Londra’dan bir başbakan geldi, geçti.. Oldukça hareketli, koşturmacalı bir haftaydı.. Gazetecilerin işi zor, olayları izlemek, kim ne dedi not almak, teybe çekmek, fotoğraflamak..
Londra’dan bir başbakan geldi, geçti.. Oldukça hareketli, koşturmacalı bir haftaydı.. Gazetecilerin işi zor, olayları izlemek, kim ne dedi not almak, teybe çekmek, fotoğraflamak.. Sonra onları tek tek ayıklayıp yazmak, fotoğrafları download etmek, yani digital makinelerden bilgisayara aktarmak.. Ve en sonunda noktayı koyup, yazıişlerine göndermek.. Ve de zamanında yetiştirmek..
Mesleğin cilvesi çok.. Bunlarla uğraşırken, çevreyle uğraşmak.. İşinize engel olmaya çalışanlarla mücadele etmek.. Fiziki ve de manevi.. Heryerde sık sık olmasa da bulunan vakalardan.. Pazartesi akşamı korumaların gazabına uğrama azizliğine ben de uğradım.. Sayın Başbakan İrsen Küçük’ün, Kuzey Londra’daki Wood Green yakınındaki Grand Palace salonundaki konuşmasında kapıda, içerde bir hayli koruma vardı.. Ne fotoğraf çekerken, ne teyplerimizi masaya koyarken rahat vermediler.. Teyp koymak istedim, müdahele ettiler.. Fotoğraf çekmek istedim, özellikle Erenköy Mücahitlerinin Başbakan’la sohbeti sırasında..İttiler. Teybimi bile masadan almama zor izin verdiler.
Bu hafta Londra’dan ABD Başkanı Barack Obama da geçti.. Onun basın toplantısında bile böylesine zorluk yaşandığını sanmam..
Biz zorlanırken, sonradan anladık ki Başbakana KTHY konusunda soru sormaya çalışan yabancı konuk da güvenlikçilerden nasibini almış.. Hani şu 4 KTHY bileti alıp, Türkçe bilmediği için sorusunu soramayan kadıncağız.. Konferanstan yan odaya alınıp, sonra da görmediğimiz Nidal Venables, konuşma sonrası aşağıda kapıda bekliyordu..Neden beklediğini sorduğumuzda, “Beni salondan çıkarttılar, sonra da güvenlikçiler içeri almadı” dedi..
Araştırdık, soruşturduk.. Özellikle Başbakan ‘ın eşi Gülin Küçük, konuya çok üzüldüğünü söyledi.. Hatta arkadaşımız Gözde Akben’in konuyla ilgili makalesini çantasından çıkarıp , “Biz neden böyle birşey yapalım, yaptırtalım” dediğinde, gerçekten üzüldüklerini anladım.. Birileri orada işgüzarlık yapıp, herhalde kadıncağızı bir daha içeri almadı.. Kapıda ızbandut gibi duran güvenlikçi de başıyla “evet” deyip, almadığını doğruladı.
Kim dedi, neden dedi, biri gerçekten emir verdi mi, bilmiyoruz.. Ancak anladığım kadarıyla KTHY mağdurunun başına gelenler Küçük çiftini oldukça üzmüş.. Bu arada ben de güvenlikçilerin basına tavırlarını hem resmi şahıslara, hem de Kıbrıs Türk Cemiyetine bildirdim..Cemiyet, güvenlikçeleri kendilerinin tuttuğunu onayladı.. Ancak onlar da bu yakınmalarımızı duyunca şaşırdılar, dikkate alacaklarını söylediler..
Başbakanın gezisinde beni en çok şaşırtan ise , Sayın Küçük’ün Kıbrıs Türk Cemiyeti’nin 60’ıncı yıl kutlama balosundaki konuşması oldu.. Söyledikleri değil, nasıl söylediği.. Çocukken okulumun yanında , seçim mitinglerindeki konuşmacıları dinliyorum zannettim bir an, Sayın Küçük’ün salonda dalga dalga yayılan heyecanlı sesini duyunca.. Gerçi Türkiye’deki seçim meydanlarındaki konuşmalar da bundan aşağı kalır değil son haftalarda.. İngiltere’de Parlamentodaki konuşmaların tonu, yüksek de olsa böyle coşku dolu değildir.. Akdenizli ve Britanyalı olmanın farkı herhalde bu olsa gerek..
Başbakan Küçük, Londra’da olağanüstü bir ilgi gördü mü, doğruya bakarsanız görmedi.. Ama herkes saygısını, sevgisini gösterdi.. Ne de olsa Başbakan burada misafirdi.. Son yıllarda gelenlerin hiçbiri de , eskiyle karşılaştırınca öyle aman aman ilgi görmedi.. Ancak en coşkulu kim konuştu derseniz, hiç tereddütsüz İrsen Küçük derim.. Sayın Başbakan, 40-50 yıldır burada yaşayan soydaşları, arkadaşlarından aldığı yüksek moralle adaya dönüyor.. Sanıyorum, gördüğü yakınlık, ilgi ona , son
aylarda adada yaşananların olumsuzluğunu biraz da olsa hafiflettirdi.
Bu arada Gülin Hanımefendinin konuşması da oldukça ilginç, adada yaşananları birebir Londra’daki hanımlara taşıyan sözlerdi.. Salieri Restaurant’da, KKTC Temsilcisi Kemal Köprülü’nün eşi Sevhal Köprülü’nün , Bayan Küçük onuruna verdiği çay gerçekten samimiydi. Toplumun birçok tanınmış siması oradaydı.. Ekonomik durumdan, sosyal yaşama Bayan Küçük sessizce, sakince, eşinin aksine bir tonla konuk hanımlara anlattı. Hükümetin büyük özveriyle çalıştığını söyledi..
Evet yoğun bir hafta geride kaldı, kalmasına.. İki kafta sonra bu sefer Sayın Cumhurbaşkanı Derviş Eroğlu ve eşini karşılamaya hazırlanıyoruz..Bakalım neler yaşayıp, duyacağız.