New York sonun başlangıcı

BM GS BAN KI MOON CB EROĞLU ve sn HRİSTOFYAS ile görüşmek istemesi ve onları heyetleri ile birlikte New York’a davet etmesi herhalde tesadüfen bir görüşme olmasa gerek.

BM GS BAN KI MOON CB EROĞLU ve sn HRİSTOFYAS ile görüşmek istemesi ve onları heyetleri ile birlikte New York’a davet etmesi herhalde tesadüfen bir görüşme olmasa gerek. Bir hazırlık olduğu verilen mesajlardan gayet net anlaşılmaktadır. Görüşme ile ilgili herhangi bir bilgi verilmedi, her zaman için bilgileri sızdıran RUM tarafı bu defa sessiz kaldı. Hristofyas BM GS ne söz verdim ve görüşme ile ilgili hiçbir şey açıklamayacağım ancak bu söz geçtiğimiz haftalarda BM yetkilisinden çalınan belgelerin basına sızmasından kaynaklanıyor, RUM tarafı BM den uluslar arası sözleşmeleri ihlal ettiği gerekçesi ile ilgili sert bir iltimaton aldı bundan dolayı ketum davranıyor.

Türk tarafı adına görüşmeleri sürdüren CB sn EROĞLU ve ekibi özellikle mülkiyet başlığında yapmış olduğu önerilerle başta BM, AB üye ülkelerinden bazı etkin güçlerin ve diğer ilgili ülkelerin taktirini kazandı ve önerinin yapıcı olduğu da vurgulandı. Türk tarafı bir adım öne çıktığı bazı RUM gazetelerinde de köşe yazarlarının yorumlarında da yer aldı.

BM gerçekten KIBRIS sorununu çözmek istiyor mu? Hep aklımız da bu soru yer alıyor daha ne yapsın BM 2004 ANNAN planı referandumundan sonra sn ANNAN’ın yazdığı rapor rafa kalktı çünkü RUSYA veto etmişti. O dönemde HRİSTOFYAS ABD dışişleri bakanı COLİN PAWOEL ile dört saat telefonda görüşmüş ve Hristofyas memnun olmuştu, RUM tarafının desteği yalnızca RUSLAR değildi. Şu anda bile BM Güvenlik konsey üyeleri ile de görüşme halinde.

Türk tarafının tek ve aktif destekçisi TÜRKİYE Kıbrıs davası ortak davamız ve TÜRKİYE Dünyada güç kazandıkça haklı davamız yani var oluş mücadelemiz daha çok anlaşılır hale geliyor. Bu son yıllarda Türkiye Dünyada büyüyen ekonomiler sırasında üst sıralarda ve yatırımcı çeker durumunda buda güç kazandırıyor. Komşu ülkeleri ile sıfır sorun politikası hem sınır komşu ülkeler tarafından destek görmekte hem de diğer ülkeler tarafından kabullenmekte. AB üyelik ilişkileri yavaş ilerlese bile AB biliyor ki TÜRKİYE vazgeçemeyecekleri bir dünya gücüdür. Yalnız büyüyen ekonomi ile de değil büyük bir askeri güç varlığı artmaktadır ve dünyanın sorunlu olan birçok ülkesinde TÜRK Ordusu barışı istikrarı ve adaleti en iyi şekilde sağlamıştır. Doğu ile batı arasında bir kesişme noktasındadır, bu jeo-stratejik konumu TÜRKİYE’YE ayrı bir güç sağlamaktadır. Özellikle AB’yi besleyen enerji hatlarının ortasında olması AB’nin TÜRKİYE ile ilgili olan politikasını her zaman için gözden geçirmesi gerektiğini ortaya koymaktadır.

Bu son günlerde imzalanan FÜZE KALKANI projesi TÜRKİYE CB sn ABDULLAH GÜL tarafından en iyi şekilde temsil edildi ve bu projede de istediğini aldı füzeleri kontrol edecek radar sistemleri TÜRKİYE de konuşlandırılacak ancak füzeler TÜRKİYE de olmayacak. Doğu Akdeniz’e baktığımız zaman füzelerin konuşlanacağı yegane sakin yer KIBRIS ve şuan bile füzelerin bulunduğu iddia edilen KIBRIS İNGİLİZ ÜSTLERİ, çok önemli stratejik bir bölge.

NATO askeri güç dengesinin bölgede en büyük gücü TÜRKİYE ve haksız gayri hukuki Kıbrıs’ın AB üyeliği ki bu konuda yanlış yapıldığını söyleyen AB üyesi ülkeler var.

40 yıldır görüşülen KIBRIS sorununun da sonuna gelindiğini ifade eden BM, o zaman ne beklemeliyiz bence bu süreç bir takvime girdi çünkü önce NEW YORK sonrası CENEVRE ve tarihler belli iki liderde memnun peki memnun olmayan kim diye bir soru aklımızı kurcalıyor. Sn MOON ‘un en son söylediği iki halk da ayrı ayrı referanduma gidecek bu da bana yeniden bir plan için referanduma gideceğimizi hatırlatıyor, ancak bir fark olacağını düşünüyorum ki bu da son tango olacak ya ortak bir federasyon ya da yan yana yaşayan iki devlet.
Bu haber 837 defa okunmuştur

:

:

:

: