Bugün Kurban Bayramı, evvela buradan tüm ‘’İslam Aleminin’’ Kurban Bayramını en içten dileklerimle kutlamak istiyorum. Bugünün içeriği ile ilgili olarak da yazıma devam etmekte yarar görüyorum. Kurban kesmek nedir? Nasıl ortaya çıkmıştır? Ne zamandan beridir ortaya çıkmıştır? Kurban bayramı ne zamandan beridir kutlanmaktadır? gibi soruların cevabını da bu yazımızda vermeye çalışacağız. İlk önce kurban kesmenin tarihçesine bakmak gerekirse Kutsal kitap Kur’an-ı Kerim’de yazan bilgilere göre ilk “kurban” tecrübesi Hz. İbrahim
zamanına uzanmaktadır. Kutsal kitabımız bu vakayı şu şekilde tasvir etmektedir;
İbrahim ‘Ey Rabbim, bana iyilerden (bir oğul) ihsan et’ dedi. Biz de kendisine yumuşak huylu bir oğul müjdeledik. Oğlu yanında koşacak çağa gelince, ‘Ey oğlum, ben seni rüyamda boğazladığımı görüyorum, bir düşün, ne dersin ?’ dedi. (İsmail) Babacığım, sana ne emrolunuyorsa yap. İnşallah beni sabredenlerden bulacaksın.’ dedi. Her ikisi de Allah’a teslim oldular (Allah’ın emrine boyun eğdiler). İbrahim, oğlunu şakağı üzerine yatırdı. Biz de ona şöyle seslendik: ‘Ey İbrahim, rüyana gerçekten sadakat gösterdin, şüphesiz ki bu apaçık bir imtihandı.’ Dedik ve ona (İsmail’e karşılık ) büyük bir kurbanlık fidye verdik. Kendisine sonradan gelenler için de iyi bir nam bıraktık. Selam olsun İbrahim’e. İşte biz iyilik yapanları böyle ödüllendiririz. Çünkü 0, bizim mümin kullarımızdandır.” Yani Hz.İbrahim döneminden kalan Allah için kurban kesmek bu dönemden bu yana kadar süregelmiştir. Kurban Bayramı ne zamandan beridir kutlanmaktadır? Bu konuya değinirsek; İslami kaynaklara göre ilk kez 624 yılında Medine’de, Hz. Muhammed’in Müslüman cemaate kıldırdığı “ilk kurban bayramı namazının” ardından vermiş olduğu hutbede kurban kesmenin faziletlerinden bahsetmesi, Allah’a adanarak kesilecek kurbanın kazandıracaklarını açıklaması ile beraber kutlanmıştır. Kurban Bayramı, Müslümanlar tarafından Hicri Takvime göre Zilhicce ayının onuncu gününden itibaren dört gün boyunca kutlanan bir dini bayram olarak da tanımlanabilir. Her yıl değişik tarihlerde kutladığımız Kurban Bayramımızı, bu yıl ise 16 Kasım 2010’a yani bugüne denk gelmiştir. Kurban kesmek herkese farz değildir. Yani İslami kaynaklarla belirlenmiş “durumu refah olan kişilere’’ farz kılınmıştır. Bu da toplumsal yardımlaşmaya aslında bir örnek teşkil etmektedir. Bu bayramda, et ürünlerini çok tüketemeyenlerin yılda belirli bir dönemde olsa ihtiyaçlarının doya doya karşılandığı bir dönemdir. Ayrıca kurban bayramında hafızalara kazınan hayvana eziyet çektirmek ya da hayvanları boğazlamanın dinimizde yeri
yoktur. Kurban bayramı yüzyıllardan beridir süregelen bir örf-adet olmuştur. Müslüman toplumlar arasında bugünlerde eksik olan dayanışma ve yardımlaşma noktasında örnek alınacak en güzel günlerdir. Son günlerde Müslümanların çoğunlukta yaşadığı ve yardıma muhtaç kişilerinde bu bayramda unutulmaması gerektiğini buradan hatırlatmak istiyorum. Bu yıl T.C Diyanet İşleri Başkanlığı, sel felaketinde zarar gören ailelere 3 bin 200 kurban keserek 20 bin selden zarar görmüş aileye et dağıtımı yapacak. Bu da çok olmasa da selden zarar görmüş Pakistanlıların yaralarına merhem olacağı kanaatindeyim. Sizde elinizden geldiği derecede durumu müsait olmayan ailelere desteklerinizi esirgemeyelim. Dayanışma günü olan bu bayramları en güzel şekilde geçirelim. Tekrardan herkesin bayramını en içten dileklerimle kutluyorum. İyi Bayramlar…