Ne güzel olurdu insan her istediğini yapabilse..
Hayallerini gerçekleştirebilse.
Aklı ve mantığının sesiyle değil de duygularıyla hareket etse.
Yüreğinin sesine kulak verse.
Söyleyebilse dilinin ucuna kadar gelenleri.
Haykırabilse içinden geçenleri..
Korkusuzca ve hiç çekinmeden.
Sevgisini, öfke ve nefretini.
Beğendiğini ve beğenmediğini.
Doğru ve yanlışları..
Olduğu gibi tüm düşüncelerini ortaya koyabilse.
Gizlemeden hiçbir şeyi!
Dürüst olabilse.
Önce kendine karşı..
Sonra da çevresindekilere.
En yakınından en uzağına kadar.
Ne düşünüyorsa söyleyip, arzuladığı gibi yaşasa insan.
Nasıl olurdu?
Hayat daha mı anlamlı olurdu o zaman?
Belki de.
*
Ama zor.
İnsanın istediği, hayallerindeki bir hayatı yaşaması zor.
Bazen koşullar engeldir buna.
Bazen insanın kendisi.
Ama insan sonuçta kıramaz zincirlerini!
Kimi zaman sözcükler takılır boğazına, çıkmamak üzere bir daha.
Kimi zaman sevgiler, kimi zaman öfke ve nefretler gizlenir.
Gerçek duygu ve düşünceler saklanır.
Sonrasında duyulacak pişmanlıklara rağmen..
Ya da sonradan pişmanlık duymamak için!
Nasıl bir paradokssa bu!
Sonuçta hayata pişmanlık yaşama korkusu yön verir.
Hata yapma endişesi.
Bu korku değiştirir insanın tüm yaşamını.
Bazen kaçan bir fırsattır.
Maddi kaybı getirir.
Bazen kaçan sevgi ve mutluluktur.
Kimi zaman telafisi olan, kimi zaman da olmayan!..
*
İnsanlar araçlar gibi mekanik değildir.
Duyguları vardır.
Çoğu zaman aklın kontrol edip frenlediği duygular.
Kim ne diyecek ya da düşünecek endişesi bazen.
Çevre baskısı kimi zaman.
Maddi imkansızlıklar..
Ve başka nedenler!...
Ama hep birşeyler vardır engelleyen insanı, istediğini elde etme ya da yapma yolunda.
Kiminin hayalinde bir büyük ev sahibi olmak vardır.
Kiminin hayalinde koca bir cipe sahip olmak.
Kimi daha küçük şeylerle mutlu olur.
Kimi dünyayı gezme hayali ile göçüp gider, hayalini gerçekleştiremeden bu dünyadan.
Kimi mutlu, huzurlu bir aile yaşamı hayal eder.
Kimi sahiptir ama bu ona yetmez.
Farkında değildir yaşadıklarının..
Kimi çocukluk aşkını hiç unutamaz.
Kimi sevdiğine bunu söyleyememenin sıkıntısıyla yaşar.
Ama hep birşeyler vardır hayatın bir yerlerinde.
İstenip de elde edilemeyen.
Dilin ucuna kadar gelip de söylenemeyen.