Toplumsal Varoluş Mitingi’ne çok az bir zaman kaldı. Sendikaların geçen defa düştüğü hataya bu defa düşeceğini sanmıyoruz. Türkiye aleyhine açılan ve halkı derinden yaralayan pankartlar ve söylemler Mart ayındaki mitingde yer almayacak. Bu anlamlı mitingi provoke edecek kişileri saptamak için daha dikkatli davranılacak. İnsanların görüşlerini ve düşüncelerini toplanarak mitinglerde söylemesi demokrasinin en önemli ayaklarından biridir. Bu nedenle de mitinglerin yapılmasında sakınca görmüyoruz ancak tek bir şartla, sağduyu. Herkes sağduyulu davranırsa hem düşüncelerimiz daha kolay anlaşılır hem de sorunlarımızı daha iyi anlatabiliriz. Sağduyu ile hareket edersek, geçirdiğimiz zor dönemi en az zararla atlatırız.
Yıllardır uygulanan yanlış yönetim ve ekonomi politikaları yüzünden hayal edilen hedeflerin çok uzağındayız. Bu hedefleri yakalamak içinde bazı yöntemleri uygulamak zorundayız. Bu yöntemleri uygulamaya koymadan önce ekonomistler ülke gerçekleri ve halkın talepleri doğrultusunda hareket etmeli. Kıbrıs’taki hayat standartlarına uygun önlemler alınmalı. Güney Kıbrıs’la rekabet edebilir bir ekonomik paket hazırlanmalı. Rumları kıskandıracak ve bizi örnek alacakları paketi hazırlamak bence imkansız değil. Böylece, Güney Kıbrıs’taki komşularımızın mitinglerimize bakarak ham hayallere kapılmasına da gerek olmaz.( Yani yıllarca bize etmediğini bırakmayan şimdi de anavatanımızla aramızı açmak için sırtımızı sıvazlayıp bize destek vermeye çalışıyormuş gibi görünen Rumlar, bu sinsi planlarında başarılı olamayacaklar. Bizi Türkiye’den koparıp da bir kez daha megalo idealarını hayata geçiremeyecekler)Bu paketi hazırlamak için önce Kıbrıs’ı sonra da Kıbrıs insanını iyi tanımak lazım. Yurt dışında yaşayan ve birikimlerini ülkesine yatırmak isteyen insanımıza ulaşılmalı. Onların istekleri de göz önüne alınarak uygulanabilir bir ekonomik paket üzerinde çalışmalar yapılmalı.
Yukarda bahsedilenlere ek olarak halkımıza da bazı görevler düşüyor. Halkımız artık siyasileri arkasına alıp az çalışarak çok para kazanma devrinin biteceğini idrak etmeli. Yaptığı işe ve gösterdiği performansa göre, Kıbrıs şartları da göz önünde bulundurularak dünya normlarına uygun bir çalışma düzeninin oluşturulması gerektiğini kabullenmelidir. Özel sektörde çalışanların iş disiplinleri, çalışma saatleri ve aldıkları maaş göz ününde bulundurulup, kamu çalışanları da artık kendine çeki düzen vermeli. İşe geliş gidiş saatinden başlayarak, kılık kıyafet ve vatandaşa davranışlarını gözden geçirmeli.
Teknolojinin hayatımıza girmesiyle artık 10 kişinin yaptığı işi 1 kişinin yaptığını bu nedenle kendilerini geliştirmeleri gerektiğini anlamalılar. Sırtını devlete dayayıp yan gelip yatmanın ilerde kendilerini olumsuz etkileyeceğinin farkına varmalılar. Yazının başında belirtildiği gibi Toplumsal Varoluş Mitingi’ne katılmak veya katılmamak herkesin en demokratik hakkıdır. İnönü Meydanı’nda bugüne kadarki tüm hükümetleri eleştirmek, eleştirirken de çözüm yollarını sunmak gerekir. Bunlardan bahsederken sendikaların yaptığı hatalarda gözden geçirilmeli. Biz nerede hata yaptık sorularının yanıtları sıralanmalıdır. Toplumsal Varoluş Mitingi’nde herkesin sağduyulu davranması ve Kıbrıslılara yakışır bir şekilde hareket etmesi gerekiyor. Gelin başta Kuzey Kıbrıs ve Türkiye olmak üzere tüm dünyaya demokrasimizin ne kadar ilerde olduğunu gösterelim.
