Siyaset ve spor

Son günlerde YouTube’da, Kıbrıs’ı ve Türkler’i ilgilendiren bir video izlenme rekorları kırıyor..

Son günlerde YouTube’da,  Kıbrıs’ı ve Türkler’i ilgilendiren bir video izlenme rekorları kırıyor..

You Tube’da yayınlanmaya başlamasıyla da spor’a, siyasetin kızgın öfkesi taşındığında, nasıl tehlikeli bir boyuta erişebileceğini gösteriyor..

Konunun başrol oyuncusu, uluslararası tenisin tanınan bir ismi..

Limasol, 1985 doğumlu henüz 23 yaşında bir sporcu..

Adı Marcos Baghdatis..

Babası Lübnan’dan Güney Kıbrıs’a kaçan bir mülteci.. Annesi ise Kıbrıslı bir Rum..

Ne yazık ki, bulunduğu konumu unutarak, isminin ününden faydalanıp Türklerle ilgili söylediği hakarete varan sözlerle , ortalığı birbirine katıyor..

Güney Kıbrıs’da kendisine, başkalarına sunulmayan imtiyazlar armağan edilen bu kişi, -sporcu diyemiyorum, çünkü yaptıkları sportmenliğe de, spor ruhuna da tamamen aykırı- katıldığı Avustralya Açık Tenis Turnuvasında, görülmemiş bir  skandalın elebaşısı oldu.

Geçtiğimiz Aralık ayında, Hellas Fan Club adlı bir Rum Taraftar Kulubünün, barbekü partisine katılan Marcos, herhalde biraz da içkinin de tesiriyle, kendinden geçip,

“ Türkler Defol” diye aleyhimize, sloganlar attı..

Bunu da bir “taraftarı” (!!!!) videoya kaydetti..

Marcos’un 23 yaşında olduğuna bakmayın..

Oldukça ünlü bir ismi var tenis dünyasında..

13 yaşında, Paris’teki ünlü “ Mouratoglou “ (Herhalde Muratoğlu olcak) Tenis Akademisi’ne gönderilip, yetenekli sporculara sunulan her türlü nimetten yararlandı..

Tenise yeteneğini bir anlamda Güney Kıbrıs, bu şekilde taltif etmiş oldu..

Marcos, 2003 yılında 18 yaşındayken Dünya Gençler Tenis Şampiyonu seçilince , adı  da tenis dünyasında birden duyulmaya başladı..

Tanrı “Yürü ya Marcos “deyince de genç tenisçi yürümeye başladı..

2004’de Amerika Açık Tenis turnuvası gibi prestijli bir turnuvayla ,uluslararası tenis dünyasına giren Marcos’un, başarılar zinciri de birbirini izledi bu tarihten sonra..

2005’de Avustralya, Portekiz, Basil gibi önemli turnuvalara katıldı..

2006 yılında, dünya tenisinde 1 numaralı oyuncu Roger Federer’i, bir set yenmeyi başaran 2 oyuncudan biri oldu.. İlk seti Marcos kazansa da, genç tenisçi son 2 seti alamaz ve Federer’e yenildi.. Aynı sene Wimbledon’da yarı finale kaldı ,  yenilince elendi..

Marcos, her yıl gittiği Avustralya’yı ikinci evi gibi benimser .

Melbourne’daki Kıbrıslı Rumların desteğiyle turnuvaların en fazla alkışlanan oyuncularından biri olur..

Nitekim, Melbourne’da kurulu Hellas Fan Club’a,   ülkeye her  gelişinde giden Marcos, şimdi YouTube’da yayınlanan “talihsiz” videosuna da burada konu olur..

Marcos Baghdatis’e, çok az  Rum  erkeğine gösterilen imtiyazlar sunulur Devletçe..

Güneydeki 25 aylık mecburi askerlik, 2006 Ocak ayında yaşı geldiğinde genç tenisçiden muaf  tutulur..Rum yönetimi, Marcos’un 2 yılı aşkın askerlik yaparsa, tenis kariyerinin biteceğini düşünmüş olmalı ki, tenisçiyi askerlikten af eder..Marcos , yaşıtları askerlik yaparken, tenis raketi elinde, o turnuvadan o turnuvaya koşar..Milyonlarca dolar kazanır..

2007 yılında dünya tenisinde 16’ıncı sırada bulunan bu yetenekli, başarılı tenisçi, ne yazık ki sporla, siyasetin karıştırılmaması gerektiğini hiç hesaplayamaz..

Veya karıştırıldığında ne kadar tehlikeli sonuçlar doğuracağını ona büyüklerinden biri söylemediği için, Avustralya Açık Tenis Turnuvası gibi önemli bir spor olayına gölge düşürür..

YouTube’a düşen bu tür videolar gibi, filmin internette dolaşmasıyla ortalık karışır..

Geçtiğimiz Salı günü , Melbourne’deki turnuvada maç sırasında, “Türkler Defol” diye bağıran Marcos’un karşılaşmasında, Rumlar ve Türkler birbirine girer..

Türk izleyiciler, spora siyaseti karıştıran bu oyuncuyu protesto edip, turnuvadan atılmasını isterken, Hellas Fan Club üyeleri, Marcos lehine tezahürat yaparlar..

Sonunda, olaya Avustralya polisi karışınca, işler büyür.. Polis, biber gazıyla ortalığı yatıştırmaya çalışır.. On kişi gazla püskürtülür.. 3 kişi de tutuklanır..

Olaylar böyle bitti diye sanmayın..

Sporcu ruhu taşıması gereken Marcos, büyük pişkinlikle yaptıklarını savunur ;

“- Vatanımın çıkarlarını korudum..Bu doğrultuda hareket ettim.. Birleşmiş Milletlerin kabullenmediği bir durumu protesto ettim.. Şimdi bu turnuvaya konsantre olmak istiyorum. Avustralya Açık Tenis Turnuvasını çok seviyorum.. Lütfen beni rahatsız etmeyin” der..

Yıllarca ambargolarla, spor gibi , insanlığın en eski eğlencelerinden, en doğal haklarından  birini Kuzey Kıbrıslı sporculara yasaklayan bu anlayış, sırf tanınan bir devletin sporcusu diye genç bir insana , başka bir ırka hakaret hakkını nasıl verir ?

Rum tenisçi, bir ırka hakaret ederek, genç oyunculara örnek olacağını düşünüyorsa yanılır..

Dileğim, hem Uluslararası Tenis Federasyonunun, hem de yıllarca büyük imtiyazlarından faydalandığı Güney Rum Yönetiminin, bu oyuncuyla ilgili soruşturma açması..

Spora, siyaset alet edilmeye başlanırsa, oyunun tadının kaçacağını unutmamak gerekir..

---

Bu haber 330 defa okunmuştur

:

:

:

: