İsrail askerlerinin GAZZEYE giden yardım gemilerine terörist saldırıda bulundu ve 15–20 silahsız yardım sever sivil insanların ölümüne sebep oldu. Bu insanlar arasında TC vatandaşı Türkler de var tümünün ailelerinin başı sağ olsun diyor ve bu saldırıyı gerçekleştiren İSRAİL yetkililerini nefretle kınıyorum. Geçen yılda savunmasız sivilleri GAZZEDE en gelişmiş silahlarla DÜNYANIN gözü önünde öldürdüler, TÜRKİYE dışında buna ciddi tepki koyan ülkede olmadı Müslüman ülkeler de dâhil buna. Bölgede İsrail kontrolsuz güç kullanıyor ve dünyadaki lobilerini de kullanıp kendilerini haklı çıkartmayı beceriyorlar.

Bu güne baktığımız zaman ben şahsen kendimi DOĞU AKDENİZ de değişen dengeler hakkında ki fikrimde doğru buluyorum, bir yazarın yazmaması gerekir kendi hakkında, okuyucu değerlendirmeli her zaman. Ancak bu konu çok ciddi diye düşünüyorum, KIBRIS’IN tek taraflı AB üye yapılması bile bazı AB yetkililerinin dediği gibi bilmeden hata yaptık değil, bu proje bu kadar masumane olmasa gerek, olayın arka planı önemli.

Rum tarafı ısrarla TC KIBRIS da “işgalcidir” söyleminden vazgeçmiyor ve AB de etki yaratıyor. Ancak bu günlerde TÜRKİYE mi AB ye muhtaç AB mi TÜRKİYE ye konuşulur oldu.

Bu yorum gözümüzü boyamak olmasın dikkatli olmak gerekir, kontrol edebileceğimiz siyaseti üretip uygulamak sağduyulu olup da duygusal olmamak esas olmalı diye düşünüyorum. Kıbrıs RUM kesiminin AB ülkeleri dışında özellikle doğu bloğunda bulunan Müslüman ülkelerle gerçekleştirdiği iş birliği bir şeylerin alt yapısı olmasın KATAR toplam 40 milyar dolarlık bir paketle RUM tarafın da yatırım yapmayı planlıyor. Kıbrıs beklide AB üyesi olduğu için bir çekim merkezi mi yoksa Rum’lar bizden daha mı iyi çalışıyorlar her zaman bir soru işareti olarak duruyor.

Bana göre oynanmak istenen oyun KIBRIS ta anlaşmayı bir oldubittiye getirip tüm ADA yı AB üyesi yapmak ve TÜRK ASKERİNİ adadan çıkartıp Doğu ADENİZDE TÜRK gücünü zayıflatmak istenmektedir. Bu başarılabilir mi biz oynanmak istenen oyunun farkında oldukça başımıza çorap örmek mümkün değildir tabiî ki.

AB orta doğudan tedarik ettiği enerji ile ayakta duruyor İSRAİL DE bu bölgeye hâkim olmak istiyor AB yi idare edenler arasında güçlü Yahudi kökenliler olduğunu düşününce de bölgeyi TC dışında kontrol etmek istemek onlar için vazgeçilmez oluyor. Hiç unutmamak gerekir ki TC yi böylece gergin bir ortamın içine çekip de DÜNYA’ya bölgede istikrarsızlık yaratan bir ülke imajı verilmek istenmektedir.

Rum tarafı buna benzer bir açıklamayı AB milletvekili ELENİ THEFANU aracılığı ile yaptı yardım gemilerinde MİT ajanlarının olduğunu ve olayı kışkırtanların onlar olduğunu, bazı AB vatandaşlarına gemilere çıkış izninin verilmediğini ancak yasal olmayan MAGOSA limanından çıkış yaptıklarını ifade ettiler. Kendilerinin kontrolünde olmayan limanlarda bu tür olaylar olmaktadır diye de aleyhte siyaset devam ediyor.

Bundan dolayı değerli okurlar bu olay yalnızca basit kanlı bir müdahalenin ötesinde bir olay olduğunu düşünüyorum.