Avrupa’nın şımarık çocuğu tekrar sahnede

Yunanistan yine rahat durmuyor. Geçtiğimiz günlerde ajanslara düşen haberde ‘’Yunanistan’ın 200 kilometre civarında Türkiye sınırının büyük bir bölümüne duvar örmeye karar verdiği’’ ile ilgili haberlerini duyduk.

Yunanistan yine rahat durmuyor. Geçtiğimiz günlerde ajanslara düşen haberde ‘’Yunanistan’ın 200 kilometre civarında Türkiye sınırının büyük bir bölümüne duvar örmeye karar verdiği’’ ile ilgili haberlerini duyduk. En başta bu konunun fazla uzatılmayıp uluslar arası baskılarla örülecek ‘duvar’ ya da ‘tel örgünün’ önüne geçileceği hissine kapıldım. Yanılmışım… Yunanistan Kamu ve Güvenlik Bakanı Hristo Paputsis’e göre Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu son derece kararlı olduğunu söylemesi ile konunun ciddiyetinin farkına vardık. Bu setin ne anlam ifade ettiği ile ilgili tartışmalar aldı başını gidiyor. Yunanistan’da iktidar partisi yapılan Set’in Türkiye’ye yönelik olmadığını ifade etse de Yunanistan’da iktidar partisine muhalefet partilerinden de tepkiler gelmeye devam ediyor. Ana muhalefet Yeni Demokrasi Partisi (ND), 'hükümetin Meriç'te inşa etmeyi planladığı setin göçmen sorununu daha da çıkmaza sokarak, insanlık dışı bir konuma getireceğini' belirtti. Sol ittifak Sinazpizmos da 'Kamu Düzeni Bakanlığının planının PASOK hükümetinin göçmen ve mülteciler aleyhinde yeni bir ırkçı kreşendosu (çalgıların giderek daha yüksek ses verecek biçimde çalınması) olduğu' görüşünü dile getirdi. Aşırı sağ parti LAOS ise 'Papuçis'in, sınıra set oluşturma planını gerçekleştiremeyeceğini' iddia ettiği açıklamasında, 'Bunlar, Ayos Pandeleimon Meydanı’nı bile kapatamıyorlar. Meriç'i mi kapatacaklar?' ifadesine yer verdi. Yunanistan’da iktidarın ciddi duruşuna karşı çıkan sesler böyleyken. Türkiye’de ise gündemde bu konunun tartışılmaya başlanacağının altını çizmemiz gerekmektedir. Çünkü Örülecek ‘’Çit’’ ya da ‘’Duvar’’ Türkiye’nin uluslar arası imajının zedelenmesinin yanında Fransa Cumhurbaşkanının söylediği gibi ‘’Avrupa Sınırlarının’’ belli edilmesine dönük bir hamle olarak ta yorumlayabiliriz. Türkiye’de seslerin yükselmesinin önüne geçilmesi için Papuçis’den bir açıklama gelmiş. Bu açıklamaya göre; 'Meriç bölgesinde oluşturulacak setin, Yunanistan ile Türkiye'nin yasadışı göçe karşı olan işbirliğini güçlendireceğini' öne sürerek, 'Bu konuda alınacak olan önlemler hiçbir şekilde Türkiye'ye yönelik değil. Aksine, yasadışı göçmen sorununa karşı olan işbirliğimizin güçlenmesini, geri gönderilme konusundaki ikili anlaşmanın özlü olarak uygulanmasını, iki ülkede ve uluslararası alanda faaliyet gösteren insan tacirleriyle mücadeleyi kolaylaştıracaktır' dese de Türkiye’de ki endişeleri gidermeye yetmeyecektir. Türkiye her ne kadar açıklamanın ilk saatlerinde duruma ihtiyatla baksa da, günler geçtikçe eleştiriler bu konuda artmaya devam edecektir. Ajanslara düşen diğer bir habere göre de, Yunanistan bu tel çekme olayını ABD – Meksika arasında ki sınırdan ilham aldığı belirtildi. ABD ve Meksika arasında örülen duvar Meksika’ya herhangi bir itibar kazandırmamış, tam tersine Meksika’nın devlet olgusuna zarar verecek gelişmeleri de beraberinde getirmiştir. Benzeri gelişmelere Mısır’ın Sina’da ve İsrail’in de Batı Şeria’da ördüğü duvar örneklerinde de rastlamak mümkündür. Bunlardan hangisi diğer devletin onurunu yükseltti? Bu en son söylediğimiz örnek sonucunda dünyada eşi benzeri bulunmayan Açık ceza evi modeli Filistin de ortaya çıktı. Yunanistan şunu bilmeli ki keramet çit ya da duvar örmede değildir. Asıl önemli olan Türkiye üzerinden Yunanistan’a giden mülteciler için ikili anlaşmaların daha da sıkı bir şekilde stratejik noktalara ilerletilmesi olmalıdır. Mültecilerin AB için çıkış kapısı olan Yunanistan’ın bu adımı mültecilerin kaçak girişlerine engel olamayacaktır. Ayrıca Ekonomik Krizle boğuşan Yunanistan’da örülecek duvarın maliyeti de yabana atılacak bir miktar değildir. Unutmamız gereken şu ki; Meriç (Evros) sadece Türkiye-Yunanistan arasında bir sınır değildir. Bu aynı zamanda Türkiye ve A.B arasında olan bir sınırdır. Çekilecek tel ya da duvar ‘’Schengen Bölgesi’’ ile Türkiye arasına çekilmiş bir duvar olarak yorumlamakta fayda vardır. Türkiye ilk başta bu olayı Yunanistan’ın iç sorunu olarak görse de, bu kesinlikle bir iç sorun değildir. Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir sorundur. Hemen nasıl unuttuk! Sarkozy’in Türkiye'nin AB üyeliğini engellemek için sarıldığı bahanelerin ilkinin 'Avrupa'nın coğrafi sınırları' olmasını. Bu nu bazı kimselere yaptıramayan sevgili Sarkozy şimdi komşunun bu bahanesiyle istediğini de elde etmiş olacak. Böylelikle AB’nin dış sınırları belirlenmiş olacak. Sarkozy’nin daha önceden istediği yönde sonuç çıkmamışsa da bugün Yunanistan sayesinde beklide istedikleri karşılanmış olacak.
Bu haber 1134 defa okunmuştur

:

:

:

: