Birleşik Kıbrıs zor hayal

Değerli okurlarım benim bu başlığı atmamdaki amacım bu kritik dönemde neden BİRLEŞİK KIBRIS hayalden öteye gitmesi zor bir umut olduğunu gözlemlerimle irdelemektir.

Değerli okurlarım benim bu başlığı atmamdaki amacım bu kritik dönemde neden BİRLEŞİK KIBRIS hayalden öteye gitmesi zor bir umut olduğunu gözlemlerimle irdelemektir.
Kıbrıs’ta 1974 Barış Harekatı’ndan bu güne kadar bir barış ortamının devam ettiği inkar edilemez bir gerçektir. GKRY ile de 2003’ten itibaren serbest gidiş gelişler ve kısmen de gerçekleşen ticari faaliyetler bir kez daha tescil ettirdi ki KIBRIS’TA barış ortamı hüküm sürüyor, ancak olmayan KKTC ile GRYK arasında ki anlaşma esas olanda bu bence.
Ne yazık ki işimize gelince KKTC var, nimetlerinden faydalanıyoruz birkaç yabancının yanında da biz devleti BİRLEŞİK KIBRIS için kurduk çok ta önemi yok da diyebilmekteyiz. Bu söylemleri gerçekleştirenler kendilerini iyi tanıyorlar.
1960’ta kurulan KC üç sene yaşayabildi bazı RUM siyasiler yıkılmasının nedeni o zaman ki RUM siyasilerin ortaklığa hazır olmamasından ileri geldiğini iddia ediyor peki şimdi hazırlar mı? Siyasi liderler bir kenara, RUM halkı hazır mı KIBRIS’I birleştirmek için! gerçekte ne düşünüyorlar yeterince araştırılıyor mu doğrusu merak ediyorum.
Ben sayısını unuttuğum o kadar çok RUM’LARLA konuştum ki ortak bir görüş var oda yeniden birleşmemek ve her kesimden insanlarla konuşuyorum.
Birleşme endişesini yaşanan acı gerçeklere bağlıyorlar ve geçmişi yaşamamak için siz KUZEY’DE biz ise GÜNEY’DE düşünce sahibi çok RUM var, güvensizliğin var olduğu bir gerçek ve çıkarlar beklide pastayı paylaşmak istemiyorlar. Ben RUM toplumuna bir yere kadar hak veriyorum zorla ne evlilik olur nede güzellik olsa bile çok kısa süreli olur bunu da ne TÜRKLER ister nede RUMLAR.
Bizim halkımıza baktığınız zaman 1974’ten itibaren kurulan hayatın bir anda değiştirilmesi ve yeni göçlerle bilinmeyene yolculuk ne kadar adilane diye sorgulamak gerekmez mi? Kurulan hayatı değiştirmek çok mu kolay insanlar mutlu olacak mı bir bakın DÜNYA’YA birçok yer savaş halinde bizde ise güven barış ve huzur var arkası da düzgün ekonomi onu da iş bilenler yaratacak, yeter ki imkan sağlansın. Başta hükümet imkan sağlamalı yönlendirmeli yeni pazarlara açılmalı tek Pazar AB değil unutulmamalı ve çok çalışılmalı.
Bizim halkımız 2004’te ANNAN planına evet demişti ancak verilen sözlerde yerine gelmedi bu riskli kararı halkımız o günde aldı ancak köprülerin altında çok sular aktı ve bu gün fikriyat değişmiştir. Halkımızın büyük bir çoğunluğu gelecek güvencesini KKTC’ye sarılmakta buluyor ve anavatan TÜRKİYE’YE bundan daha doğal ne olabilir.
Yinede birleşik KIBRIS istenirse başta ABD ve AB olmak üzere iki tarafa da insanlık dışı ekonomik tehdit ve baskılarla halklar bezdirilmeye çalışılır ve dayatma bir çözüme zorlanır olur mu çok uzak ihtimal ancak dikkatli olmak gerekir. BM’nin misyonuna ters çünkü çözümü KIBRISLILAR bulmalı diyor BM.
Yedi yıldır mücadele veren sn TALAT sonuca geldi mi şahsi görüşüm başladığı yere geri döndü çünkü sorunun esasını oluşturan temel konularda görüşme bile olmadı, yok ki yakınlaşma var. Sn TALAT birleşik KIBRIS’A çok inandı veya inandırıldı ancak reel bir noktaya gelemedi. Bu sonuç seçimleri kaybetmesine sebep olacak ve öyle gelişiyor ki birinci tur da KKTC halkı yine bir değişim yapacak, sokakta bunu görebiliyorum yanılır mıyım zaman gösterecek ancak yanılmam zor.
EROĞLU niye kazanacak, KKTC halkının özellikle TALAT döneminde KIBRIS sorunu ile ilgili gelişmelerden umudunu yitirip geleceğini devletine sahip çıkmakta görüyor. Verilen sözlerin yerine gelmediğini gören halkımız, HRİSTOFYAS’IN anlaşma için tavrının eski RUM liderlerden çok farklı olmadığını düşünüyor insanımız. Fikir değişiminin esas nedenleri başlıca bunlar bence ve müzakerelerin umutsuzluğa sürüklenmesi. EROĞLU gerçekçi bir çözüm demekle halkın esas düşüncesinin sözcüsü oluyor bu da kendisini birinci tur da CUMHURBAŞKAN’I yapabilecek güçte olduğunu düşünüyorum.
Bu haber 895 defa okunmuştur

:

:

:

: