Zihniyet Değişikliği

Genel seçimler yaklaştıkça meydanlarda seslerin tonu gittikçe hem sertleşiyor hem de artıyor. R.Tayyip Erdoğan ve Kılıçdaroğlu arasındaki polemik konularına her gün bir yenisi daha ekleniyor. Bunun yanında MHP Lideri Bahçeli’de ‘’Bozkurtlar’’meselesinde Başbakana karşı tutumunu daha da sertleştirmeye devam ediyor.

Partilerin birbirlerini eleştirdiği noktalara bakılırsa seçim beyannamelerinde verdikleri beyanların tutarsız oluşu iddiasıdır. Erdoğan Kılıçdaroğlu’nun beyan ettiği para yardımına ve Yeni CHP söylemine takmış durumda. Muhalefet partisi olan CHP ve MHP liderleri ise Erdoğan’a laf yetiştirmekle meşguller. Dikkat ettiyseniz Türkiye seçim havasına girdiği dönemlerde dış politikadan ekonomi konuları bir kenara bırakılıyor. Herkes liderlerin söylemlerine kulak kesiliyor. Medya bugün dünyada sayılı güçlerden birisi. 1 ay evvel Ortadoğu’da yanan ateş hakkında yazılar haberler yazılıp söylenirken bugün sanki bu ateş sönmüşte yeni bir dönem başlamış gibi görünmektedir. Tabi bunlar söz konusu bile değil. Ateş hala yanıyor. Masum insanlar ölmeye öldürülmeye devam ediyor. Kaybeden yine siviller. Tüm bunlardan bahseden medya şirketlerinin sayısı bugün çok az. Tabi ki bugün gündemin esas taşı seçimlerdir. Fakat ne oluyor da bir günde herkesin fikirleri, düşünceleri, takiplerinin rotası 360 derece değişebiliyor. Bunun sorgulanması lazım!

BDP’li Bağımsız Adaylar
Bildiğimiz üzere bazı bağımsız adaylara YSK’dan veto gelmişti. Her gün bu karar medyada tartılmış ve eleştiren olduğu kadar kararı destekleyenlerin olduğunu da görmüştük. Kararı hukuka dayalı olarak verdiğini söyleyen YSK’dan geri adımın atılması aslında beklenen davranıştı. Doğru olan karardı da. Kararın arkasından kafalarda bazı soru işaretleri doğdu. İlk verilen karar hukuki iken ne oldu da bu karar hukuk dışı oldu. Yani verilen 2. karar hukuk dışı mı? İlk verilen kararı hukuki olarak niteleyen YSK Başkanı verilen kararın değişikliğini neye bağlıyor?

Partilerin Seçim Beyanları
Partilerin verdiği sözler gelecek hakkında ki beyanları kulaklara ne hoş geliyor. Türkiye’de birçok seçime ve alakama bağlı olarak bu beyanlara birçok kez şahit olduğumu rahatlıkla söyleyebilirim. Fakat önemli olan verilen sözlerin yüzde kaçının icraat konusu olduğudur. İktidar partisinin 2002’deki seçimlerden sonra 3 yıllık toparlanma döneminden sonra Türkiye’yi ekonomi, siyaset, dış politika ve askeri konularda ileri taşıdığını gördük. Tabi ki 4/4 bir parti demiyoruz. Hatalarının da olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Kimse kendi kendini kandırmasın. Doğru ne ise o dur. Tabi her geçen yıl Türkiye’ deki ilerleme iyimser yanımı okşuyor. Ortaya konulan 2023 vizyonunda emellerin ve ideallerin yüksek tutulması çok anlamlı ve güzel. Bölge ülkeler arasında ve dünya’da belli bir düzeye gelen ülkenin vatandaşları olarak seçim öncesinde yapılanların muhasebesini yapmakta fayda görüyorum.
Türkiye’nin tarihi ve geleceği hepimizi ilgilendirmektedir. Kimse buna bağımsız olarak yaşayamaz. Seçimlerde bazı çıkarlar doğrultusunda oy kullanmak hakkaniyete uygun değildir. Yapılan işler ve icraatlar gözler önüne getirilerek ülkemiz için doğru ne ise o yapılmalıdır.