KKTC Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Turgay Avcı’nın Londra ziyareti çerçevesinde 30 Ocak akşamı Lord Magginis’in ev sahipliği yaptığı Lordlar Kamarası toplantısına katılma imkanı buldum. 1984-90 yıllarında ortalama haftada iki kez ziyaret ettiğim ve mesaimin bir ölçüde ikinci adresi olan İngiltere Parlamento binasını aradan 15 yıl sonra ziyaret etmek benim için kaçınılmaz bir nostalji turuna dönüştü. Güvenlik görevlilerinin bazıları değişmemişti. Her zaman elden bırakmadıkları zarif hitap tarzları ile “ Beyefendi sizleri birkaç gün önce de görmüştük,değil mi ?” diyerek 15 yılın ne kadar çabuk geçtiğini adeta ihsas ettirir gibiydiler.
Lord Magginis babacan ve heybetli fiziği ile tüm konukları sıcak karşıladı. 1972 yılından beri katıksız ve gerçek bir KKTC dostu, kuzey İrlanda eski milletvekili John Taylor’la ( halen Lordlar Kamarası üyesi Lord Kilcloony) Türk usulü kucaklaştık . Başta John Taylor olmak üzere eski dostlarımızdan Barones Gill Knight ve Lady Butterworth’u, yeniden görmek beni mutlu etmişti.
Gözlerim bir an buğulanarak “Türk Kıbrıs’ın Dostları Britanya Karma Parlamento Grubu” Başkanı, İşçi Partili, ünlü tiyatro yazarı Lord Ted Willis ve yine ayni partiden yakışıklı aktör milletvekili Andrew Faulds’u aradı.. Lordlar ve Avam Kamarası üyelerinin yerini aldığı oval masanın armalı sandalyelerinde, onlarla birlikte KKTC için omuz omuza mücadele eden 20i aşkın grup üyemiz maalesef aramızdan göçüp gitmiş, ebediyete intikal etmişti. Bunlar arasında Lord Newall, Lord Hanworth, Lord Broxbourne, Lord Butterworth,, Lord Airdale, Lord Atlee, Lord Davies, Dışişleri Komisyonu eski Başkanı Sir Anthony Kershaw, Savunma eski Bakanı, espiri yüklü Sir Anthony Buck, Muhafazakar Partide başbakan adayını tayin eden güçlü 1922 Komite Başkanı Sir Marcus Fox, Richard Holt, Sir Dudley Smith, Sir James Hill ile Dame Sheila Roberts yer almaktaydı.
15-20’ye yakın milletvekili ise 1993 yıllarında Rum-Yunan Lobisinin, Asil Nadirin şahsında Polly Peck şirketine karşı yürüttükleri cazgır ve amansız propaganda ile ilişkilendirilme endişesiyle sessizce kenara çekilmeyi ve düşük profilli Türk dostu olmayı tercih etmişlerdi. Oysa Parlamento Grubumuzun hiçbir üyesinin Polly Peck şirketi ve sayın Nadirle hiçbir irtibat ve ilişkisi yoktu.
Başta Parlamento Grup Başkanı Keith Speed olmak üzere 30 yakın milletvekili dostumuz aradan geçen 15-20 yıl zarfında siyasi hayattan doğal olarak ayrılmış oldular, ama, benim gönlümde her biri KKTC’NİN LORDLAR VE AVAM KAMARASINDA UÇUŞAN BARIŞ GÜVERCİNLERİYDİ VE KKTC’NİN EN YÜKSEK DEVLET HİZMET ÖDÜLÜNE HAK KAZANMIŞLARADI.
