Kıbrıs’ın medar-ı iftiharlarından biri olan Fahriye Özay, müzik yaşantısını, sporcu kişiliğini ve hayat serüvenini STAR KIBRIS okurları için anlattı.
Mehmet YÜKSEK
Fahriye Özay… Nam-ı diğer Kıbrıs’ın Afroditi. Yeteneği, başarılı çizgisi ile sadece bir ses sanatçısı ya da söz yazarı değil aynı zamanda yüreği insan ve vatan sevgisiyle dolu hanımefendi biri. Güleryüzlü ve toplumsal konularda son derece duyarlı olan Fahriye Özay, ülkemizin tanıtımı için uluslar arası arenada arı gibi çalışan bir kültür elçisi de aynı zamanda. İşte dünya liderlerinden sayısız takdir mektubu alan Özay’ın STAR KIBRIS okuyucuları için yaptığı o çok özel röportajdan öne çıkanlar…
‘EN ÇOK HRİSTOFYAS’IN MEKTUBUNDAN ETKİLENDİM’
Geçtiğimiz Aralık ayında 8 kliplik bir DVD albümü hazırlayan Özay, Bu DVD’yi Kıbrıslı Türklerin ambargolar nedeniyle yaşadığı sıkıntıları anlatan bir manifesto gibi bir mektupla dünya liderlerine göndermişti. ‘O günlerde beklediğim cevaplar bir bir geldi’ diyen Özay, başta Türkiye, Hollanda, Belçika, İngiltere, Yunanistan, Azerbaycan olmak üzere çok sayıda kişiden cevap almış. Ancak aldığı bu mektuplardan biri çok özel bir yere sahip onda. Bu mektubun sahibi de Rum Lider Dimitris Hristofyas. “Çok anlamlı bir mektup yazdı, duygulandım” diye anlatıyor Fahriye Özay bu mektup sonrasındaki duygularını. Türkiye Kültür Bakanlığı’nın da büyük ilgi gösterdiği mektuptan güç aldığını belirten başarılı sanatçı, Kıbrıslı sanatçılar için neler yapılabileceği konusunda da çalışmalara başladıklarını söyledi.
‘MÜZİĞİN İÇİNE DOĞDUM’
Fahriye Özay’ın müzikle bu kadar iç içe olmasında hiç şüphesiz sanatçı bir aileden gelmesinin de büyük rolü var. Erkek kardeşleri saz üstadı olan Özay, kendi deyimiyle müziğin içine doğmuş. Evde hemen her akşam fasıllar kurulurmuş. Henüz 10 yaşındayken okuldaki yarışmada müzik kraliçesi seçilmiş. İlk bestesiniyse 14 yaşında yazmış.
‘KIBRIS’TA EMEĞİNİZİN KARŞILIĞI ASLA SİZE DÖNMEZ’
Bestelerin ardı kesilmemiş. Sayısız söz yazmış Özay. Kısa zaman sonra da Güzelyurt’ta bir koro oluşturmuş arkadaşlarıyla ve orada şarkı söylemeye başlamış. Ama koro mutluluk vermemiş bir türlü Özay’a, çünkü kendi eserlerini seslendirmek istiyormuş hep. Sonra Fatih Dölek’ten ders almaya başlamış. Bir süre çalıştıktan sonraysa iki çalışmasını TRT’ye göndermiş. Bu bir dönüm noktası olmuş Fahriye Özay için. Bu dönemi şöyle anlatıyor Özay:
“TRT’de gönderdiğim eserler beğenildi ve ‘Hadi Gel’ ile ‘Anlat Bana’ isimli çalışmalarıma iki klip çekildi. Böylece TRT kapıları bana açılmış oldu. Sonrasında ‘Günaydın Hayatıma’ isimli karma bir CD çıkardım. Bu CD’de yer alan ‘Lebibe’ isimli şarkı ile tanındım. Sonra, sözü ve müziği bana ait olan ‘Mazi’ isimli ikinci albümüm çıktı. Tabi bunları yaparken amacım albüm satmak değil, sadece radyolara göndermekti. Zaten Kıbrıs’ta emeğinizin karşılığı asla size geri dönmez. 1997 yılında Mustafa Çelik’ten ilham alarak dünya özürlüleri için ‘Benim İnsanım’ isimli bir şarkı yaptım. Bu şarkıyla bir o kadar daha ilgi gördüm. Türkiye’deki haber bültenlerinde ve medyada sıkça yer buldu bu şarkım. Sayısız konserler verdim. Oralarda kalabilirdim Kıbrıs sevdalısı olduğum için her attığım adımı ülkemi düşünerek attım”.
