Bugün kalemim çok farklı bir çizgiye yöneldi.Yaşamın içinde gündemden düşmeyen ayrılıkları anlatmak istedi.Yüzlerce tür ayrılıklar... Ana rahmine düşen insanı gün doğumundan gün batımına kadar onlarca ayrılıklar bekliyor insanı ve yaşam acısı ile tatlısı ile ayrılıkları yaşatıyor.Ayrılıkları ele aldığımızda türleri ne olursa olsun her kalbe derin sızılar yaşatır ve göz yaşları akar yanakları ıslatır.İçimizden keşke ayrılıklar olmasa,hiç kimse sevdiklerinden kopmasa,sonsua dek birlikte olabilseler birlikte nefes alıp birlikte bir lokmayı paylaşabilseler hayat ne güzel olurdu herkes için.Küçücük bir çocuk önce anne kucağı,ışığı oluyor güvendiği inandığı,sıkı sıkı sarıldığı,okul yılları başlamasıyla başlar ayrılıklar peş peşe,dize dize inci gibi sıralanır.Her bir ayrılık önünü görmeden kimi insan karanlığa doğru kimi insan ışığa doğru yürür.Ne büyük bir acıdır ki dünyamızdavar olan altı milyon insan istatistiklere göre ışığa doğru yürüyen insan azınlıktadır.Yaşam şartları,çaresizlikler,iklimlerin değişmesi,hayat mücadelesi,ayrılıkları tetikleyen unsurlardır.Önce aile ocağı anne,baba,kardeş yukarıda da belirttiğim gibi okul,okul arkadaşları,kimi insan uzak diyarlara uzanır bütün değerlerini geride burakır.Evini,ailesini,vatanını,örf ve adetleini içini sancılar sarar gözü yaşlı bir de sevgili geride bırakırsa işte o zamandır ki kalbine kapkara bir bıçak saplanır.İstese de söküp atamaz acılara gömülür.Ayrılıkların en acısı olan çaresizliğine yenik düşer ve ciğeri kavrulur mantığına ve kalbine hükmedemez.Bir eşyayı bile alırken eskiyen eşyanızı atamazsınız.O kadar çokalışıyor ki insan eskiye gözler hep eskiyi arıyor.Anılar bir şerit gibi gözlerinizn önünden geçip geçip gidiyor.Bir insan söz konusu oldu mu unutmak mümkün mü?Yaşanan onca anıyı hiç bir bir şey yerinden silip atamaz.Her bir değerin yeri apayrıdır.Aile bağları,okul arkadaşları,askerlik arkadaşları,iş ortamları,can dostları (pek nadir bulunur) bir saksı içresinde yetiştirdiğiniz çiçek,bir kedi yavrusu,bir köpek,bir meyve ağacı maazallah önemsediğiniz değerlerinize bir şey olsa nasıl da içiniz burkulur.Kalbiniz sızlar.Kaldı ki insan,canınız,kanınız,kalbinizin öbür yarısı,hiç ayrılabilir misiniz?Ama kör olasıca ayrılıklar upuzun uzayan yollar...
Ayrılıklar üzerine yazılan bir şiir:
Ey canımın canı
Bensiz çekip gitme
Bensiz atını sürüp gitme
Aydınlığım,güneşim
Bensiz çekip gitme
Gökyüzüne uzanan ellerimi
Boş çevirme
Kara bulutlarınla
İçimi karartma
Ey canımın canı
Sür bembeyaz atını
Bana doğru şahlansın
İçimi,ruhumu aydınlatsın
Kederi,gamı
Söksün atsın içimden
Yüzümü güldürsün
Üstüme yağmurlar yağsın
Bereketlensin
Ey canımın canı
Güneş açsın
Gönlümü ışıtsın
Ey canımın canı
Dur gitme
Kalbimi karartma
Beni diri diri
Mezara gömme
Dur gitme
Kalbimi karartma
Beni
Diri diri
Mezara gömme
Dur gitme
Ben sensiz
Ne yaparım
Ey canımın canı
Dur gitme
Gitem
Ey canımın canı