Onlar yıllarca, hiçbir karşılık beklemeden, Kıbrıs Türk Halkının, ambargosuz, insanca ve özgür yaşama hakkını Parlamento içinde ve dışında bıkmadan savunmayı görev bildiler. Rum-Yunan kanadına asla dil uzatmadılar ancak Kıbrıs Türküne uygulan ambargo ve izolasyonları hukuk ve insanlık dışı olarak tanımlayıp bu insanlık ayıbına karşı mücadeleyi elden bırakmayacaklarını hep söylediler. Kıbrıs’ın bekasında, eşit söz hakkına sahip Türk ve Rum Halklarına, Dünyanın da eşit muamele ve eşit yaklaşımı siyasal çözümün temel ön şartı olduğunu ve bu şartın bir an önce yerine gelmesi uluslararası hukuk ve antlaşmalarının da gereği olduğunu sürekli dile getirdiler. Lordlar Kamarası Başkanımız Lord Ted Willis’in aziz hatırası önünde saygı ile eğilirken, 1986 yılında, tarihi Genel Kurul Salonundan yükselen veciz konuşmasını anımsadım: “ SAYGIDEĞER LORDLARIM,
TÜRK ORDUSUNUN KKTC’DEKİ YASAL VARLIĞINA İŞGALCİ DEMEK GAFLETİN TA KENDİSİDİR. KKTC TÜRKLERİN VATANIDIR. ORADA YAŞAYAN İNSANLAR TÜRKTÜR VE TÜRK ORDUSU DA ONLARIN BAĞRINDAN ÇIKMIŞ KENDİ ORDUSUDUR. KIBRIS TÜRKÜ, RUM KARŞITLARINDAN DAHA FAZLA BİR HAK TALEB ETMEMEKTEDİR. RUMLARA EŞİT HAK VE HUKUKUNU TALEB ETMEKTEDİR. ULUSLARARASI CAMİANIN, BU YÖNDE BİR ADALETİ TESİS ETMEDİĞİ YETMEZMİŞ GİBİ, KIBRIS TÜRKÜNE REVA GÖRÜLEN AMBARGO VE BASKILARIN BOYUTLARI CANAVARCA ÖLÇÜLERE VARMIŞTIR.”
Aramızdan göçüp giderek arkalarında bıraktıkları derin boşluğa rağmen Lordlar ve Avam Kamarasındaki barış güvercinlerimiz uçmaya devam edecektir. Annan Planı ile birlikte Kıbrıs Türkünün nihai bir barış için sergilediği olağanüstü özveriye şahit olsalardı bu barış güvercinlerinin Parlamento Binasından yükselen sesleri aynen şu olacaktı “ Türk kanadı barış masasında sorumluluğunu yerine getirmiştir. Başta, garantör İngiltere ve Avrupa Birliği Kıbrıs Türküne verilen taahütleri, gecikmesizin yerine getirmeli ve KKTC üzerinden tüm ambargo ve izolasyonlar kaldırılmalıdır. Kimse bu insanlık dışı baskıların ve insanlık ayıbı ambargoların tehdit ve gölgesinde toplumlararası müzakerelerin sonuç vermesini
beklememeli. Esasen AB tam üyeliği gibi, ancak siyasal çözümle Türk ve Rum Halklarına yasal olarak verilebilecek, tarihi bir ödülün BM Barış Planınını reddeden Rum kanadına verilmesiyle Kıbrıs’ta BM çözüm parametreleri tahrip edilmiş,çözümsüzlük ödüllendirilmiştir. Bu şartlarda Avrupa Birliği, tahrip ettiği siyasal eşitlik dengelerini yeniden tesis etmeli ve KKTC’yi de ambargosuz Güneydeki Helen Devleti çizgisine taltif etmelidir. Ancak bu takdirde Rumlar siyasal çözüm yolunda bir insentif kazanabilir. AB, Helen egemenliğine dayalı bir “ Kıbrıs tam üyeliği” esaslarını benimsemekle tarihi bir yanılgıya düşmüştür. Bu tarihi hatadan dönmek şimdi Avrupa Birliğine düşmektedir.”
Barış güvercinlerimizi çok özlüyorum. Onları kilit Dünya Merkezlerine taşımak için Speed ve Lord Willis’le mutabık kalmış ve 1987 yılında ABD Kongre ve Senato’sunda etkin bir çalışma gerçekleştirmiştik. Avrupa ve Avustralya Parlamentolarına kadar uzanan kapsamlı programları öngörmüş ve uygulama için yetki bekliyorduk. Yeni dönemde bu önemli fırsatların değerlendirileceğine inanıyorum. Yeni Bakanımızın ve yeni Londra Temsilcimizin bu yönde bir heyecan ve kararlılık içinde olması umut vericidir. Barış güvercinlerimiz artık onlara emanet !
