Umut nedir? Elbette hayatın gıdasıdır. Beklentidir. Beklentilerin
gerçekleştirilmesidir. Hayal kırıklığı nedir? Umudun, beklentilerin gerçekleşmemesi
ve inancın yitirilmesidir. Her şeyin para düzenine döndüğü bu memlekette, sıradan
bir hayat yaşayabilmeniz ve günlük ihtiyaçlarınızı karşılayabilmeniz için
devamlılığı olan, gelecek garantisi olan bir meslek sahibi olmanız mecburidir. İşte
KKTC’de kamu sektörü ile özel sektör arasındaki en büyük fark budur. Garanti ve
güven beklentisi. Peki, bu düşünceden hareketle kendinizi veya kendimizi bir KTHY
çalışanının yerine koysak. Aylardır süren, belirsizlik başkalarının yıllara yayılmış
hatalarının sonucu olarak bir anda işsiz, parasız kalmak nasıl anlatılabilir. Hayat
akışımız içinde mutlaka hepimizin beklentileri, hayal kırıklıkları olmuştur. Ama bir
düzenin bozulması, bir anda umulmadık olayların yaşanması ve bu olayları bir kişi
yaşarken onunla beraber birden çok insanı etkilemesi tam anlamıyla bir yıkım olur.
Bu yıkım en başta ruh sağlığını etkiler.
Nitekim KTHY çalışanları geçtiğimiz gün bir sınava çağrıldılar. Oldukça ilginç
soruların sorulduğu sınavda aylardır işsiz olan insanların psikolojik durumları
sorgulandı. Aslında bu insanların psikolojik durumları belli. Hayal kırıklığı
yaşayan her insan gibi iyi değiller. Yani seçim kaybeden, iktidardan düşen bir
siyasi, bir milletvekili, bir bakan psikolojik anlamda ne durumda olursa bu
insanlarda aynen o durumda. Hatta daha kötü. Çünkü onların geriye dönüş umudu da
yok. Bu konuda ilginç bir süreç söz konusu. Yeni kurulan, daha doğrusu kurulduğu
söylenen hatta önce mart daha sonra da mayıs ayında uçacağı açıklanan KKHY konusunda
henüz somut bir ilerleme yok. Hisse sahipleri belirsizlikten endişeli. Her an
katkılarını geri çekebilirler. KKHY konusunda ses yokken, KTHY çalışanlarının bir
kısmının yeni hava yolu şirketine geriye kalanların ise devlete istihdam edileceği
açıklandı. Fakat işin ilginç yanı devlete yapılacak istihdamlar için kaynak
sıkıntısının olması. Açıklama böyle. Sayın Başbakan konu ile ilgili destek arayışı
içinde ve muhalefet partileri ile görüşmeler yaptı. Son durum önümüzdeki hafta
netlik kazanacak. Benim bu tablodan anladığımsa şudur; Hükümet yeni kesintiler ve
vergilerin adını KTHY çalışanları için koyacak. Nasıl mı? Bu soruya şöyle cevap
vereyim. Tablo ortada, hükümet Ankara ile imzalanan ekonomik protokol gereği Türkiye
den kaynak talep edemiyor. Bütçe bir şekilde denkleşmiyor. Sıkıntılar devam ediyor.
KTHY çalışanlarını devlete istihdam etmek için kamu çalışanlarından kesinti yapma
yoluna gidilecek. Bu benim düşüncem. Kesinlikle KTHY çalışanlarının
mağduriyetlerinin giderilmesine karşı değilim. Ama bu insanların mağduriyetlerinin
kullanılması da asla kabul edilemez.
Ülkemizin mevsim olarak en güzel zamanlarını yaşamaktayız. Bir yanda yeşillikler,
bir yanda güneş ve ara arada yağmur kokusu. Yaz aylarına yönelik tatil planları ve
erken rezervasyonlar turizm alanında hareketliliği başlatmış durumda. Turizm
konusunda başarı çıtasını daha da yükseltebilsek başta ekonomik sorunlar olmak üzere
içinde bulunulan sıkıntıları daha kolay aşabiliriz. Fakat maalesef her defasında
içinde bulunulan yılı turizm yılı ilan etsek de bu söylem slogandan öte gitmiyor.
Geçen yıl, KTHY ile ilgili yaşanan hayal kırıklığı ve bunun ülke turizmine dolayısı
ile ekonomiye verdiği tahribat henüz aşılmamışken yeni bir dönem başlıyor. Yeni
dönemde kurulması ve faaliyete geçmesi konusunda soru işaretleri bulunan KKHY
yanında yeni havayolu şirketleri de ülkemize hizmet vermeye başlayacak. Şu anda THY,
Pegasus ve Atlasjet olma üzer üç şirket KKTC semalarında. Bunlara ek olarak, Onur
Air ve Sky Airlines da KKTC’ye uçuş hizmeti verecek. Rekabetsiz ortamın yarattığı,
haksız kazancı geçen yıl çok kötü bir şekilde tecrübe ettik. Bir anda katlanan
fiyatlar, insanları güney Kıbrıs’ın havalimanlarını kullanmaya teşvik etti. Yani
KTHY göz göre göre kaybedilmesi hem yüzlerce insanı işinden etti, hem ülke
ekonomisini, ülke turizmini baltaladı, hem de KKTC’nin imajını sarstı. Konu ile
ilgili olarak daha önceleri de çeşitli yazılar yazdım. Ve hep söyledim bu konu daha
çok konuşulur.