Ulusal Birlik Partisi’nin çok adaylı bir genel başkanlık seçimi sonrası Cumhuriyetçi Türk Partisinde de benzeri bir yarışa tanıklık ettik.
UBP'deki yarış büyük ölçüde içerikten yoksun ve Sayın Cumhurbaşkanından boşalan yeri kapmaya dönüktü. Tartışmalar ise 'Söz verdin ama caydın', 'gandırıkcısın', 'ben oynamam' ama 'bakanlık verirsen oynarım', 'sen beni oyundan attın o zaman ben başa geçip seni oyundan atacam' şeklinde uzayıp giden ve ne partiye ne de demokrasiye faydası olan bir yapı arzetmişti.
CTP'de ise biz oyunu profesyonel oynarız, bizim için parti önde gelir ve biz partimiz için ölürüz ayaklarına yatıldı. Şöyle ki, adaylar seçim konuşmalarını 23 Nisan çocukları gibi yaptı. Ancak, parti içinde esen fırtınaların halen daha devam ettiğini sağır sultan bile bilmekte....
CTP içinde 2. Cumhurbaşkanından başlayan emanetçi spekülasyonu, partiyi liberalleştirecekler o zaman CTP'de işleri yok UBP'ye gitsinler söylemi, partiyi radikalleştirecek diye bazı adayların kesilmesi, bazı adayların Sayın Soyer tarafından destekleniyor diye tukaka edilmeye çalışılması, kamuyla paylaştığı herhangi bir fikri olmayan hanedan temsilcilerinin Parti Meclisine sokulması, bazı adayların orjinal CTP'li bazı adayların ise çakma olduğu şeklindeki karalama söylemleri ve en esef verici olan UBP'yi nepotizm ve partizanlıkla şuçlarken bile parti başkanı olmak için yapılan vaatlerin haddini açtığı şikayetleri......
CTP'de yukarıda vurguladıklarımızın teyidini bazı CTP kurmayları ve yandaş basından bazı kalemlerin açıklamaları su yüzüne çıkarmaktadır. Tabii ki, CTP'de yaşananlardan takdir edilecek 2 şey vardır. Birincisi devamlı olarak parti çıkarlarını ön plana çıkarıp her şeye rağmen aday olmayan Sayın Ferdi Sabit Soyer'in, ve söylediklerinin arkasında durup 2. tura kalmadan çekilen Sayın Kalyoncu'nun tavrıdır.
Tabii ki, herşeye rağmen şuanki başkan Sayın Yorgancıoğlu ve kendisini kutluyoruz. Kendisinden beklediğimiz CTP'nin pozisyonunu net olarak ortaya koymasıdır. Biz de özelleştirmeye karşı değiliz ama!..... Biz de kamuda reformdan yanayız ama!......... Biz de örgütlenmeden yanayız ama!..... gibi söylemlerin arkasına sarılan bir CTP'nin ne kendine ne topluma faydalı olacağını sanmıyorum. Özellikle aşağıdaki hususların net olarak ortaya konması gerekmektedir:
• CTP'ye göre nasıl ve hangi yöntemle özelleştirme?
• CTP'ye göre nasıl bir özerkleştirme?
• CTP'ye göre çalışanların örgütlenmesi ne dereceye kadar ve nasıl olacak?
• CTP'ye göre nasıl emek en yüce değer olacak?
• Hazırlanan paketlerin hazırlanış biçiminden ziyade nelerine karşıdır nelerine taraftardır?
• Eğer varsa kendi ekeonomik isitikrar programı nedir?
• CTP'ye göre Kamu reformu nasıl olacak? Mevcut hazırlanan AB'ye uyum yasasının neyine katılıyor neyine katılmıyor?
• Bütçe açığı nasıl giderilecek? Sürdürülebilir nasıl kılınacak? ve
• Herşeyden önemlisi kendi hükümeti zamanında yaptığı ve UBP'yi yıldız olarak iktidara taşıyan hatalarının muhasebesini yapacak mı?