Siyasi gündemimiz ve siyasilerimiz oldukça yoğun. Cumhurbaşkanlığı seçimi için geri
sayım sürerken, bu konu ile ilgili gelişen olaylar yeni gelişmelerin habercisi.
Sayın Eroğlu’nun UBP tarafından aday gösterilmesinden sonra, Sayın Talat’ta bağımsız
aday olarak yarışa katıldı ve beklenen açıklamasını yaptı. Bu noktada siyasilerin
son zamanlarda artan Ankara ziyaretlerinin de mutlaka bir anlamı vardır. Bu konu ile
ilgili kamuoyuna bilgi verilmemesi, bana göre son derece yanlış. Bilinmeyen bir konu
için birçok tahmin yürütülebilir, yanlış yorumlar yapılabilir. Bunları engellemek
için, konunun muhataplarının mutlaka tatmin edici bilgiler vermesi gereklidir.
Tahminimce Sayın Tahsin Ertuğruloğlu, Başbakan Sayın Derviş Eroğlu ve ÖRP lideri
Sayın Turgay Avcı’nın sıkça gerçekleştirdikleri, Anakara ziyaretleri sonrası ne gibi
gelişmeler olacak kısa bir süre sonra netlik kazanacak. Bu aşamada bize düşen,
sadece tahmin yürütmek ve parçaları birleştirerek yorum yapmak. Bu konu ile ilgili,
geçtiğimiz haftalarda “Bu gizlilik neden?” Başlıklı bir yazı yazmıştım. Bu yazımda,
AKP hükümetinin yetkilileri ile Sayın Ertuğruloğlu ve Sayın Avcı’nın görüşmelerinin,
18 Nisanda yapılacak Cumhurbaşkanlığı seçimi için sağ eğilimli üçüncü bir adayın söz
konusu olabileceğini belirtmiştim. Bu düşünceme çeşitli tepkiler aldım. Sayın
Avcı’nın adaylığının sürpriz olmayacağı düşüncesi yanında, Sayın Ertuğruloğlu’nun bu
tür bir girişimde bulunmasının sonuçlarının çok ağır olacağını söyleyenlerin sayısı
hiçte az değildi. Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrası sonuç ne olursa olsun UBP’de
hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı kesindir.
Hiç lafı dolandırmadan, kendi düşüncelerimi seslendirmekte bir sakınca görmüyorum.
AKP hükümeti Sayın Talat’ın Cumhurbaşkanlığı görevine devam etmesine sıcak bakıyor,
diğer taraftan Sayın Eroğlu’nun adaylığına da açıkça bir tepki vermedi. En azından
biz böyle biliyoruz. Ankara hükümeti sağ kesimden güçlü bir aday çıkararak, sağ
kesimli oyları bölmeyi düşünmüş olabilir mi? Bunun içinde önemli iki isim Sayın
Tahsin Ertuğruloğlu, ve Sayın Turgay Avcı mı düşünüldü. Bu önemli iki isim, böyle
bir düşüncenin içinde olur mu? Ya da iddia edildiği gibi Sayın Ertuğruoğlu partisi
ve Sayın Eroğlu ile Genel Başkanlık pazarlığımı yapıyor ve bu isteğine karşı alacağı
cevaptan sonramı tavrını belirleyecek. Bu yazının yazıldığı saatlerde bu sorulara
cevap niteliği taşıyacak bir gelişme henüz yaşanmamıştı. Peki, seçim sonrası,
özellikle Sayın Tahsin Ertuğruloğlu cephesinde neler olabilir. Yıllar önce yaşanan
Denktaş, Eroğlu anlaşmazlığı ve UBP’den kopmalar yine gündeme gelebilir mi? Başbakan
Sayın Derviş Eroğlu’nun sandıktan Cumhurbaşkanı olarak çıkmaması durumunda, Sayın
Tahsin Ertuğruloğlu’nun UBP’deki siyasi hayatı nasıl bir ortamda sürer. En başta da
söylediğim gibi bu düşünceler sadece yorum. Ama bu yorumların ne kadarının
gerçekleşeceğini görmemiz için fazla bekleyeceğimizi zannetmiyorum.