‘İSTANBUL BOĞAZI’NI YÜZEREK GEÇTİM’
Fahriye Özay, sporcu kişiliğiyle de öne çıkan bir isim. 2007 yılında Osman Akkuş’tan yüzme dersleri alarak İstanbul Boğazı’nı bir uçtan diğer uca yüzmüş. “İnanmak zor o yüzden inanmayanlar Youtube’daki görüntüleri seyredebilirler” diyor. Bu başarısından sonra diğer spor dallarına da ilgi göstermeye başlamış Özay. Önce binicilik ardından dalış dersleri almış.
‘HER SANATÇI SÜREKLİ ŞAN DERSİ ALMALIDIR’
Beş albümü, çok sayıda video klibi var Fahriye Özay’ın. Kliplerinin değişik yönetmenler tarafından çekilmesine büyük önem veriyor. Son albümüne de adını veren şarkısı Afrodit’in klibini Cemal Yıldırım çekmiş. Okumayı ve araştırmayı çok sevdiğini her fırsatta dile getiren Özay, Afrodit’le ilgili geniş bir araştırma yapmış. Şarkının ve klibin ortaya çıkış öyküsünü şu sözleriyle anlatıyor Özay: “Yaptığım araştırmalardan sonra, Afrodit’in Kıbrıslı olmasından, Baf’ta doğmasından çok etkilendim. Hemen söz ve müziği hazırlayarak, aranjörüm olan Erkin Hadimoğlu’na giderek Afrodit isimli albüme soyundum. Şarkıyı yaptıktan sonra Cemal Yıldırım ve ekibiyle klip hazırlığına başladık. Baf’a gittik ve Afrodit’i canlandırdığım klibi çektik. Klipte birçok dost da destek verdi bana. Bu çekimden sonra Altın Plaj’a geldik ve orada Afrodit’i harmanladık. Cemal Yıldırım’ın ekibi klibi habersiz olarak Youtube’a attı. Klibin izlenme oranı inanılamayacak kadar fazla oldu”. Fahriye Özay, hiç dur durak vermeden albüm ve kliplere devam edeceğini söylüyor. Bu arada dans ve şan derslerini ihmal etmiyor Özay ve “Her sanatçının sürekli şan dersi alması gerekir. Estetik yönü içinse dansla da iç içe olması çok önemlidir” diyor.
‘SANAT POLİTİKALARI ÜRETİLMELİ’
Ülkemizde sanatçıların yaşadığı sorunlardan da bahsetti Fahriye Özay. “Ülkemizde sanat çok maddiyat gerektiren bir iş” diyen Özay, ülkemizde hiçbir sanatçının evine ekmek taşıyamadığını da ekledi. Bu durumun ülkede sanatın gelişmesine engel olduğunu anlatan Özay, çözümün devlet politikalarından geçtiğini vurguladı. İlk olarak yapılması gerekenin, yurt dışından getirtilen şarkıcıların Kıbrıslı Türk sanatçılarla beraber konser vermesi konusunda bir düzenleme olduğunu anlatan Özay, bu durumda hem ülkemiz sanatçılarının maddi zorluklarının azalacağını hem de devletin vergi gelirlerini artıracağını söyledi.