Yıllardan beridir sürmekte olanmüzakerelerde şu ana kadar ufak ilerlemeler olsa da herhangi bir başarı yoktur.Sonuç ortadadır… Güney Rum Kesimi ve Kuzey Kıbrıs arasında sürdürülenmüzakerelerin netice vermemesi kimi yönetimlerin işine gelirken kimisinin deişine gelmemektedir. Yani çözüm için baskıları arttırmakta sivil toplumörgütlerini olaylara müdahil edilmektedir. KKTC’de 28 Ocak’ta ki‘’Toplumsal Direniş’’ adlı siyasi, sivil toplum örgütlerinin ve sendikacılarıneylemleri bayağı ses getirmişti. Bunun arkasından yapılan Türkiye aleyhindeki eylemde ses getirmişe benziyor.
T.C Başbakanı olay karşısındatepkisini sert bir şekilde ifade etmiş ve eylemi Rum destekli olduğunu ifadeetmişti. Bunu da eylemde Türk bayraklarının olmayışına bağlamıştı. Gerçekteneylemin arkasında Rumlar mı vardı? Tabii ki de HAYIR…Peki kimler var bunun arkasında? Çok düşünmeye gerek yoktur.Tabiiki kim olacak, KKTC halkı vardı. Son dönemde KKTC’de ki ekonomik resesyondan dolayı Halk hükümetingitmesini istedi. Seslerini duyurdular ama başarılı olabildiler mi bu ayrı birsoru? Asıl sorun KKTC ve TC arasında son günlerde yaşanan gerginlik. Ekonomi,siyaset, kültürel ilişkiler, stratejik konum derken tarihsel bağlarımızıunuttuk gitti. Ne çabuk Rumların yaptığı katliamları unuttuk değil mi? İsimleriya da katliam adlarını tek tek yazmaya gerek yok. Benim kadar sizde bunu iyibiliyorsunuz. İşin tarihini de iyibiliriz. EOKA’cıların neler yaptığını tek tek anlatmaya gerek yok. Asıl sorun biz nedenMüzakereleri unuttuk da birbirimize düştük. Neden her iki tarafta birbirleriniyanlış anlamakta ısrar ediyorlar. TC Başbakanı bir söz söyledi diye KKTC’de yazarlarağzına geleni söylüyorlar. Sorun siyasi liderler olmamalı. Siyasi liderlerbugün var yarın yok. Bunlar unutulmamalıdır. Tarihsel bağlar inkar edilemez.Kıbrıs adasında hem mücahitler hem de Mehmetçikler canlarını vermiştir. KKTC’liTürk TC ‘li Türk ayrımı yapmamaklazım.Bu eylem gibi yüzlercesini birçok ülkede gördük. Türkiye’de bile benzer eylemler varken KKTC’de böyle bireylem yapıldığında bu kadar tepki çekmesi normal değildir. Ne Sayın Erdoğan’ın ilk tepkisi kabul edilir cinstendir ne de KKTC’de ki eylemde sarf edilen sözlerkabul edilebilir sözlerdir. Burada sadece Erdoğan’ı dasuçlamak da doğru olan değildir. Tabi ki, bilgi akışını sağlayanyardımcılarında da suç bulmak lazımdır. Birbirimizle didişmek yerine nedenRumların kışkırtmalarına karşı bir olmuyoruz? Onu da anlamıyorum. TC’nin Kıbrıs’ta stratejik çıkarlarının olduğu doğrudur. Nebunu ben yalanlayabilirim ne de bir başka birisi. Unutulmaması gereken tarihibağların uzunca yıllara dayandığı, ,ilişkilerindün başlamadığıdır. Her iki tarafta duygusal yaklaşım tarzından sıyrılmalı,objektif davranmalıdır. Aksi taktirde onarılamayacak hatalar dizisi peşi sıragelme ihtimali vardır. Türkiye’nin KKTC’ye ne kadar ihtiyacı varsa KKTC’nin deTC’ye bir o kadar da ihtiyacı vardır. Taraflar kendilerine biçilen rolleriyerlerine getirmelidir. Anavatan ve Yavruvatan’da yükselen aykırı sesleryerine iki tarafta birbirlerini destekleyici adımlar atmalıdır. Sonuçta sağduyukazansın istiyoruz…