Akdeniz,kulağa ismi ne hoş geliyor.Sıcacık,insanın içini ısıtıyor.Masmavi uçsuz bucaksız bir deniz baktıkça bakmak istiyorsunuz.Sanki gökyüzü ile birleşmiş gibi.Tanrım bu denize baktıkça insan nasıl da huzur buluyor. Baktıkça dalıp dalıp gidiyorsunuz. Ta M.Ö'ye kalıntılarının bulunduğu yıllara... O yıllara insanlar nefes alıp veriyorlardı ve hep bereketin zenginliğin peşinden koşuyorlardı.Bıkmadan usanmadan. Binlerce yıl önce Anadolu'dan kopup Kıbrıs Adası'na yerleşmiş insanlık daha sonra Ortadoğu'nun bir çok yerinden göç edip adaya yerleşmişlerdir. Kıbrıs Adası'nın tarihi o kadar derindir ki anlatmakla yazmakla bitmez. Mısır İmparatorluğu, Hititler, Fenikeliler, Asurlular, Persler,Büyük İskender,Roma İmpatorluğu, Bizans, Ermeniler, İngiltere Tapınak Şovalyeleri, Luziyanlar, Kıbrıs Krallığı, Cenevizliler, Memlüklüler, Venedikliler... 1571 yılında İkinci Selim şimdilerde izlemiş olduğumuz Muhteşem Yüzyıl dizisinin Hürrem Sultanı'nın oğlu kendileri. Adanın güzelliğini, bereketini; bağların, üzümlerin, şarabın tadını; Venedik kızlarının güzelliğini,korsanların acımasızlığını keşfetti.2.Selim'in gelişi o yıllarda muhteşem olmuştu.Sanat ruhlu olan babası Süleyman'ın genlerini taşıyordu. Enstruman çalar,şarkı söyler,gizlice şarap içerdi.Damarlarında dolaşan kan aşktı. Sonuçta aşk adasının Afrodit'in vatanına aşk Tanrıçası'nın doğduğu vatanın sahibi olmuştu.Aşk yaşamak,aşık olmak en doğal hakkı idi.Akdeniz,Kıbrıs Adası aşkların yaşandığı en güzel ada;gerçek sonsuz aşklar,Afrodit'in Aşk Tanrıçası'nın adası.Yürüdüğü yerlerde çiçekler açar,kurumuş otlar yeşerirdi.O kadar bereketliydi ki doğduğu yerde doğal gaz bulundu.2.Selim Venedikli bir kıza aşık oldu.Sofia,sonra adı Safiye Sultan oldu.1878'de ne büyük acıdır ki Osmanlı Kıbrıs Adası'nı borçlarından dolayı İngilizler'e kiraladı.Ondan sonra İngiliz Krallığı dönemi başladı.Yasalar değişti.Kıbrıs Adası'nın çevresi her geçen gün birer küçük İngiliz toprağına dönüştü.1960'dan sonra Kıbrıs Cumhuriyeti adı altında bütün dünyaya adını duyurdu.Yaşanan acılar,savaşlar,göçler.1974'te yapılan Barış Harekatından sonra De Facto(yasaya aykırı olarak gerçekte var olan)olarak tanınan Kıbrıs Türk Federe Devleti kuruldu.Daha sonra Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti olarak adını değiştirdiler.Bizler isimlerle uğraşa duralım.Bugün Güney Kıbrıs adını dünyaya altın harflerle kazıdı.Bizler isim tartışması ile yoğrulalım.Her kafadan bir ses.Dünyaya adımızı duyurabiliyor muyuz?Önce onun savaşını verelim.Her geçen gün hata hata üstüne katmer katmer ekleyerek yapıyoruz.Bir zamanlar nasıl da haklıydık.Şimdilerde hiçbir şeyin değerini öğrenemeyecek miyiz?Bulduğumuz cevherleri,değerleri,öylece elimizin altından kayıp gitmesine göz mü yumacağız?Neden bir şeyleri beceremiyoruz?Neden hep başkalarını suçluyoruz?Bizlerde hata yok mu?Kızdık mı hemen koparıp atıyoruz.Hem kendimizi hem de sevdiklerimiz çirkinleştiriyoruz.Mutsuz,huzursuz insan;çirkin insandır.Ne olursak olalım makam,ünvan farketmez bu topraklarda yaşayan insanların arasında kim bilir ne altın fikirli insanlar vardır.Kıbrıs Türkü'nün yaşadığı bunca acı yetmedi mi?Bir türlü biteremediniz Kıbrıs sorununu,karşılıklı bir şeyleri vermeden,paylaşmadan hiç bir sorun çözülemez.Güney Kıbrıs bir süre sonra Avrupa Birliği'ne başkanlık yapacaktır.O zaman ne olacak?Günden güne güçleniyorlar.Hem maddi hem manevi anlamda bizler ne yapıyoruz?Geri sayım başladı.Ne olur biraz kalbimizin sesine kulak verelim ve mantığımızı harekete geçirelim.Hayatta hiç bir şey için geç değildir.Yükselmenin,güçlenmenin bir yolu vardır.Aşk adasına bu kadar eziyet yakışmaz.Yüzyıllar boyu çektiği çile yetmedi mi?Bu kadar acıya rağmen hepimizi kucaklıyor.En güzel aşkları yaşatıyor.Hazineler sunuyor ve kim bilir yüzyıllar boyu gelecek nesillere daha ne çok güzelliklerle yüklü hazineler yaşatacak.Aşk kokulu adamıza yepyeni bir sayfa...Mis kokulu bembeyaz yaseminleri dikelim,her evden zeytin dalı,tütsüler yükselsin.Masmavi denizinde yıkanalım.Bütün huzursuzluklardan arınalım.Mutluluk tablosuna büyük puntolarla yep yeni sayfamıza adımızı yazalım.Sizi seviyorum.