Benazir butto ardından

Perşembe günü vurulduğu ve hayatını kaybettiği haberi duyulduğundan beri , dünya basınının gözü Pakistan’da..

Perşembe günü  vurulduğu ve hayatını kaybettiği haberi duyulduğundan beri , dünya basınının gözü Pakistan’da..

Türkiye’yi “Dost, kardeş” ülke bilen, kabul eden Pakistan’da..

Müslüman dünyasının ilk kadın başbakanı, Pakistan’ın en eski, aristokrat ailelerinden Butto Hanedanının, politikada yükselen, sonra düşen, düşürülen hayattaki tek ismi de yok edildi..

Benazir Butto’nun ölümünün ardından, daha kanı kurumadan, çok şeyler yazılmaya, söylenmeye başladı..

İçişleri Bakanlığı, kurşunlardan değil, başını demire çarpıp öldü derken;

Pakistan Halk Partisi sözcüleri ve yakınları, başından aldığı kurşunla aşırı kan kaybından öldüğü açıklamasıyla, Hükümetin resmi bildirisini yalanladılar..

Suikastin ardında El Kaide örgütü var açıklaması yapıldı.. El Kaide’nin de üstlendiği bildirildi..

Kennedy Suikastı, Prenses Diana’nın ölümü gibi, bilin ki, bu suikast de yıllarca konuşturacak.. Kim, neden, nasıl sorularına cevap aranacak..

Benazir Butto’yu 1980’lerin sonunda Londra’daki evinde görmüştüm.. Kensington Semtindeki, klasik İngiliz apartmanlarından birinin en üst katında sürgünde yaşıyordu.. Evi, çok geniş,  görüştüğümüz salon aile fotoğraflarıyla süslü, rahat bir ortam hissettiriciydi..

Uzun boyu, duru beyaz teni, simsiyah saçları, kapkara iri gözleri, görende hafif, korkuya yakın çekinme uyandıran otoriter havasıyla oldukça etkileyici bir kadındı..

Başını, beyaz tülbente benzeyen örtüyle, saçlarını açıkta bırakacak şekilde kapatıyordu..

Makyajıyla, bakımlı elleri, klasik Pakistan şalvarıyla, Doğu-Batının bir anlamıyla sentezine örnek teşkil ediyordu..

Görünüşü Doğulu, konuştuğunda, dinlediğinizde ise Batılıydı..

Harvard ve  Oxford Üniversitelerindeki öğrenimini , Pakistan’da okuduğu yabancı okullardaki eğitimi, Benazir Butto’yu, “Doğu’nun Kızı”nı, bu açıdan Batılı yapmıştı..

Konuşma gücüne o zaman hayran kalmıştım.. İngilizce diline oldukça hakim, ne konuştuğunu çok iyi bilen bir politikacıydı..

Ülkesinden İngiltere’ye sürgüne gelmişti.. Yanlış hatırlamıyorsam evde, annesi de vardı.. Ayrıca bir sürü Pakistanlı yardımcı da , Butto’ya eşlik ediyordu..

Hepsi, Benazir Butto’nun yanında, saygılı, söylediklerini anında yerine getirici tavırdaydı..

Benazir Butto, İngiltere’ye yabancı değildi.. Oxford Üniversitesinde okumuş, Oxford Union’un ilk Asyalı kadın başkanı olmuştu.. Burada evinde  gibi rahattı.. Ancak sürgündeydi..

Adı “Bay yüzde 10’a” çıkan kocasının yolsuzlukları yüzünden, karı-koca yargılanmıştı..

Butto’nun Londra sürgün günleri, birkaç yıl sürmüştü..

Burada bir  kız çocuğu dünyaya getirmiş.. Doğumunu da Londra’nın en lüks doğum kliniğinde gerçekleştirmişti.. Maddi bakımdan hiçbir sıkıntısı yoktu..

Pakistan asıllı Londra’da yaşayan taraftarları da Butto ve ailesine kucak açmış, O’nu yalnız bırakmamıştı..

Suikasti ve 54 yaşında yaşamını yitirdiğini duyduğumda tüm bunlar film şeridi gibi gözümün önünden geçti..

Suikastın ertesi günü The Times gazetesindeki karikatür çok anlamlıydı..

Türk bayrağına çok benzeyen, ancak yeşil renkli Pakistan bayrağının yıldızının  yerinde kocaman bir karanlık vardı.. Yıldız ise yere düşmüştü..

Benazir Butto, politik rakiplerinin hayran olmadığı biri de olsa, talihsiz ailesinin babasından sonraki en tanınmış ismiydi.. Dünya siyaset dünyasının yakından tanıdığı, saygınlık duyduğu bir politikacıydı.. Amerika’dan, Rusya’ya, Çin’e, Afrika’ya kadar tanınıyordu..Demokrasiyi ülkesine getirmeye kararlıydı.. Reformist görüşleriyle, son yıllarda ülkesinde yükselişe geçen Taliban güçlerinin hedefi haline gelmişti..
Suikastının bu kadar ses getirmesi, hem bir eski  kadın başbakanın feci ölümü, hem de cesareti, ölümü göze alarak seçimlere girmek için ülkesine gidişindeki azmiyle bütünleşiyordu..
Demokrasiyi getirmek için, ölümü bile bile ülkesine döndüğünde, başına gelecekleri tahmin ediyordu..Ülkesine döndüğü gün kurtulduğu suikastten sonra, tam 70 gün yaşamasına izin verildi.. Yeni yıla birkaç gün kala, babası Zülfikar Ali Butto’nun idam edildiği Rawalpindi’de, seçim kampanyası sonrasında uğradığı suikast, Butto ailesine 4. ölümü yaşatıyordu.

Benazir Butto, babasının idamı, bir abisinin Paris’te zehirlenerek ölümü, bir erkek kardeşinin arabasına açılan ateşle hayatını kaybetmesinden sonra yaşamını yitiren dördüncü aile ferdiydi..

Hiçbiri doğal yollardan hayattan ayrılmamıştı..

Geride,8  yıl sürgünde yaşadığı Dubai’deki kocası Asif Zardari, 19 yaşındaki oğlu ile 16 ve 11 yaşlarındaki 2 kızı kalıyordu..

Güzel, akıllı, politik rakiplerinin çekindiği, yoksul, hasta, muhtaçlara yardım elini uzatan, Pakistan gibi yoksul bir ülkenin en zengin ailelerinden birinin üyesi Benazir Butto, yaşasa belki de 8 Ocak seçimlerinde 3. defa başbakan seçilecekti.

Yakınlarına göre Benazir Butto, 3 çocuğuna çok düşkün, onların eğitimine büyük önem veren, mükemmel bir anneydi.. 19 yaşındaki oğlunun Oxford Üniversitesine kabul edildiği gün sevincinden ağlayıp, bayram yapmıştı..

Kızları da gözünün bebeğiydi..Çocuklarını, siyasete karıştırmamaya niyetli olduğunu yakınlarına sık sık söylüyordu..

Ancak, politikaya  yeniden katılma arzusu, ülkesindeki karışıklığa rağmen dönüşü, aşırı kökten dincilerin tehdidi , Butto hanedanından birinin daha sonunu erkenden getiriyordu..

Pakistan’da şimdi müthiş bir kaos yaşanıyor..

Lideri olduğu partinin taraftarları, birçok yeri yakıp-yıkıyor.. Sokağa çıkanları vurun diyecek kadar bazı yerlerde durum büyük ciddiyet taşıyor..

Benazir Butto, artık babasının, iki abisinin bulunduğu aile mezarlığında yatıyor..

Pakistan ise sonunun ne olacağı bilinmeyen dehşet günlerini yaşıyor..

8 Ocak seçimleri olacak mı?

Kim kazanacak ? Haftaya tüm soruların yanıtını alacağız..

Bu haber 292 defa okunmuştur

:

:

:

: