‘Kamuda etkinlik ve verimlilik için sadece yasa yeterli değil zihniyet değişimi de lazım!.... ‘

KKTC’de Türkiye Cumhuriyeti’ninde yarattığı motivasyonla çağdaş ve rekabet edebilir bir ülke yaratmak için reform çalışmaları yürütülmektedir.

KKTC’de Türkiye Cumhuriyeti’ninde yarattığı motivasyonla çağdaş ve rekabet edebilir bir ülke yaratmak için reform çalışmaları yürütülmektedir. Bunlar arasında ise Avrupa Birliği uzmanları ile birlikte hazırlanan ve kamunun bilgisine getirilen “Kamu Görevlileri Yasası” çok önemli bir yere sahiptir.

“Kamu Görevlileri Yasası”nın eleştirilebilecek tabii ki birçok yönü olabilir. Demokratik ortamda tartışılmak üzere kamunun bilgisine getirilmesinin de temel nedeni budur. Ancak, herşeyden önce yasa ile ortaya konan vizyon takdire şayandır.

Yeni “Kamu Görevlileri Yasası” ile verimlilik ve etkinliğin hedeflenmesi, liyakatın esas alınması, performans değerlendirmesinin sistemin merkezinde görülmesi akademisyen olarak bizleri memnun etmektedir.

“Kamu Görevlileri Yasası” na doğrudan atıf yapmamakla beraber bu makale ile kamuda etkinlik ve verimliliğin temel ilkeleri kavramsal olarak ortaya konacaktır. Bunlar sırasıyla tutumluluk, etkinlik, verimlilik, kapasite tespiti ve geliştirilmesi, performans yönetimi ile zihinsel ve kültürel dönüşüm gereğidir.

• Kamu Yönetiminde Ekonomi ve Tutumluluk: Kamuya ait iş ve işlemlerle ilgili girdilerin en ekonomik şekilde sağlanması, insan, araç-gereç ve teknolojinin en ekonomik şekilde kullanılması, yönetim faaliyetlerinin makul ve mantıklı bir şekilde ve plan-program içerisinde gerçekleştirilmesi gibi hususlar kamu yönetiminde ekonomi kavramı içerisinde mütalaa edilmelidir. Tutumluluk, kamu kaynaklarının israfının önlenmesini ifade ediyor. Hiç bir zaman kullanılmayacak yatırımlara kaynak ayrılması, çalışmayan fabrikalar için istihdam yaratılması, sıcak günlerde çalışan kaloriferler gibi konulara hassasiyetle yaklaşmak tutumluluk ilkesine örnektir.

• Kamu Yönetiminde Etkinlik: Kamuya ait gerekli ve güncel hedeflere zamanında ve belirlenen şekilde ulaşılmasıdır. Bu hedeflere ilişkin sözkonusu iş ve işlemlerin ne geç, ne de erken, tam zamanında yapılmasıdır. Kamu yönetiminde etkinlik dediğimizde, hedeflere ulaşılması ve sonrasında ortaya çıkan etkilerin bir bütün olarak değerlendirilmesi anlaşılmalıdır.

• Kamu Yönetiminde Verimlilik: Kamuya ait kullanılan kaynaklar ile elde edilen çıktılar arasındaki bağıntıyla ilgilidir. Kamu yönetiminde mevcut kaynaklarla azami çıktılar elde edilmişse verimlilik sözkonusudur. Ya da kamu yönetiminde en az kaynakla gerekli çıktılar elde edilmişse bu da verimlilik kapsamındadır. Ancak bu kavramların belki de en önemlisi etkililiktir (etkinlik). Etkili olmak elde edilen çıktıların vatandaşlar için gerçekten gerekli ve faydalı olmasını sağlamaktır. Çok verimli olarak gerçekleştirdiğimiz bir faaliyet gerçekten bir değer yaratmıyorsa, aslında kaynaklar boşa harcanmış demektir. Örneğin, fulbol takımı olmayan köye çim saha yapma gibi etkili olmayan bir yatırımın verimlilik açısından değerlendirilmesi anlamsızdır.

