Yapısal bozukluk içerisinde olduğumuzu artık kabul etmeyen yok, her bir fırsatta gündeme geliyor. Geçen hafta TC BE sn AKÇA dile getirdi ve siyasal risk alınması gerektiğini ifade ettiği için nerde ise bazı çevreler tarafından yine istenmeyen adam ilan edilecekti. Efendim kimse bizim iç işlerimize karışamaz, biz istediğimiz gibi davranabilmeliyiz, işte değerli okurlar bu işler bu şekilde olmuyor. Rum tarafı AB üyesi olduğu için AB nin etkin kontrolü altında kamu borcu olması gerekenden fazla olduğu için BRÜKSEL tarafından uyarılıyor ve yaptırım ile de karşı karşıya kalabilir GSMH nın %3 kadar olması gerekirken %6 yakın olduğu için tasarruf önlemleri ile mali disiplin uygulaması gerçekleştiriyor, uzun lafın kısası etkin denetim altında.
İMF borç verdiği ülkelere etkin denetim uyguluyor ki hatırlayalım İMF nin denetçileri TÜRKİYE de verdiği borçları hangi alanlarda kullandığını bizzat denetlemekte idi ve bunun ışığında raporlar düzenliyordu. Özellikle KİT kuruluşlarının doğru yönetilmediğinin raporları hazırlanmıştı, yani 2000 li yılların başında ki herkes hatırlayacak KEMAL DERVİŞ döneminde TÜRKİYE etkin bir denetim ile karşılaştı. Eğer dıştan yatırımcı talep ediyorsanız bu şekilde de denetlenmeyi kabul etmek durumundasınız, çünkü DÜNYA ekonomileri ülkelerin bağlı bulundukları kuruluşlar veya birlikler tarafından denetlenebilir olmalıdır.
Geçmiş CTP-ÖRP hükümet döneminde KKTC de bir denetim daha gerçekleşti o da DÜNYA bankası tarafından. Sunulan rapor yine eleştirildi ve bazı çevreler tarafından beğenilmedi çünkü KKTC yapısında önemli bozuklukların olduğu saptandı. Ancak bizler bu ada da çok özel olduğumuz için kolay bir şeyi beğenmeyiz çünkü mantık TÜRKİYE versin biz de harcayalım mantığı hüküm sürdü en büyük hata herhalde burada oldu. ANNAN planı ile bir anlaşma olmuş olsaydı AB bize kayıtsız katkı verip bizde istediğimiz gibi harcamış mı olacaktık bu şeklini çok iyi düşünmek gerekir. Bu gün dara giren AB ye tam üye ülkelerin karşılaştıkları uygulamalara doğru bakmak gerekir, Yunanistan yaptırımlar ile karşı karşıya kaldı RUM tarafı kamu borçlarından dolayı ikaz edildi borçlanma notu indirildi.
Neticede hiçbir ülke kendine göre ekonomik yapı içerisinde gleoballaşen Dünya da ekonomik anlamda istediği gibi davranma erkine sahip değildir DÜNYA ekonomik koşullarına uymak zorunda kalmaktadır aksi taktirde rekabet edebilme imkanını kaybeder ve izole olur sorunlar da o zaman artar.
Yapılması gereken rekabet edebilecek bir yapının oluşmasını sağlayacak önlemleri alabilmektir burada da siyasi kararlılık önemlidir.UBP hükümetinin olmaz ise olmazı bu olmalıdır bu sorumluluk muhalefete de ayni oranda düşmektedir çünkü KKTC yalınızca bir kesimin değildir, yapı bozuk ise nasıl bozulduğu da çok önemli değildir kimler hangi hataları yaptığının konuşulması bile gereksizdir çünkü hepimiz bu geminin içerisinde idik.
Önemli olan bu gün gelecek için ne yapmalıyız sırf siyasi olsun diye boş muhalefetin anlamı yoktur hükümet olanların da zamanı boşa geçirmeye hakkı yoktur tek başınıza iktidarsınız cesaret gösterip acı da olsa reçeteyi uygulayın bizde sizi alkışlayalım ancak gerekenleri yapmaz ve yapısal bozukluğu düzeltecek önlemleri almaz iseniz bizde sizi halkın önünde eleştiririz.
Sn AKÇA bu konuda siyasal risk gerekiyor demişti bozuk düzeni düzeltmek kolay ve tepkisiz olmaz çünkü kurulan düzenden beslenen var onlar mı suçlu hayır işte olgunluk suçlu aramamak ve olması gerekenleri hayata geçirmektir, bir ekonomist gözü ile bakıldığı zaman sn AKÇA gibi düşünmek gerekir, kaldı ki bizim içimizdeki bir çok ekonomiste ayni vurguları yapmaktadır, siyasilerimizin birçoğu da bu gerçeği çok iyi bilmekteler. Endişemiz seçimlerde ki risk artık şundan kurtulmamız gerekir seçilebilme korkusu, bu korku ile KKTC ötekileşiyor yabancı sermaye burada yatırım yapmıyor birçok yabancı adadan ayrılıyor ve ekonomik çarklar zor dönüyor.
Sn ERSİN TATARI ve hükümeti borçlanmayı kısmen merkez bankasına devrettiği içinde kutlarım o da siyasi büyük bir risk ti ancak alındı bu şekilde olması gerekiyor. Ben inanıyorum ki bu gerçeğin ışığında önlemler alınabilir ve yapı düzeltilebilir dışa açık rekabet edebilir çağdaş bir yapıyı kurmak elimizdedir.