Çeşme’ye gitmek balayı gibi

Çeşme'ye gitmek Çeşme'yi yaşamak inanılmaz bir duygudur. Çeşme sözcüğü denildiği zaman caddelerde birbirinden değerli şırıl şırıl akan çeşmeler akla gelir. Birbirinden değerli belediye başkanları geldi geçti. Birçok hizmetlere imza attılar.

Çeşme'ye gitmek Çeşme'yi yaşamak inanılmaz bir duygudur. Çeşme sözcüğü denildiği zaman caddelerde birbirinden değerli şırıl şırıl akan çeşmeler akla gelir. Birbirinden değerli belediye başkanları geldi geçti. Birçok hizmetlere imza attılar. Nedense hiçbirinin aklına çeşme yapmak gelmedi. Çeşme görülmeye değer. Çeşme'nin kalesi, koyları, çarşısı yerli halkın ilgisi altında. Fiyatlarda tutarsızlık olsa da Çeşme'yi yakından görmek, ziyaret etmek, havasını içine çekmek, deniz kenarında bir balık yemek, bir kadeh şarap içmek, üstüne bir sakızlı kahve içmek, bir de fal bakmak, karşı adaları seyretmek, turlarla yat gezilerine çıkmak, berrak koylarda yüzmek bütün bunları burada yaşanırsa kendinize cennete düşmüş gibi hissedersiniz.
Hayatın, yaşamın güzelliklerini keşfetmek insana ayrı huzur ve güzellikler katar. Her insanın yaşaması gereken güzel bir mekândır; Çeşme. Bütün bu güzelliklerin arasında belirttiğim gibi bir de akarsularla çeşmeler olsaydı çok daha iyi olurdu Çeşme. Çeşme'nin kuruluş tarihi ilk çağda Cyssus adı ile bilinen Çeşme Anadolu'nun batı kıyısında M.Ö.1000 yıllarında tahmin edilen 12 İyonya kentinden biri olan Eritre'nin ILDIRI ilkesi idi. 171 yılı Anadolu'da yurt girişimlerine başlayan Türkmen Beyleri'nden Çaka Bey, Cezayirli Hasan Paşa Çeşme'de yaşadılar. Gelenek ve görenekleri kız istemeden önce erkek çok büyük bir balık avlar; çipura, sinavrit veya levrek gibi balıklar olabilir. Balık bir güzel süslendikten sonra kız evine gönderilir. Kız evi balığı pişirdikten sonra balığın yarısını erkek evine gönderir ve iki aileler arasında nişan yapılır. Evlilik adımları atıldıktan sonra düğün gününde yenilecek şekerler kız tarafından sorulurdu. O dönemde bugünde de olduğu gibi desti kırma oyunu çok meşhurdu. Desti oyununda desti ne kadar çok parçalara ayrılırsa o denli kişinin itibarını ve oyun gücünü gösterirdi. Yaz aylarında tütün toplandıktan sonra verilen yemeklere Bazina adı verilirdi. Düğüne davet edilen halk düğün yemeğine tahta kaşıkları ile gelirdi. Pişirilen hamur, bamya, kıyma yemekleri afiyetle yenilirdi.M.Ö. 58 yıllarında Doğu Akdeniz ve özellikle Kıbrıs ile ticari ilişkilerde bulunuyordu Çeşme.Chasıos,Sakız Adası ile birlikte esir ve şarap ticaretini elinde tutuyordu. Çeşme'nin en önemli kaynaklarından biri de sakız ağaçlarıdır. Sakız ağaçlarının gövdeleri çizilerek ağacın damarlarından dışarı çıkan sakızlar kuruduktan sonra toplanır. Bu sakızın faydası ise çene kaslarını güçlendirip, mideye iyi gelmesidir. Ayrıca bu sakızlardan reçel yapılıp kahvaltılarda da yenilirdi. Tatlılarda da kullanılır, sürahilerdeki sulara da konularak sakız kahveleri yapılırdı. 2009'dan günümüze kadar moda olan sakızın mideye faydaları sıralamakla bitmez. Sakız kahvesi çok faydalı olduğu için her geçen günde talebin artmasından dolayı kahve üreticileri bu durumdan oldukça gergindirler. Her yıl Çeşme'de festivaller, spor aktiviteleri oluşuyor, buralarda çamur banyoları, şifalı sulardan herkes faydalanabiliyordu. Çeşme'den Yunan adaları Pire, Nikonos, Santorini, Girit, Rodos, Sakız Adalarına rahatlıkla gidilebilir. Deniz kıyısındaki kaleyi Sultan İkinci Beyazıt zamanında 1508 yılında Aydın Valisi Haydar Bey tarafından Mimar Ahmet Bey'in oğlu
Mehmet'e yaptırmıştır. Kale önce deniz kıyısında farklı bir görünümle sergileniyordu. Günümüzde deniz taşlarla doldurduktan sonra kale bu hale getirildi. Her şeye rağmen Çeşme muhteşemliği ile göz doldurup her yıl dünya insanı ile dolup taşmaktadır. Eskiden çocuklar denize eşeklerle giderlermiş. Çeşme'yi gezerken her bir detayı kaçırmamaya çalışıyorduk. Can'la birlikte elimizde kâğıt kalem not alıyorduk. Bir mağazadan alışveriş yaparken Kıbrıslı bir doktorun oteli olduğunu anlattılar. Londra'da işletme fakültesini bitirdikten sonra doktorasını yaptı Mehmet Ali Uluçay (MARİGOLD). Otelin işletmesini büyük bir başarı ile yürütüyordu. Otelin Kıbrıs'tan Londra'dan akın akın turist ağırlıyor. Hatta birçok turistle Mehmet Ali Bey birebir ilgileniyordu. Yüreği sıcak bizim insanımızın bize yakışan da budur. Mehmet Ali Bey bizimle birçok anısın paylaştı. İnsanı her gittiği yerde yürek dolusu dostlar kazanması gerektiğini mutlulukla sevgi ile her şeye bu felsefe ile yaklaşılması gerektiğini bize söyledi. Henüz o dönem yol yokken Atatürk 1929 yılında Çeşme'yi ziyaret etmiş muhteşem arabası ile resim olarak otelin duvarını süslemişti. Duvarda duran bu resim başarının bir simgesi idi. Her şeyi ile Çeşme görülmeye ve de yaşanmaya değer bir yer...



SİZİ
SEVİYORUM
Bu haber 3115 defa okunmuştur

:

:

:

: