Erken seçim ihtimali mi var?

Ülkemiz son bir buçuk yılda çok önemli siyasi olaylar yaşadı. Toplum olarak deyim yerinde ise sandığa gitmekten “Gına” geldi. Seçim süreçleri hem toplumsal ortamın gerildiği, hem de maddi olarak büyük giderlerin yapıldığı dönemlerdir. Şu anda meclisimiz tatilde.

Ülkemiz son bir buçuk yılda çok önemli siyasi olaylar yaşadı. Toplum olarak deyim
yerinde ise sandığa gitmekten “Gına” geldi. Seçim süreçleri hem toplumsal ortamın
gerildiği, hem de maddi olarak büyük giderlerin yapıldığı dönemlerdir. Şu anda
meclisimiz tatilde. Ama meclis tatili bitene kadar da yeni bir hükümet oluşumu
gündemde. Hükümet, meclis çalışmalarında tek başına nisap sağlayamasa da yeni
oluşumda yer alabilmek adına, başta ÖRP ve Tahsin Ertuğruloğlu hükümetin desteğe
ihtiyaç duyduğu tüm kararlara destek verdiler. Olası koalisyon hükümetinde yer
alması en güçlü adaylardan, Demokrat Partide yaşanan istifalar, istifa eden
vekillerin UBP’ye katılması olasılığı göz önüne alındığında UBP’nin tek başına, bir
koalisyon ortaklığına gerek duymadan hükümet etme pozisyonunu güçlendirdi.


Ulusal Birlik Partisi, tek başına hükümet olmak, yani iktidarda kalmak yerine bir
ortaklığa girişir mi? İstifa eden vekilleri bünyesine katıp, mevcut durumunu
güçlendirerek yoluna devam etmeyi tercih edebilir mi? Yoksa DP ve ÖRP çıkmazda iken, CTP henüz iktidarı kaybetmenin ağırlığını hafifletmemişken bir erken seçim hamlesi yapıp tek başın ve daha güçlü bir şekilde iktidar olmayı düşünüyor olabilir mi?. Bu soruların cevaplarını bulmak için önce muhalefet partilerine bakmak gerekiyor.
Cumhuriyetçi Türk Partisi, 19 Nisan 2009 tarihinde yapılan ve iktidarı Ulusal Birlik
Partisine devrettikleri erken genel seçimlerden bu yana bir yılı aşkın bir zaman
olmasına rağmen henüz toparlanamamış görünüyor. Parti içinde eski genel başkan ve
Cumhurbaşkanı Sayın Talat’ın yeniden genel başkanlığa dönmesi beklentisi de bir
liderlik arayışı olduğu yönünde ip uçları veriyor. Solda CTP’nin hareketsizliğine
rağmen yükseliş sinyalleri veren TDP de olası bir seçimde UBP’yi zorlayacak bir
görüntü vermiyor. Bu iki partinin olası bir erken seçimde oylarını koruduklarını veya
birbirlerinden kaçan oyları aldıklarını düşünürsek bu iktidar olmalarına elbette
yetmeyecektir. Aslında, önemli olan sağ partiler oylarını koruyabilecekler mi?
Demokrat Partide yaşanan olumsuzluklar, partinin yeniden hareketlenmesi, tabanın
sabit kalması ve oy yüzdesini koruması mümkün olacak mı? Yeni kurulan ve kurulur
kurulmaz hükümet olan, bir yıl içinde seçime katılan ve mecliste temsil yetkisi
kazanan ÖRP bir erken seçim ihtimali ortaya çıkarsa toparlanıp ayni başarıyı
tekrarlayabilir mi?

Şimdi durup dururken bunları neden yazdım. Bu düşünceler neden aklımdan geçti.
Ülkedeki siyasi tablo böyle iken, yani sol partiler adeta uykuda iken, Ulusal Birlik
Partisi dışında diğer sağ partiler dağılmış bir görüntü ortaya koyarken, UBP’nin tek
başına iktidar olma şansı yüksek. Ve bunu deneyebilir. UBP’yi bu yolda ne
engelleyebilir. Tabi ki KTHY ve ekonomik önlemler adına hayata geçirilen kararlarla
ilgili yaşanan süreç. Bu iki konuyla ilgili bazı gelişmeler yaşandı. Başbakan Sayın
Küçük, KTHY yeniden çalıştırılması için Türk Hava Yolları ile bir çalışma içinde
olunduğunu ve bu çalışmanın son aşamada olduğunu açıkladı. Ekonomik önlemler adı
altında bir takım kararlar alan ve yasallaştıran hükümet başta sendikalar olmak
üzere bazı sivil toplum örgütlerini ekonomik sorunları görüşmek üzere “Yuvarlak
masa” toplantısına çağırdı. KTHY ile ilgili karar alınmışken Atlasjet’le ortaklık
anlaşması yapılmışken ve bu anlaşma yürürlükte iken KTHY’na yeniden hayat verme
kararının sebebi ne olabilir? Yada bunca olay yaşanmadan, yarım yamalak çalışan turizm daha da zarar görmeden önce neden bu düşünülmedi? Bulunan formül üzerinde neden daha önce konsensüs sağlanmadı? Ve ekonomik tedbirler konusu, özellikle sendikaların büyük tepki göstermesine rağmen alınan bir takım kararlarla ilgili neden an başta ortak bir nokta aranmadı? Kararlar uygulanmaya konulduktan sonra bunları tartışmanın ve bir uzlaşı ortamı aramanın ne gereği var. Zaten bu kararlar uygulanacak. Ortada bir iyi niyet ve toplumsal birliktelik arayışı varsa bu girişime kimse karşı çıkmaz.


Hatta sonuna kadar destek verilmesi şarttır. Ama ülkemizde siyasi alanda yaşanan
olumsuz gelişmeler toplumun güvenini o kadar sarsmış ki ister istemez bir
şüphecilik dürtüsü uyandırıyor. Bunun sonucu olarak da en başta yapılması
gerekenlerin, en sonda yapılmasına da şüpheyle bakıyoruz. Ve son günlerde yaşanan
bu gelişmelerde ister istemez aklımıza şu soruyu getiriyor yakın zamanda bir erken
seçim ihtimali mi var?

Bu haber 557 defa okunmuştur

:

:

:

: