Önde bastonu ile oturan Mehmet Ali Serdar 1955’de, yanında oturan eşi Mevhibe Serdar 1962’de, arkadaki oğulları Mustafa Serdar ise 1959’da rahmetli oldu. Fotoğraf 1950-55 yılları arasında Serdarlı’da çekildi. Arkada kerpiçten yapılmış hanay(iki katlı ev),yan tarafta ise incir ağacı görülüyor. Mustafa Serdar, Serdarlı Polis Karakolu (Şimdi Geçitkale’ye taşınmıştır),Serdarlı Sağlık Merkezi ve Serdarlı Kredi Kooperatifi’nin Serdarlı’ya kazandırılmasına öncülük etmiş; ayrıca Serdarlı Kredi Kooperatifi Katipliği ve 1950-58 yılları arasında da Serdarlı Muhtarı olarak görev yapmıştır. 1958 yılında köy isimlerinin Türkçeleştirildiği dönemde, muhtar Mustafa Serdar’ın soyadı, yaptığı hizmetlerden dolayı köyünün adına verildi. Eski adı Çatoz olan köy artık Serdarlı olarak anılmaya başlandı. Bugün Serdarlı’da, Serdar soyadı muhtarlıkla özdeşleşmiştir. Şimdiki muhtar Ahmet Serdar da, amcası Mustafa Serdar’ın yolundan giderek; köylüsünden aldığı destekle 1994’den beri yaklaşık 17 yıldır Serdarlı Muhtarı olarak görev yapmaktadır.
(Fotoğraf ve bilgi Serdarlı Muhtarı Ahmet Serdar)
Geçitkale Karargahı’nda dört mücahit
Fotoğraf,1975 yılında Serdarlı Sancaktarlığı’na bağlı Geçitkale Karargahı’nda çekildi. Bu bina şimdilerde Geçitkale Belediyesi olarak hizmet veriyor. Fotoğrafta soldan sağa doğru, haber merkezinde çalışan Çvş.Özkan Bahçeci, İaşe Sorumlu Yardımcısı Çvş.İsmail Efeoğlu, Personel Subayı İsmail Barkut ve İaşeden Sorumlu Onbaşı Erdal Saimoğlu görülüyor. İsmail Çvş ve Erdal Onbaşı, o dönemlerde Serdarlı Sancaktarlığı’na bağlı İskele,Yeni Erenköy, İnönü ve Meriç bölüklerine iaşe götürüyorlardı.
(Fotoğraf ve bilgi Özkan Bahçeci )
Vudalı iki eski dost
1940’lı yıllarda çekilen fotoğrafta, Vudalı iki eski dost birlikte görülmektedir. Vuda(Kalohoryo), Türklerle Rumların birlikte yaşadığı karma bir köy idi. Soldaki,1915 doğumlu Hüseyin Hasan Recep 1965’de, sağdaki 1908 doğumlu Mehmet Hasan Gazi ise 1990 yılında rahmetli olmuştur. Birbirleriyle çok iyi dost olan ikili, tarlalarını birlikte ekip birlikte biçerek, ortaklaşa çiftçilik yaparlardı. Bayram dolayısıyla, Larnaka’ya gezmeye giden iki dost, bu hatıra fotoğrafını çektirmiştir. 1940’lı yıllar olmasına rağmen, kıyafetler gayet şık ve modern tarzdadır. Ayrıca, Hüseyin Bey’in sol cebindeki mendil ve Mehmet Bey’in başındaki şapka, kıyafetlere ayrı bir hava katmaktadır. Behaettin Tekerek, Kemal Tekerek adında iki oğlu, Nükhet Gazi ve Necibe Nurten Azizoğlu adında iki kızı olan, Hüseyin Bey’in dört çocuğu da Akova’da yaşıyor. Dördü erkek, ikisi kız, toplam altı çocuğu olan Mehmet Bey’in; Hasan, Cemal ve Şefki Gazi isimli oğulları Londra’da, Mustafa Gazi isimli diğer oğlu ise Turunçlu’da yaşıyor. Kızlarından Ayşe Özsoy Akova’da, Afet Özalan ise Boğaziçi’nde ikamet ediyor. Fotoğraf arkasındaki Osmanlıca bilgi notunda ise ‘Bu fotoğrafı 16 Mayıs Pazartesi günü hatıra olarak çıkardık’ yazısı yer alıyor.
(Fotoğraf ve bilgi Kemal Tekerek)
Baki kalan dostluktur
Arkasındaki bilgi notunda ‘Sevgili arkadaşım bayan Fatma, bir gün olur da ismimi terk edersen, dünyadan felek sana hatıra ederim bu resmimi. Arkadaşın Zehra 12 – 9 – 1944 ’ yazan bu fotoğrafın nerede çekildiği bilinmemekle birlikte, Lefkoşa’da bir stüdyoda çekildiği tahmin ediliyor. Gerçek dostlukların yerini çıkar ilişkilerinin aldığı günümüzde, bu iki arkadaşın dostluğuna imrenmemek elde değil. Fotoğrafta da görüldüğü gibi, birbirlerine kol kanat geren ikili, dayanışmanın da en güzel örneğini göstermiş oluyorlar. Gaziköy’e gelin gelen, fotoğrafın solundaki Latife Hanım, aslen Lefkoşalı idi. Kocasına ise Gara Kemal derlerdi. Latife Hanım’ın yaşayıp yaşamadığı veya nerde oturduğu hakkında herhangi bir bilgi edinilememiştir. Fotoğrafın sağındaki ise Gaziköylü Zehra Hanım’dır. Zehra Hanım, Latife Hanım ile çok iyi dost idiler. Zehra Hanım da, Gaziköy’den Lefkoşa’ya gelin gitmişti. Bugün rahmetli olan Zehra Hanım’ın, Türkiye’de Huriye isminde doktor bir kızı bulunmaktadır.
(Fotoğraf ve bilgi Sevim Çakır)
