Her yeri seçim heyecanı sardı.. Seçim konuşmayan kişi,  konuşulmayan mekan kalmadı gibi.

Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı ve genel seçimler, tüm gündemin sanki tek konusu ....

İngiltere ise 10 yılını başbakanlık koltuğunda geçiren Tony Blair’in  gidişini resmileştirmesi ardından,seçimi telaffuz etmeye başladı..

Resmen parti liderliğinden ayrıldığını , milletvekili seçildiği İskoçya’yadaki Sedgefield bölgesinde  açıklayan Blair, 27 Haziran’da da Kraliçe Elizabeth’in huzuruna çıkarak, başbakanlıktan ayrıldığını bildirip, görevini teslim edecek....

Uzun zamandır, Blair’in kendine söz verdiği liderliği ve başbakanlık koltuğunu bekleyen Maliye Bakanı Gordon Brown da buraya oturacak... 10 yıldır iktidara geldiklerinden beri Blair’in yanından ayrılmayan, Maliye Bakanlığı yapan Brown’nın işi zor..

Fiziken, karısı ve iki oğluyla yıllardır Başbakanlık konutunda yaşayan Brown, Blair’in  Irak savaşıyla partiye ve ülkeye verdiği  zararı tamirle  işe başlayacak,

Liderlik kampanyasını açan 53 yaşındaki Brown’nın ,  54 yaşında emekliliği seçen Blair’i aratıp aratmayacağını zaman gösterecek..

Genel seçimler için Brown’nın önünde daha en az iki yıl var.. Ancak, yapacak işler de bir o kadar çok..

Partisinin kaybettiği güveni, oyları, sandalyeleri geti getirecek , güçlü politikalarla kampanyasına başlaması beklenen Brown, özellikle ‘Orta sınıf’ ın oylarını kazanmaya çalışacak... Sonuçta Blair, onların oyuyla başbakan olmuştu..

İngiltere ve Türkiye’deki seçimler, iki ülke için de hayati önem taşıyor..

                                                              **
Yazının başlığının bunlarla ilgisine gelince..

İngiltere’de, Türkçe konuşan toplumun siyasete , yerel yönetimlere ilgi ve katkısı, son yıllarda giderek artıyor.

Daha birkaç gün önce Limasol doğumlu Doğan Delman’ın Enfield Belediye Başkanı oluşu törenindeydik..

Belediye Meclisini dolduran üyelerin arasında, Muhafazakarlardan Ertan Hürer, İşçi Partisinden Yasemin Brett, Ayfer Orhan, Ahmet Karahasan ve Ahmet Öykener bizim temsilcilerimiz olarak göğsümüzü kabartıyordu..

Diğer Belediyelerde, hatta Londra dışındaki belediyelerde de Türkçe konuşan temsilcilerimizin sayısı yavaş yavaş artıyor..

Yıllar öncesini hatırlıyorum.. Londra’ya bir saat uzaklıktaki Dunstable kasabası Belediye Başkanlığına Bilgin Musannıf adlı Kıbrıslı Türk getirilmişti.. Türk toplumu için bir ilkti.. Sembolik de olsa Belediye Başkanlığına ilk kez dilimizi konuşan biri gelmişti..O günkü tören, hala hafızalarımdadır..

Bu ilki daha sonra Belediye Meclislerine giren ve bugün İngiltere’deki toplumumuzun yakından tanıdığı Yasemin Brett, Ayfer Orhan, Meral Ece, Nilgün Canver, Doğan Delman, Ahmet Karahasan, Ertan Hürer, Muttalip Ünlüer izledi.. Yasemin Brett, Enfield’de Belediye Başkanlığına seçilen ilk Türkçe konuşan temsilcimiz oldu..

Şimdi ise aynı görev, Doğan Delman’ın  ..

Kuzey İngiltere’de, Muhafazakar Partiden  1980’lerin başında bir dönem milletvekili seçilen Richard Hickmet , Avam Kamarasında Türkçe isimli ilk temsilciydi..

                                                                      *

Geçen seçimlerde Muhafazakarlardan Ertan Hürer, İşçi Partisinden Ayfer Orhan partilerinin milletvekili adayı olarak, seçime girdiler.. Gereken oyları alamadılar.. Ancak yarışı da bırakmadılar..

Halen Enfield Belediyesinde görevli, 20 yıllık politikacı Ayfer Orhan, İşçi Partisinin ülke çapında milletvekili olarak açıkladığı ilk  resmi aday...

Geçen haftaki yerel seçimlerde oy kaybeden İşçi Partisini, Hemel Hempstead’de toplama görevi de , 5 yaşından beri burada yaşayan Ayfer Orhan’ın..

Milletvekili adaylığı açıklandığından beri gece-gündüz çalışan Ayfer Orhan, işinin zor olduğu, ancak ‘ imkansız’ olmadığını söylüyor..

Genel seçimlerin ne zaman yapılacağı henüz belli değil.. Dolayısıyla başka Türkçe konuşan aday çıkıp, çıkmayacağı da bilinmiyor..

Partisi ne olursa olsun, Parlamentoların beşiği olarak tanımlanan Westminster Sarayına milletvekili yollamamızın zamanı çoktan geldi...

Şu anda Belediye Meclislerinde, İşçi, Muhafazakar ve Liberal Partilerden görevli Türkçe konuşan üyelerin sayısı 19... Yıllar öncesinin birkaç üyesinden sonra, ilgimizin arttığının en somut  sonucu..

Gençlerimizin, kendi kültür, gelenek, kimliklerini koruyarak, yaşadıkları ülkenin siyasetine katılması hepimiz için sevindirici..

Türkiye’nin Avrupa Birliğine katılmasında Türk tezini en fazla destekleyen  İngiltere, dünya politikasinin baş aktörlerinden. İngiltere’de, Avam Kamarasında içimizden, dilimizi konuşan birinin veya birilerinin bulunmasının artıları varın siz düşünün..

Almanya, Hollanda, Belçika’da Türk milletvekilleri gerek yerel , gerek parlamento yönetimlerinde yıllardır yerlerini almış durumda... Hatta Avrupa Parlamentosun’da bile temsilcimiz var..
Bu tabloyu , denizi aşıp, Britanya topraklarına taşımak işten değil..

*****