8 ağustos 1964 TC askeri güçleri Erenköy de Rum askerlerine karşı düzenlediği hava saldırısı ile orada var oluş mücadelesi ile savunma gerçekleştiren üniversite öğrencilerini düzenli ordu konumunda olan Rum askerlerinin saldırısından önledi. O hava saldırısın uçağı düşen Yüzbaşı Cengiz Topel işkencelere maruz kalarak şehit edildi ve o çarpışmalarda şehit olan onlarca kardeşimizi de saygı ile anıyorum. Erenköy sakinlerinin de mücadelesi ve Türkiye’den Bereketçiler tanımlaması ile Kıbrıs’a silah taşımaları ve var oluş mücadelesine hizmet etmeleri taktire şayandır, hizmet eden herkesi saygı ile anıyor şehit olanlara gani gani rahmet hayatta olanların da önlerinde saygı ile eğilmek gerekir.
O gün yurt dışında olan, başta Türkiye ve diğer ülkeler de okuyan öğrenciler Kıbrıs da kardeşlerine karşı saldırılara dayanamazlar ve elleri hiç silah tutmamış bu gençler kısa sürede bir eğitimden geçirilerek Erenköy’e çıkarılırlar ve orada Kıbrıs Türk mücadele tarihinde bir destan yazılır. İki yıla yakın bir süre okul hayatlarını yarıda kesen bu gençler sağcı solcu ayrımı olmadan omuz omuza savaş verir yanı başlarında arkadaşları şehit olmuştur, ancak o kötü psikoloji içerisinde bile mücadeleyi ertelemezler. En korkutucu karşılarında binlerce askerden oluşan düzenli Rum yunan askerleri ve tanktan ve toptan oluşan büyük bir silah gücüne karşı bir avuç insanın yetersiz silah gücü ve en önemlisi iman gücü ile verdiği eşsiz mücadele.
Esas olanda ölümü düşünmeden toplu halde bir mücadele verilmesidir işte bunun adı toplumsal direniş ve var oluş mücadelesidir. Tabii ki 8 Ağustos 1964 öncesinde yıllarca mücadele verildi, özellikle TMT bünyesinde tüm ada içerisinde gizli ve muhteşem örgütlü bir mücadele ve savaş. 20 Temmuz 1974 bu savaş ve mücadelenin Kıbrıs Türkleri için kurtuluş günüdür TC’nin müdahalesi barışı iki tarafa da getirdi.
Adaya barış geldi ancak bir türlü Türk ve Rum tarafları arasında bir anlaşma sağlanamadı o gün Erenköy destanını yazan öğrenci ağabeylerimiz yıllar sonraki siyasi mücadelede görüş farklılıkları nedeni ile yolları ayrıldı. Demokrasi açısından görüş farklarının olması gayet normal diye değerlendirmek gerekir, ancak öyle bir süreç yaşandı ki çok ciddi suçlamalar yaşandı, devlet olabilmek için bunların da yaşanması gerekiyormuş diye düşünüyorum.
Tarih her zaman için yaşananlar ile yazılır doğru veya yanlış belki o zamanın doğruları bu günün yanlışları olabilir hayat ve tarih durmuyor sürekli akıyor ve gelişme ile değişimler yaşanmaktadır.
Hani bir atasözü var “Kötü komşu sizi ev sahibi yapar” Rumların liderliği biz Kıbrıs Türklerini hiçbir zaman bu toprakların sahibi olarak görmediler sorunun esası budur aslında geride yaşananlar ayrıntılardır. Bu felsefe ile yıllarca bizleri yaşamdan mahrum etmek için çeşitli oyunlar oynadılar ancak bizim vatanımız Kıbrıs olduğu için bir o kadar da dirençle karşı karşıya kaldılar tarihe biraz meraklı olanlar yaşananlarla bunları gayet net görebilir.
Yarım yüzyıldan fazla bir süredir etkin bir mücadele var Türk ve Rum tarafı arasında sonuç alınmış değil ancak 1974 sonrası gelinen nokta da etkili bir sonuç ortada iki taraf artık dünya tarafından da kabul görüyor ve çok farklı üçüncü ülkelerden KKTC’ye turist, öğrenci, iş ve yatırım amaçlı gelen insan sayısı küçümsenmeyecek kadar çoktur, yeter ki bunları doğru yönlendirebilelim.
8 Ağustos 1964 Erenköy mücadelesini veren o bir avuç gencin hatırasını anarken bu güne güvenle bakıyoruz çünkü Türkiye devleti anavatanımız yanımızda destek oluyor. Yine yetkili ağızdan görevi devreden büyükelçi Sayın Fakılı KKTC’NİN özel dokusu korunarak geliştirilmelidir demiştir. Bizler ise toplumsal dayanışmayı sosyal adalet içerisinde geliştirmeli ve devam ettirmeliyiz. Mücadele eden tüm büyüklerimizi saygı ile anıyorum.