Tarih tekrar bir birlikteliğe şahitlik ediyor, bu gün içinde bulunduğumuz kritik ulusal dava ve var oluş mücadelesindeki gelişmeler Denktaş Eroğlu işbirliğini tetikledi, siyaset toplumun geleceği için yapıldığı zaman kin beslemek asla olamaz dava içinde güç birliği esas olur. KKTC’ nin kuruluşunda Denktaş ve Eroğlu isimleri siyasi dönüm noktasında tarihi bir kararla geleceğe temel attılar ve devletimizi kurdular, yaşatmak içinde çeşitli zorluklara göğüs gerdiler. Ancak siyasette ayrı mücadele ve ayrılıklar da olabilir UBP ve DP gibi 20 politik sahnede farklı hizmet görüşleri ile hep halkın önünde oldular daha iyi için mücadele ettiler. Kimi zaman iktidar kimi zaman ise muhalefet ancak her zaman bir renk. Peki ne oldu ki işbirliği zaruri hale geldi işte halkımızın sorgulaması gereken nokta ve düğüm burada Serdar Denktaş bir sinyali Talat’ı desteklemeyeceğini açıkça ifade etti neden sn Talat’ın kabul ettiği çapraz oy sistemi kanımca da bu şekilde oylama Kıbrıs Türkü’nü çoğunluk içerisin de azınlığa düşürmeye yeter. Ulusal çizgide bulunan UBP ve DP işbirliği kaçınılmaz oldu ve MAP, HİS desteği sn Eroğlu’na yöneldi çünkü KKTC’ nin geleceğini olası onurlu bir anlaşmayı savunan tek aday çünkü şunu da biliyoruz ki güçlü halk desteği yoksa seçim kazanılması imkansız bu halk desteğini de sağlayanlar demokrasinin vazgeçilmez unsurları siyasi partiler. Bunan dolayı Denktaş ve Eroğlu’nu kutlarım ve de DP milletvekilleri M. Arabacıoğlu, M. Tancer, E, Aslanbaba ve E. Hasipoğlu ve bu birlikteliği sağlamak için çalışan onlarca kişiyi de kutlamak lazım çünkü gelecek gerçekten tehlikede.
Bakın Hristofyas ne diyor “ben dönüşümlü başkanlık ve çapraz oydan vazgeçmem çünkü bunlarla 1960 K.C. anayasasındaki Türklerin veto hakkından kurtulduk ve Annan planından da çok daha iyi durumdayız. İşte benim en büyük kazanımlarım bunu göremeyen siyasetçiler gözünü açsın” demiştir.
Tehlike bu kadar bariz peki Talat farkında değil mi gelişmelerin tabi ki farkında ne demişti Hristofyas için görüşmeler yeni başladığı zaman “nefes almamıza tahammülleri yok” peki şu an ne değişti sn TALAT için hiçbir şey değişmedi içindir ki iç siyasete geçti. Çok güvendi beş yılda çözüm olmadı olmaya da yakınlaşmadı, işin doğrusuda KKTC halkının güveni kalmadı ki %65 evet bu gün %65 hayır oldu. Türk ve Rum halklarının büyük bir çoğunluğu masada konuşulan birleşik Kıbrıs’ın barış ve huzur getireceğine inancı kalmadı.
Toplumsal mücadele verilirken de makam düşkünü olmamak gerekir eğer bu şekilde iseniz direncinizin kırılması çok kolay olur ve kan dökülerek elde etmiş olduğunuz haklar bir anda elinizden gider ve toplumsal yok oluşa sürüklenirsiniz, bunları yaşamamak içinse bu günün Eroğlu ve kendisini destekleyenlerle birlikte Dünyaya haykırışları büyük bir anlam ifade eder.
CTP ve Talat karşı tarafa çok güvenmekle ve halkımıza sürekli umut pompalamakla en büyük hatayı gerçekleştirdi. Verilen sözlerin yerine gelmesinin gerçekleşmesinin imkansızlığı neticesinde halkımızın büyük bir çoğunluğu kurtuluşu KKTC’ye sığınmakta buldu, bunu da sağlayacak siyasi liderin Eroğlu olduğu belirlendikten sonra siyasetten çekilmiş durumda iken tekrar siyasete geri dönmesi ikna edildi.
Geçen cumartesi şölenindeki hey can görülmeğe değerdi halkın hissiyatının değiştiğini görüyorum ve halk pirince giderken eldeki bulgurdan da olmayalım diyor gibi hareket ediyor, yabancı güçler Kıbrıs’a bulaştıkça ulusal değerler daha çok anlam kazanıyor. Çünkü devletimizden başka sığınacak yerimiz yoook ki.
Kıbrıs’ta en az Rumlar kadar hakkımız var, esas olan bunu savunmaktır ve gerçekler ışığında çözüm aramak diyor Eroğlu hadi hayırlısı buradan dünya mesajı iyi alsın.