Önemli olan tarafların sağduyulu, uzlaşıcı ve yapıcı yaklaşımlarla var olan sorunları çözme çabası göstermesidir. Türkiye, bu yaklaşımları gösterecek bütünlüğe sahip bir ülkedir.