Kurumlarımıza sahip çıkmalıyız

Ülkemizde en çok tartışılan ekonomik faaliyetlerde bulunan kurumlarımızın geleceği. Gerçekten de çok önemli bir konu ancak bir o kadar da stratejik olan ve ekonomik akıl ile yönetilmesi gerekliliği tartışmasız olmaktadır.

Ülkemizde en çok tartışılan ekonomik faaliyetlerde bulunan kurumlarımızın geleceği. Gerçekten de çok önemli bir konu ancak bir o kadar da stratejik olan ve ekonomik akıl ile yönetilmesi gerekliliği tartışmasız olmaktadır. KKTC gerçeği ile yüzleşmeli diye daha önce de yazmıştım, bu gerçek içinde bulunduğumuz ortamı net olarak yansıtmalı çünkü nerde olduğumuzu görebilmemiz için işte bu gerçeğe ihtiyacımız var, gizleyerek hiçbir yere varamayız. Devletimi ilan ettiğimiz günden itibarendir özellikle ekonomik kuruluş nitelikli yapıları koruyamadığımız inkar edilemez bir gerçektir.

Çok acı tecrübeler yaşayan Kıbrıslı Türkler kurmuş oldukları yeni yaşam biçimlerinde ekonomik kuruluşlarını da oluşturdular ve hayat buldular ancak gerçekte sürdürülebilir bir yapı oluştu mu? Gerçekten bu geçen kısa dönemde aranması gereken cevap bu aslında bizim kendimizin yönettiği ve her dara girdiği zaman da Anavatan Türkiye’den destek bulduğumuz bu ekonomik kuruluşlarımızın geleceğini doğru şekillendirdik mi?

Bazı kuruluşlarımız çok güçlü olduğu halde onlarda batık hale gelebildi ancak sorunun ne olduğu konusunda da doğru konuşmuyoruz, beni de gerçekten rahatsız eden KTHY millileştirdik de ne yaptık kısacası batırıp kapattık yazık, iki taraf da suçlu. 300 çalışan ile olabilecek bir kuruluş 800-950 kadar çıkmış bazı ihaleleri de şaibeli ancak biz yönetiyorduk yok halt ediyorduk. Sendika ki bana göre en çok sorumlu olanlar onlar çünkü içteki yapıyı en iyi bilen onlar kaç kişi ile çalışılması gerektiğini gelir ve gideri ancak kötü bir örnek oldu hatırlayalım ki 14. Maaşları alamadılar diye grev yaptılar ve uçakları uçurtmadılar, turistler ve diğer yolcular perişan oldu hiçbir suçları yokken işte bizim şirket çalıştırma anlayışımız bu kadar daha çok derken işsiz kaldılar çünkü sürdürülebilir bir yapı oluşmadı birçok şey maalesef sanal idi.

Koop sütten de bahsetmek isterim iyi bildiğim bir yapı bir kere özeldeki işletmeler gibi faaliyet göstermeli hasbel kader uzun bir dönem yönetiminde bulundum beni en çok rahatsız eden o yatırımın Lefkoşa içinde kalmasıdır geniş bir arazi üzerinde olmalı idi ve şehrin dışında tüm depoların ve ambarların bir çatı altında olacağı bir kampus gibi, bunu başaramadık. Geçmişte yanlış yatırım yapıldı ise de araştırılmalı varsa suçlu yargıya sevk edilmeli ancak satılması konusunu ümit ederim ki yetkililer bir kez daha telafuz etmezler. Kara 2011 yılı içerisinde geçen bir kuruluşa ki Kıbrıs Türk hayvancısının sigortasıdır nasıl olurda satılsın denebilir. Bir kere orası katı sendikal akıl ile yönetilemez bunu yönetim kurulunun çok iyi bilmesi şart piyasa koşullarında çalışma imkanı sağlanmalı çalışmayacak varsa da derhal işten durdurulmalı DÜNYA rekabet koşulları değişirken sizler olduğu gibi kalamazsınız.

Kuruluşlarımıza sahip çıkalım da zarar etmelerini de önleyelim bunu sağlamak kolay yeter ki o kuruluşlarda ki sorumluların sesine kulak verelim KOOP SÜT benim özel ilgi alanım içerisin de bu konuyu daha da araştırıp yazacağımı söz veririm çünkü artık yanlışa tahammülümüz olmamalı.

Bizdeki katı sendikal duruş birçok ekonomik kuruluşlara ciddi zarar veriyor ben çalışanların mağdur olmasını savunmuyorum asla böyle bir şey olamaz bilakis kuruluşların hayatta kalmasını ve oralarda çalışanların mağdur olmamasını destekliyorum. Ancak ekonomik akıl ile rekabet edebilir bir yapı ile ve hesap verebilmeli bu kuruluşlar, kar amacı şart çünkü ancak hayatta kalabilir ve yenilenebilirsiniz sıfırı tüketmeden.

Kısaca değerli okurlar kurumlarımıza sahip çıkmalıyız her mücadeleye varım ancak bir başkalarının otlağı haline gelmesi için değil gerçek bir şeffaf yönetim için ve sendikal oyunlara gelmeden rekabet edebilir bir yapıda olabilmesi için ben varım.
Bu haber 771 defa okunmuştur

:

:

:

: