27 Temmuz 2011’de yayınlanması beklenen ‘’Mavi Marmara’’ olayını soruşturan ‘’Palmer
Raporu’’ öncesinde konuda bahsi geçen taraflar birbirleri arasında diplomatik söz düellosuna girmiş durumdalar. Başbakan Erdoğan’ın, ‘27 Temmuz’a kadar özür dilemezseniz B planını devreye sokarız’ demesi İsrail’de konu gereğince tartışmaları da fişekledi. İsrail Dış işleri bakanı Lieberman’nın konu hak. duruşu şuan için aynı. Eğer hükümet özür dilerse partilerinin koalisyondan kopacağını ifade etmesi İsrail’de kafaları epey karıştırmışa benziyor.İsrail’de basında çıkan haberlere baktığımızda ise, Binyamin Netenyahu’nun İsrail- Türkiye ilişkilerinin düzeltmek için gemide ’öldürülenler’’ için kurulacak fona katkıda bulunacaklarını ifade ettiği basında dolaşan haberler arasında.
Türkiye tüm bu dolaşan bilgi akışı yönünde çeşitli senaryoları düşünmek zorundadır. Bundan dolayı da Erdoğan eğer özür dilenmez ise B planını devreye koyarız demesi de burada çizilen bir senaryodur. Başbakan Erdoğan’ın dediği B planı nedir? Merak ettim sağı solu karıştırdım. İşimize yarayacak birkaç önemli notlar buldum…
Nedir bu B planı?
B planına göre; İlk olarak Türkiye uluslar arası ortamda üye olduğu kurum ve kuruluşları kendi lehinde kullanarak İsrail’i köşeye sıkıştırmaya çalışacak.
-Türkiye’de mavi Marmara hak. açılmış davalar var. İç hukukta süreç bittikten sonra konu
hk. davaların boyutu değiştirilerek uluslar arası ortama taşınılması düşünülmektedir.
-Filistin’de özellikle Gazze’ye uygulanan kapalı cezaevi tipinde ki uygulanın bir an önce son verilmesi için gerekli girişimlere başlanacak.
-Uluslar arası boyutta Türkiye’nin desteğiyle sorun için destek aranacak.
Tüm bu planın içeriği gereğince Türkiye – İsrail İlişkileri 27 Temmuz sonrasında kısa dönemli de olsa normal olması beklenemez. İkili ilişkilerde soğuk havaların eseceği günlere doğru gitmekteyiz. Türkiye’nin B plan öncesinde istedikleri açıkça ortadır. Bunları tekrardan hatırlamakta fayda vardır. İlk olarak; Öldürülenler için ailelerine verilmek üzere tazminat ödenmesi.İkinci olarak da ,Gazze’ye uygulanan ablukanın kaldırılmasıdır.İsrail’den gelen sinyaller doğrultusunda çalışan TC Dış işleri Bakanlığı çalışmalarını arttırmışa benziyor. Çünkü şu an için Türkiye’nin istediklerine tam manasıyla İsrail’de hükümette olan partilerden olumlu bir yanıt gelmiş değil. İsrail ve Türkiye’de ki durum şuan için zıtlaşma yönünde devam ediyor. Türkiye pozisyonu itibariyle kazandığı prestiji ve yapılan haksızlığı gidermek istiyor. Türkiye’de bölgede daha da güçlü noktaya gelmesi için bu davasında istediklerini kazanması Türkiye’nin lehinedir. Türkiye’nin bu durumda İsrail’e karşı tek durmaması lazımdır. Durumu BM’nin İnsan hakları hak. aldığı kararlara dayandırması ve Uluslar arası boyutta desteği de arkasına alması Ankara’yı Tel-Aviv’e karşı daha güçlü kılacaktır.