Sektörel asgari ücret göçü azaltır mı?

Evet şaşırmadınız. Bugünlerde iş çevrelerince ortaya atılıp iş kesimi tarafından şiddetle reddedilen sektörel asgari ücretin ne getirip ne götürdüğünü iyice anlamamız gerekiyor.

Evet şaşırmadınız. Bugünlerde iş çevrelerince ortaya atılıp iş kesimi tarafından şiddetle reddedilen sektörel asgari ücretin ne getirip ne götürdüğünü iyice anlamamız gerekiyor. Öncelikle belirtmekte yarar var ki; sektörel asgari ücret ilk kez bizde ortaya atılmadı Hatta dünyanın en gelişmiş ülkelerinde uygulanmakta ve otorite durumundaki kurumlar tarafından önerilmektedir..

Dünyadaki asgari ücret uygulamaları, büyük bir çeşitlilik göstermektedir. Her ülke; asgari ücretin uygulama alanlarını, kapsamını, asgari ücretin belirlenmesi ve ayarlanması ölçütlerini, kendi sosyo-ekonomik koşullarına ve gelişme hedeflerine göre belirlemektedir. Günümüzde dünyanın birçok ülkesinde yerel ve sektörel asgari ücret uygulanmaktadır.

ABD’de asgari ücret uygulaması eyaletlere göre farklılaşmaktadır. Federal hükümet, ülke genelinde uygulanacak asgari ücreti belirlerken eyaletler uygulamada serbest bırakılmaktadırlar. Örneğin Minnesota’da yıllık cirosu 500 bin doların altındaki işyerlerinde uygulanan asgari saatlik ücret 4,90 dolardır (aylık 784 dolar). Montana’da yıllık cirosu 110 bin doların altında olan işyerlerinde uygulanan asgari saatlik ücret 4 dolardır (aylık 640 dolar).

Kanada’da asgari ücret, çalışma yasalarına göre her bölge için belirlenmekte ve zaman zaman revize edilmektedir. 2005 yılında asgari ücretin en düşük olduğu bölgede (Alberta, 5,90 Kanada Doları (KD)) asgari ücret en yüksek asgari ücretin uygulandığı bölgedekinin (Nunavut, 8,50 KD) yüzde 69’u kadardı.

AB’ye üye ülkelerde asgari ücret uygulamaları farklılık göstermektedir. AB’ye üye 25 ülkeden 18’inde asgari ücret uygulanmaktadır. Asgari ücret uygulaması bulunan ülkeler; Belçika, Çek Cumhuriyeti, Estonya, Yunanistan, İspanya, Fransa, İrlanda, Latvia, Litvanya, Luksemburg, Macaristan, Malta, Hollanda, Polonya, Portekiz, Slovenya, Slovakya ve İngiltere’dir. AB üyeliğine aday olan Bulgaristan ve Romanya’da da asgari ücret uygulanmaktadır. Almanya, Avusturya, Danimarka, İsveç ve İtalya’da ise asgari ücret uygulaması yoktur.

Japonya’da 47 bölgede ve 251 endüstride farklı asgari ücret uygulanmaktadır. Asgari ücretler, çalışan sayısına göre de sektörler ya da işletmeler arasında farklılaşmaktadır.

Çin’de Tibet özerk bölgesi dışında kalan 38 eyalet ve özerk bölgelerinde asgari ücret uygulandığı gibi her bölge içinde de asgari ücret uygulamaları çeşitlilik göstermektedir.

Asgari ücret belirlenirken, işçilerin ve ailelerinin ihtiyaçları, ülkedeki genel ücret düzeyi, asgari geçim endeksi, sosyal güvenlik ve diğer sosyal grupların göreli yaşam standartları, ekonomik gelişme, verimlilik düzeyini içeren ekonomik faktörler ve yüksek istihdam düzeyine ulaşmak ve bu düzeyi korumak dikkate alınmalıdır. Gelir düzeyi düşük ülkelerde asgari ücretin asgari geçim düzeyini korumak gerekçesiyle yüksek tutulması ekonomi üzerinde olumsuz etkiler doğururken, enflasyonist baskılara ve yaygın işsizliğe yol açmaktadır. Bölgesel asgari ücret politikası, ülkedeki gelişmişlik düzeyine ve işgücü piyasasının koşullarına göre farklı bölgelere ayırarak her bir bölge için ayrı bir asgari ücret belirlenmesini hedefliyor. KKTC’de ise özellikle inşaat sektöründeki işçilerin demografik yapısı sektörel asgari ücret olgusunu ortaya atmıştır.

IMF, bölgesel asgari ücret uygulamasına 2005 yılında tam destek verdiğini açıkladı. OECD, Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü, Türkiye 2008 raporunda ulusal düzeydeki asgari ücret artışlarının sınırlanması gerektiğini ve bölgesel asgari ücrete derhal geçilmesi gerektiğini savunuyor. TÜSİAD, geçtiğimiz aylarda 'Türkiye'de Bölgesel Farklar ve Politikalar” adlı bir rapor yayınlayarak bölgesel asgari ücrette tam destek verdi. İTO ise , 2007 yılında konuya dair ayrıntılı bir rapor hazırlayarak, bölgesel asgari ücret uygulamasının nasıl olması gerektiğine dair bir model sundu.

KKTC’de ise asgari ücretin yüksekliği argümanı ile çalışanın alım gücünün korunması argümanlarının çatışması sözkunusu sektörel ve/veya bölgesel asagari ücret konularını tartışmalı hale sokmaktadır. Ancak, sebep-sonuç ilişkisi açısından konuyu irdelediğimizde hepimizin bildiği gibi KKTC’ye olan göçün en önemli sebebi KKTC’deki asgari ücretin özellikle TC’ye göre yüksek olması değil midir? Buna ilaveten Türkiye’de alım gücünün daha yüksek olması ve burada çalışan kesimin KKTC’deki harcamasını olabildiğince düşük tutup TC’de harcama amacı KKTC’ye olan işçi göçünü artıran önemli bir faktör değil midir? Dolayısıyla, TC’den gelen işçilere TC’deki asgari ücretin uygulanması TC’den daha pahalı olan KKTC’ye olan göçü caydıran ve engelleyen bir unsur olmıyacak mıdır?. Burada, dikkat edilmesi gerek konu TC’de her hal ve şartda iş bulamıyan için tabi ki düşük asgari ücret de yeterli olacaktır. Buna ilaveten, KKTC’de yerli istihdam yetersiz diye yurt dışından ucuz emek getirmeye yeltenecek emek istismarcıları da olacaktır. Elbette, esas amacın ülke vatandaşları için istihdam yaratmak olduğu gerçeğinden hareketle KKTC’de karşılanmıyan istihdamlar için TC ve diğer ülkelerden işçi getirilmesi yoluna gidilecektir. Ancak, bu hususta dikkat edilmesi gereken en önemli nokta yerli insanımızın mağduriyetine yol açacak emek istismarcılarının ve bu şekilde oluşacak baskı guruplarının siyasiler üzerindeki etkilerinin önüne geçmektir. Bu yönde ise, Türkiye uygulamasını örnek alarak alınabilecek en iyi önlem muhalefet partilerinin ve sivil toplum örgütlerinin aktif katılımı ile bir “Kaçak ve Yabancı İşçi Takip ve Değerlendirme” komisyonu veya platforumunun oluşturulması ve etkin ve şeffaf bir hukuk sisteminin kurulması gerekmektedir. Başka bir ifade ile, oluşturulacak şeffaf ve adil yapı ucuz işçi istismarcılarına ve çıkar gruplarına dur diyebilmelidir.
Bu haber 354 defa okunmuştur

:

:

:

: