Dışişleri Bakanlığından , Kıbrıs masası sorumlusu da beraberindeydi..

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, ABD Gezisinde Birleşmiş Milletler Genel Sekreteri Ban ki  Moon ile görüşmesinde de Kıbrıs konusu, gündemin üst sırasındaydı..

Joan Ryan’ın son aylardaki demeçlerini, görüşmelerini izleyenler, 2008’de Kıbrıs konusunda bir hareketlilik yaşanacağının sinyallerini çoktan aldılar..

Zaten Ryan da , Güney’deki seçimlerden sonra adada çözüm için en uygun zamanın bu yıl Şubat ayı sonrası olduğunu sık sık dile getiriyor..

Türkiye ile  KKTC ilişkileri , Cumhurbaşkanları düzeyinde oldukça sıcak geçiyor.

İki ülke cumhurbaşkanlarının karşılıklı ziyaretleri  bunun göstergesi.

Joan Ryan, Pazartesi günü  Dışişleri Bakanlığında Kıbrıs Türk Toplumu temsilcilerini, makamında kabul edecek.

Görüşmenin amacı, İngiliz Dışişleri’nin Kıbrıs konusundaki görüşlerini anlatmak, açıklamak, son gelişmelerden Kıbrıslı Türk Toplum temsilcilerini haberdar etmek.

Onlardan da beklentilerini, düşüncelerini, önerilerini öğrenmek.

On yıldır Enfield North bölgesinden İşçi Partisi olan Joan Ryan, Kıbrıs Türk toplumuna oldukça yakın..

Kıbrıs’a geçen yıl , “Kıbrıs Özel Elçisi” sıfatıyla gidişinde, Türk makamlarıyla biraraya gelişi, hatırlayacaksınız Rumlar arasında oldukça rahatsızlık yarattı..

KKTC  temsilcileriyle buluşup-görüşmesindeki tavırlarını açıkça ortaya koydular.

Ancak, Joan Ryan ile çeşitli defalar gerek özel, gerek sosyal, gerek topluma açık toplantılarda edindiğim izlenim şu;

“ Yıllardır, Kıbrıs davasına aşınayım.. Şimdi de Kıbrıs Özel Elçisi olarak, görevim gereği konunun tam içindeyim.. Derdinizi, isteklerinizi, önerilerinizi bana anlatın.. Hükümetim ile toplumunuz arasında köprüyüm.. Bundan faydalanın”

Rumlar, yıllardır resmen tanınan devlet olmanın verdiği hakimiyet ile Ryan’ın, Kıbrıslı Türklerle görüşmesine tahammüllü, hoşgörülü gözükmüyorlar.

Aslında Joan Ryan, onlarla da sık sık biraraya geliyor..

Zannetmeyin ki, sadece Kıbrıslı Türklerin sorunlarını dinliyor..

Rumların partilerine, toplantılarına, davetlerine de katılıyor.. Bir politikacı olarak, seçim bölgesindeki , başka azınlıkların etkinliklerine de gidiyor..

Zaten sadece bize yakın olması veya sadece bir tarafa sıcak bakması “Tarafsızlığına” gölge düşürür..

Ancak,  Rumlar “ Hep bize “ mantığıyla , Ryan’ın  kendilerine yakın olmasından yanalar.

Londra’da da, Güney Kıbrıs’ta da ..

Oysa Ryan, her iki tarafa da eşit uzaklıkta durma gayretinde..

Zaten, İngiltere’nin Dış İşleri Politikasında,  hangi parti ,  hangi başbakan veya  dışişleri bakanı gelirse  gelsin, dış politikalarında değişme olmaz..

Joan Ryan’ın, şimdiki duruşu da bunun en güzel örneği..

Ryan, Ankara’ya geldi..  Gerekli makamlarla görüştü..

Ardından da Atina’ya gitti.. Orada da gerekli makamlarla görüştü..

Pazartesi Dışişlerindeki toplantısı, bu açıdan oldukça önemli..

Bir anlamda, onlara gezilerindeki gelişmeleri anlatıcı özellikte olacak..

Kıbrıs konusunda, Londra’daki Türkler de son yıllarda üzerlerine düşen ölü toprağından kurtulmuşa benziyor.

Daha tutarlı, duruşları daha net, üst düzey ilişkiler sıklaştığı gibi, Sivil Toplum Örgütlerinin “lobicilik” faaliyetleri daha bilinçli.. KKTC Temsilciliğinin konuya verdiği önem, “paramount” düzeyde..

Ingilizlerin eski tutumları , Kıbrıs’la ilgili savundukları aynı olsa da, izolasyonların kaldırılması, ambargolara son verilmesi, direkt ucuçlarda bugune kadar söylenemeyen, telaffuz bile edilemeyen konular artık açıkca konuşulup-tartışılıyor..

Ortada büyük bir haksızlık olduğu apaçık..

Bu yıl,  adayla ilgili beklentiler büyük.

Joan Ryan’ın geçtiğimiz Ekim ayında adaya yaptığı ziyaret sonrası söyledikleri ise oldukça düşündürücü..

Hatırlatmakta yarar var..

“Adanın iki tarafında da umutsuzluk gördüm.. Politikacılar daha cesur, kararlı olmalı”

Sonuçta, sorunu çözecek olanlar adanın iki tarafında yaşayanlar.. Sizlerin ortak iradesi, geleceğinizi tayin edecek..

Umutsuzlukla bir yere varılamayacağı apaçık ortada..

Umudunu yitiren, geleceğini de kaybedebilir..