Alın terine sahip çıkmak

Bu coğrafyaya yaz mevsiminin de kış mevsiminin de gelişi zor olur. Kış mı yaz mı anlamadan bir anda kavurucu sıcakların ortasında olabilirken, hiç beklenmedik bir anda şiddetli yağmurlarla ıslanabilirsiniz.

Bu coğrafyaya yaz mevsiminin de kış mevsiminin de gelişi zor olur. Kış mı yaz mı anlamadan bir anda kavurucu sıcakların ortasında olabilirken, hiç beklenmedik bir anda şiddetli yağmurlarla ıslanabilirsiniz. Bu yazının yazıldığı akşam saatlerinde, mevsimin ilk yağmurları düşüyor memleketime. Buram buram yağmur kokusu ve ıslanan kupkuru toprak. Bu güzel ülkenin, bu güzel ülke insanının yaşama sevincini, kendi iradesi dışında gelişen olaylar sebebiyle kaybetmesi asla kabul edilemez. Her ülkede sorunlar vardır. Her ülkede işsizlik vardır. Kabul edemediğim, birilerinin sorumsuzluğu nedeniyle, birilerinin ekmeğini kaybetmesidir. Her coğrafya kendi has zorluklarını yaşar, kendisiyle ve çevresiyle. Bizim ülkemizde yanlış olan, sorunların görülmesine rağmen, görmezlikten gelinmesi. Yanlışa yanlışla devam edilmesi. Birilerinin tökezlemesini bekleyip, bundan fayda sağlamak. Bana dokunmayan yılan bin yaşasın anlayışı sanki bu ülkede yaşayan insanlar için seslendirildi. Aylarca, Kıbrıs Türk Hava Yolları ile yatıp, Kıbrıs Türk Hava yolları ile kalktık. Biz bu kurumla yatıp kalktık ama bu kurum öyle bir yatırıldı ki bir daha kalkamadı. KTHY ile ilgili daha önce kaleme alınmış bir yazımda, KTHY’nın içine düştüğü durumun bu ülkenin, bu devletin bir ayıbı olduğunu dile getirmiştim. Bir ülkede devlete, dolayısı ile halka ait bir kurum iflas etmişse, bu o kurumun çalışanlarının, ilgili kesimlerinin sorunu olmaktan çıkar ve o devletin iflası anlamına gelir. Halk kurumlarına sahip çıkmıyorsa, nemelazımcılık ve dokunmayan yılanın bin yaşaması anlayışı her şeye rağmen devam ediyorsa, durum vahim demektir. Ve bu vahim durum başka kayıpların yaşanacağı anlamına gelir. Evet, KTHY iflas etti. Peki neden? Cevap yok. Kurumun iflası daha resmiyet kazanmadan yaşananlar gerçek anlamda trajikomik. Önce özel bir şirketle anlaşıldığı duyuruldu. Anlaşma beş yıllığına yapıldı. Yani açıklama böyle. Teklif veren şirketin teklif mektubu kayboldu. Bu kayboluş hala
açıklığa kavuşmadı. Fakat olmadı. KTHYi eski günlerine geri getirecek ve tekrar topluma
teslim edecek bu özel şirket çark etti. Anlaşmayı tam anlamıyla yerine getirmedi. Belki de getiremedi. Zaten ortada anlaşma olduğu da şüpheliydi. Mecliste iflasın sebeplerini araştırmak için komite kuruldu. Başbakanlık denetleme kurumu devrede. Şu ana kadar sonuç yok. Zaten olan olmuş ve sebepleri de ortada. Ve önceki gün kurumun iflası resmen açıklandı. Konu ile ilgili mahkemeye başvuruldu. Mahkeme sürecide dün sonuçlandı ve bir dönem resmen sona erdi. 36 yıllık bir alın terine mi yanarsınız, yoksa işsiz kalan yüzlerce insana mı. Böyle bir zamanda, böyle bir ortamda. Özele ait olacak olan, yeni bir havayolu şirketinin kurulacağından bahsediliyor. Bu şirketin, KKTC bayrağını Mart 2011’de taşıması hedefleniyor. Yeni bir şirket kurulacağına neden KTHY yaşatılmadı. Yeni şirket kurulması daha düşük maliyetle mi olacak. Çalışanların durumu ne zaman netlik kazanacak? Bu yaşananlar sonucunda şu an KKTC’nin devlet simgesini taşıyan bir havayolu şirketi yoktur. Bu büyük bir ayıp ve utanç kaynağıdır. Başka şirketler bu alanda hizmet veriyor. Vermelidir de. Toplumun ihtiyacı olan her alanda mutlaka rekabet olmalıdır. Bu rekabet kaliteyi artıracağı gibi tekelleşmeyi de önleyecektir. Bu noktadan sonra, KTHY’nin bu günlere nasıl geldiği, kimler tarafından kötü yönetildiği mutlaka sorgulanmalı ve yargı yolu açılmalıdır. Bu hiç olmazsa sızlayan vicdanlara bir nebze teselli verecektir. Ve çalışanlar, KTHY’nın emekçileri, mutlaka ama mutlaka bu ülkedeki siyasi hataların kurbanı olmamalıdır. Ve elbette toplum. Toplum yani biz hepimiz, kurumlarımıza, değerlerimize, alın terimize, sıra diğerlerine gelmeden sahip çıkalım.
Bu haber 584 defa okunmuştur

:

:

:

: