Japonya’da meydana gelen deprem 1872’den bu yana en büyük deprem niteliğindedir. Dünya’da da benzeri büyük depremler yaşanmıştır. Bunlar 1906’da Ekvador, 1950
Tibet, 1952 SSCB, 1957 Alaska, 1960 Şili, 1964 Alaska, 1965 Alaska, 2004 Asya’da 10
ülkeyi etkileyen deprem, 2005 Endonezya, 2010 Şili’deki depremler bir çok sayıda insanın ölmesine ve maddi zarara yol açan depremlerdir.
Japonya’da depremin binalara verdiği zarardan çok tsunaminin etkisi daha fazla iz
bırakmışa benziyor. Meydana gelen deprem merkez üssü Honşu adasının Sendai bölgesinin 130 km doğusu olarak bildirildi. Depremden başkent Tokyo’da etkilendi. 4 milyon evin elektrikleri kesildi ve nükleer santraller durduruldu. Her dakika değişen ölü sayısı muhtemelen binden fazla. Japon Kyodo Ajansı da dediklerimizi destekleyecek nitelikte açıklamada bulundu zaten. Depremin etkisiyle oluşan tsunami, dev dalgalar yüzlerce kişiyi, evleri arabaları, gemileri her şeyi önüne kattı götürdü. Ajanslara her dakika düşen haberler hiç de iç açıcı değil. Uçak hızındaki dev dalgalar önüne ne gelirse süpürüp götürdü. Tsunami sadece Japonya’da etkili olmasının dışında başka ülkeleri de tehdit ediyor. Tsunami uyarısı yapılan ülkeler arasında Rusya, Tayvan, Filipinler, Endonezya, Papua Yeni Gine, Avustralya,
Yeni Zelanda, Fiji, Meksika, Guatemala, El Salvador, Kosta Rika, Nikaragua, Panama,
Honduras, Şili, Ekvador, Kolombiya ve Peru’da var. Ayrıca şimdide başlarına nükleer
belası çıktı… Dünyada ilk nükleer bombanın atıldığı ülke Japonya, bugünde ikinci
kez aynı beladan muzdarip. Sonuç mu? Göreceğiz. Çernobil gibi etkisinin fazla olmamasını dileriz. Uzmanlar nükleer sızıntıda ölü sayının 10.000 i bulacağını söylüyorlar. Umarız kötü sonuçlar çıkmaz. Bu Japonya’yı etkileyeceği kadar dünya arenasındaki aktörleri de etkileyeceği şüphesiz gerçektir.( Ekonomik,Turizm, Sağlık vb...)
Bu büyük depremden sonra Türkiye televizyonlarında , ‘Türkiye’de de benzeri tsunami
görülür mü?’ soruları ortaya çıktı. Buna cevap açık. Jeologlar ve uzmanların yaptığı açıklamalara göre Türkiye’de özellikle Marmara bölgesinde Japonya’daki benzeri bir tsunami görülmesi ihtimali düşükmüş. Bu gibi sansasyonel haberler halkı korkutmaktan başka bir şey değildir. Bu depremden Türkiye olarak büyük dersler çıkarmamız gerekmektedir.
1999’da Kocaeli depreminde yaşanan can kayıpları ve yıktılar aklıma geliyor. 1999’da Yalova’da idim. Depremi yaşayan ve yakın dostlarını depremde kaybeden biri olarak her olaydan ders çıkarmamız gerektiğini söylemekte fayda görüyorum. Çünkü 7.4 gibi bir depremde on binlerce kişiyi kaybettik ve bir o kadar da yararı vardı. Binlerce bina yıkıldı. Bugün Japonya’ya bakıyorum depremden hasar gören bina sayısı 100’ü geçmiyor. Tsunami’nin etkisi dışında. Benzeri bir deprem Türkiye’de yaşansaydı, neler olacağını söylemek istemiyorum. İnşaatlarda kullanılan malzeme ve depreme uygun olmayan on binlerce belki de yüz binlerce bina var. İstanbul’u büyük deprem beklediğini söyleyen uzmanlara hiç kimsenin kulak astığı yok. 10 milyonun üzerinde insanın barındığı dünyanın en büyük metropollerinden birisi olan İstanbul sizce depreme hazır mı? Bence değil. Yıllarca İstanbul’da yaşayan ve ziyaretlerde bulunan birisi olarak bunu açıklıkla söyleyebilirim. O zaman zararın neresinden dönsek kardır!
Türkiye’de Kocaeli depreminden sonra sıkı tutulan güçlendirme çalışmaları yerini
boşlamaya bırakmıştır. Sağlam yapıtların yanında derme çatma şekilde yapılan, kalitesiz malzemelerin kullanıldığı birçok yapıt var. Keşke yaşananlardan daha fazla ders çıkarsaydık ! demememiz için, bugünden tez yok herkes üzerine düşen görevi yapmalıdır.
Deprem kuşağında yaşayan bir ülke olarak artık depremi yaşantımıza almamız gerekmektedir. O yokmuş gibi davranmak yarardan çok zarar getirir. Herkes dersini almalı bugün benzeri bir olay İstanbul’un yarısından çoğunu yok edecektir. O halde can tatlıysa herkes üstüne düşen görevini yapmalıdır. Halk bilinçlendirilmelidir. Konutlarını güçlendirmek için imkanı olmayanlara devletin imkanları seferber edilmelidir.
