Oldukça kara haberlerle dolu bir haftayı geride bıraktık İngiltere’de.. Maliye Bakanı George Osbourne, bütçe kısıtlamalarıyla ilgili öyle bir rapor açıkladı ki, Kraliyet ailesinden tutun, 10 çocuklu hiç çalışmayan ailelere kadar hiç kimse bu kesintilerden kaçamadı. Son 60 yılın en ciddi, en acımasız kemer sıkma politikasında 90 milyar sterlinlik bir kısıntı yapılması bekleniyor. Evet küresel krizden en fazla etkilenen İngiltere’de Çarşamba günü açıklanan kısıntılarla ilgili bilgiler, A’dan Z’ye her dalda, her kesimde, tüyler ürpertici etki yaptı. Kimler etkilenecek diye sormadan, musluğu kısılmaktan kurtulan 2 kurumun hangisi olduğunu yazalım önce. Sağlık (NHS) ve eğitim ile yoksul ülkelere dış yardım, kemer sıkma politikasından kurtulanlar oldu. Bunun dışında aklınıza gelebilecek her kesim, her dalda büyük kısıntıya gidiliyor. En önemli kesinti, devlet sektöründe önümüzdeki 4 yıl içinde yarım milyon memurun işsiz kalacağı. Evet her 4 memurdan biri işini kaybedecek ve bunlardan yüzde 75’i de kadın.. Bununla bitmiyor. Kamu dairelerinin bütçelerinde, yüzde 20 kesintiye gidiliyor. Yani hükümet aldığı kararı kendi bakanlıklarında, dairelerinde önce uygulamaya başlıyor. Emeklilik primleri artacağı gibi, emeklilik yaşının 65’den 66’ya çıkması planları yapılıyor. Burada yaşayanlar bilirler. Çocuklu ailelere haftada 35 sterline yakın yardım verilir. Bu yardımlar çocuk 18 yaşına gelince kesilir. Ne kadar çocuk, o kadar çok yardım. Bütçe kısıtlamalarının ilan edildiği gün bir gazetede okudum.. Bir aile 9 çocuklu.. Evin reisi, karısı 3 çocukları varken, belinden rahatsızlandığı için eşine ve çocuklarına bakmak için işinden ayrılır. Yıllardır bir tek gün bile işe gidip , çalışmaz.. Bu süre içinde kadın hastalığına rağmen 6 çocuk daha doğurur. Bu ailenin devletten aldığı sosyal yardımın yıllık tutarı 95 bin sterlin. Evet yanlış okumadınız tam 95 bin sterlin. 4 yatak odalı müstakil ev, kira, yakıt, çocuk, yakacak, vergi muafiyeti derken bugün ancak bir banka müdürü, doktorun aldığı maaşa yakın bir rakam. Şimdi bu havadan kolayca gelen sosyal yardımlara son. Muhafazakar- Liberal Demokrat Hükümeti bu tür yardımlara bir tavan koyuyor. Ortalama asgari ücret miktarı olan yıllık 25 bin sterlinde, her türlü yardım kesiliyor. Ayrıca çocuk yardımı, yıllık geliri 45 bin sterlini geçen ailelere de yapılmayacak..
Orta halli kesim bundan oldukça şikayetçi. Kraliçe ve kraliyet ailesi de her sene “sivil bütçe” adı altında aldıkları milyonlarca sterline artış alamadığı gibi, yüzde 14 kesintiden kurtulamadı. Onlar da kemerleri sıkacaklar. Maliye Bakanı Osbourne, mayıs ayında iktidara geldiklerinde iflasın eşiğinde bir ülke teslim aldıklarını ve bu önlemleri almaya mecbur kaldıklarını utana sıkıla anlattı Avam Kamarası’nda. Sendikalar, alınacak önlemlere büyük gürültü kopardı. Yoksulun sırtından yapılacak kesintilerin, milyarlarca sterlin verilip, batmaktan kurtulan bankalardan alınmasını istiyorlar. Haksız da değiller. 2008’den bu yana batık bankaların devlete faturası milyarlarca sterlin. Küresel krizden Avrupa’da en fazla etkilenen İngiltere’de, herkes bir yerde şokta. İşçi Partisi iktidarında fazla hissedilmeyen ekonomik depremin etkileri şimdi çıkmaya başlıyor. Gıda fiyatlarının son 20 yılın en yüksek rakamlarına ulaştığı Britanya’da, artık ekmek elden, su gölden, gelsin devlet yardımları, sosyal yardımlar, çocuk parası, ulaşım masrafı, yakacak yardımı günleri geride kalıyor.
Avrupa’nın en kolay devlet yardımı alınan ülkesinde, bu günler çok aranacağa benziyor. Evet artık büyüme yerine, küçülme devrine girdi Britanya. Yoksul daha yoksullaşacak. Orta halliler yoksulluğa kayacak. Zenginler ise her zaman olduğu gibi onlara kimse dokunamayacak. Onlar daha da zenginleşecek. Kurtarılan bankaların küçük işletmelere, şahıslara kredi muslukları zaten çoktan kapalı. Öyle bir kısır döngü ki, sıra sıra kapanan işyerleriyle birçok sokak ölü şehir görüntüsü veriyor İngiltere’de baştan, sona. Çalışamayanlar, borç içinde olan binlerce aile ya iflasın eşiğinde, ya da iflas etmiş durumda. Evler gitmiş, iş gitmiş; gelsin devlet yardımı. Burada yaşayıp, tatlı hayata alıştıysanız o günler artık gerilerde kaldı. Bugün gazetede bir ilan var. Eskiden, ‘emekli olursam’ diyorduk. Şimdi, ‘emekli olabilir miyim’ diyoruz.
Yakında, ‘acaba emekli olabilecek miyim’ diyeceğiz. Evet, emekliliğin de mezarda biteceği günler uzak değil. Halk karamsar, umutlar tükenmiş durumda…Üzerinde güneş batmayan Britanya’da kemer sıkma dönemine hoşg eldiniz…