• Kapasite Değerlendirilmesi ve Geliştirilmesi: Kamu kaynaklarını etkili olarak kullanabilmek için kamu sektöründeki yönetim kapasitesinin, bilgi düzeyinin ve motivasyonun geliştirilmesi gerekmektedir. Kurumsal kapasite tespiti yapmadan performans ölçme değerlendirme kuruma beklenen faydayı sağlamayacaktır.

• Performans Yönetimi: Kurumlarda liyakata dayalı bir sistemin işlerlik kazanması için performans yönetimi, sistemin olmazsa olmazıdır. Kurumda belirlenen hedeflere ne ölçüde varıldığının ölçülmesi ve kurumsal etkinlik ve verimliliğin artırılması için ücretlendirme, terfi, eğitim ve kariyer geliştirme gibi önlemlerin alınmasına performans yönetimi denmektedir. Bu yapı ile ilgili sistem aşağıdaki şekille açıklanabilir.

 

 

 

 

 

 

 

 


• Kültürel ve Zihinsel Dönüşüm Gerekliliği: Kamu reformunun yukarıda belirtilen temel ilkelerini sürekli kılabilmek için kamu yönetiminde katılımcılığı, saydamlığı, hesap verebilirliği ve performans kültürünün geliştirilmesi gerekmektedir. Hesap verme kültürünün yerleşebilmesi için siyasi ve bürokratik olarak liderlik konumuna gelenlerin kendilerini hükümdar gibi görme anlayışını terk etmeleri gerekir. “Verdimse ben verdim” anlayışı yerine kamu kaynaklarının her kuruşunun etkili kullanılmasına özen gösterildiği konusunda hesap verme anlayışı hakim anlayış olmalıdır. Bu nedenle, hesap verme kültürünü geliştirecek iletişim yatırımlarına önem vermekte büyük yarar görülmektedir. Performans kültürünü hakim kılabilmek için önem verilmesi gereken en önemli unsurlardan birisi de kamu sektöründe insan kaynakları politikalarında esnekliğe, ödüllendirmeye ve cezalandırmaya fırsat verecek bir sistemdir. Ancak hepsinden önemlisi, insan kaynakları politikalarının uygulanmasında siyasi sadakat değil; bilgi, yetkinlik ve performansa dayalı liyakat öncelik kazanmasıdır. Politikaların oluşturulmasında katılımcılığa, öngörülebilirliğe ve saydamlığa dikkat edilmesi kamu politikalarının vatandaşın güvenini kazanmasına ve uygulanabilirliğinin sağlanmasına yardımcı olacaktır. Kamu politikalarının vatandaş odaklı ve etkili olabilmesi ancak bu şekilde sağlanabilir.

SONUÇ OLARAK, KAMU REFORMUNU SADECE BİR YASALAŞMA SÜRECİ OLARAK DEĞİL, AYNI ZAMANDA BİR KÜLTÜR DEĞİŞİMİ PROJESİ OLARAK ALGILAMALIYIZ. ŞÖYLE Kİ, SİYASİLERİN HER ŞEYE RAĞMEN LİYAKATTAN VE ADALETTEN TAVİZ VERMEYECEĞİ, TOPLUMUN MÜNFERİT ÇIKARLAR İÇİN HAKSIZLIK VE ADALETSİZLİK TALEB ETMEYECEĞİ, SENDİKALARIN MUKTESEP HAK MAZARETİ ARKASINA SAKLANMADAN SALT KIDEME GÖRE DEĞİL PERFORMANSA GÖRE ÜCRETLENDİRME VE TERFİ MEKANİZMASINI KABULLENECEĞİ, ŞEFFAFLIK VE HESAP VEREBİLİRLİĞİN ESAS ALINDIĞI BİR KÜLTÜREL DEĞİŞİM KAMU GÖREVLİLERİ YASASININ UYGULAMADA BAŞARILI OLMASININ TEMEL ŞARTIDIR.

Bu haber 1714 defa okunmuştur

:

:

:

: